MADRİD - ŞENHAN BOLELLİ
Tıbbi onkoloji uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün, kanser hastalığında hedefe yönelik tedaviler ile olumlu sonuçlar alınmaya başlandığını belirterek, "Bana öyle geliyor ki bu iş kimsenin şu anda aklına gelmeyen, basit bir yolla çözülecek. Bu birkaç yıl sonra da olabilir, 50 ya da 200 yıl sonra da. Belki kanserin de çözümü hepimizin önünde ama şu anda göremiyoruz." dedi.
İspanya'nın başkenti Madrid'de 8-12 Eylül tarihlerinde düzenlenen Avrupa Onkoloji Kongresi'nde (ESMO) 130 ülkeden 23 bine yakın uzman, kanser hastalığının tedavisinde yeni gelişmeleri ele aldı.
Kansere karşı, bilinen kemoterapi ve ışın tedavilerinin yerini, hastaya özgü özelleştirilmiş, hedefe yönelik tedavilerin almaya başladığını dile getiren uzmanlar, hastanın yaşam süresinin bu şekilde uzatılabildiğini vurguladı.
ESMO'nun katılımcılarından tıbbi onkoloji uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün, AA muhabirine kanser tedavisinde yeni gelişmeler konusunda açıklamalarda bulundu.
Tıbbi onkoloji açısından 10 yıl önce tedavilerin ağırlıklı olarak tüm hücreleri öldüren kemoterapi yöntemiyle yapıldığını kaydeden Üstün, bu yöntemin halen çok kullanılmasına rağmen "akıllı ilaçlar" ve "immünoterapi" denilen, bağışıklık sistemini bir şekilde kanser hücrelerine yönelten uygulamaların son 3-4 yılda daha çok öne çıktığını bildirdi.
"7-8 aylık ömrü olan bir hasta hedefe yönelik tedavilerle şimdi 5 yıla kadar yaşatılıyor." ifadelerini kullanan Üstün, şimdiye kadar en çok maling melanom ile böbrek tümörlerinde kullanılan immünoterapinin, yavaş yavaş akciğer ve idrar kesesi kanserlerinin tedavisinde de yaygınlaştığını belirtti.
Batı toplumunun genelinde olduğu gibi Türkiye'de de en çok erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanserinin görüldüğünü anımsatan Üstün, nedeni henüz tam olarak açıklanamasa da meme kanseri görülme vakalarında yaş ortalamasının son yıllarda düşüş gösterdiğine dikkati çekti.
Türkiye'de akciğer kanseri hastalarının tıbbi onkologlara ulaşma oranının çok düşük olduğunu savunan Üstün, "Bu ciddi bir sorun. Akciğer hastalarının çoğunluğu, tanıyı ilk koyan göğüs hastalıkları uzmanları tarafından tedavi ediliyor. Kemoterapi tedavisi alıyorlar ama hedefe yönelik tedaviden mahrum kalıyorlar. Bunu önlemenin tek yolu da hastaların bilinçlenmesi." değerlendirmesinde bulundu.
Yaşlanan toplumda kanser riskiESMO'da gündeme getirilen "Kısa bir süre sonra her yıl daha az kanser vakası görülmeye başlanacak" tezine katıldığını bildiren Üstün, sözlerine şöyle devam etti:
"Artık kanser daha erken tanınmaya başlandı ve bu da tedaviyi daha etkili hale getiriyor. Ayrıca dünyada toplum bilincinin artması, sağlıklı beslenmenin önem kazanması, sigara gibi kansere neden olan başlıca faktörlerin düşürülmesi ve gelişen bilim, kanser vakalarını azaltacaktır ama diğer yandan unutmayalım ki dünyada yaşam yaşı da yükseliyor. Kansere en çok etki eden yaştır. Yaş artıkça kanser riski de artıyor."
Üstün, kanserin kalp hastalıklarını geçerek artık dünyada en çok öldüren hastalık olmaya başladığına dikkati çekerek, gelecek yıllarda özellikle genetik testler ile kanserin kişilerin gündelik sosyal hayatına daha çok girme olasılığının yüksek olduğunu savundu.
Mevcut tedaviler ile kansere karşı henüz istenen düzeyde aşama kaydedilemediğini dile getiren Üstün, "Bana öyle geliyor ki bu iş kimsenin şu anda aklına gelmeyen, basit bir yolla çözülecek. Bu birkaç yıl sonra da olabilir, 50 ya da 200 yıl sonra da ama bence Alexander Fleming'in antibiyotiği tesadüfen bulması gibi bir şey olacak. Belki kanserin de çözümü hepimizin önünde ama şu anda göremiyoruz." ifadesini kullandı.
dikGAZETE.com