ÇANAKKALE - BURAK AKAY
Teksas Üniversitesi MD Anderson Kanser Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özpolat, bir program kapsamında geldiği Çanakkale'de, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin en basit tanımıyla 'kontrol edilemeyen hücre çoğalması' olduğunu söyledi.
Her sağlıklı hücreden kanser hücresi gelişebileceğini vurgulayan Özpolat, bunun için çeşitli mutasyonlar geçirmesi gerektiğini aktardı.
"Lösemide başarı oranı yüzde 90'a çıktı"Bazı kanserlerde başarı oranlarının akıllı ilaçlar sayesinde hissedilir şekilde değiştiğini vurgulayan Özpolat, "Daha önce başarı oranı lösemide yüzde 30 iken, akıllı ilaçlar sayesinde yüzde 90'a çıktı. Ama pankreas kanseri gibi bazı kanserlerde henüz bu başarıyı yükseltmiş değiliz. Halen maalesef bir yıl içinde hastaları kaybedebiliyoruz. Dolayısıyla biz de son yıllarda eforlarımızı o yöne yönelttik, bunu daha iyi anlamaya çalışıyoruz." dedi.
"Şeker hastalığı ve hipertansiyon şekline getirilmeye çalışılıyor"Bülent Özpolat, 20 yıldır Amerika'da bulunduğunu, bu süreçte de önemli kanser araştırmaları yaptığını belirterek, MD Anderson Kanser Araştırma Merkezinin yapılan araştırma ve tedavi yöntemlerinde büyük yol kat ettiğini söyledi.
Bazı kanser türlerinin sistemsel bir özelliğe sahip olabildiğini ifade eden Özpolat, bunların tedaviye çok hızlı cevap vermediğini, 3-5 yıl gibi bir sürede tekrar geriye gelebildiğini anlattı.
Kanser tedavisinde bir ilaç yerine birden fazla ardışık kullanılan ilaçların etkili olabileceğini düşündüklerini ve çalışmalarını bu yönde sürdürdüklerini dile getiren Özpolat, şunları kaydetti:
"Örneğin hasta bir akıllı ilaç kullandı, 3 yıl sonra buna bir direnç gelişti. Sonra başka bir akıllı ilaçla devam ediyoruz. Dolayısıyla artık kanseri tamamıyla ortadan kaldıramasak bile kronik hale getirebiliyor duruma geliyoruz. Mesela şeker hastalığı gibi, hipertansiyon gibi. Bu insanlar hayatları boyunca ilaç kullanıyorlar, bu şekilde yaşıyorlar. Biz de kanseri, şeker ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalık şekline getirmeyi öngörüyoruz. Bunun yapılabileceğini düşünüyoruz. Kanser konusunda dünyada büyük araştırmalar yapılıyor. Yapılan araştırmalar çok ileriye gitti. Kanser 50 yıl içinde çözülmüş olacak çünkü bu çalışmalar büyük ivme kazandı. Teknolojideki gelişmeler bizim elimizi özellikle kanser konusunda çok hızlandırdı. Örneğin 20 yıl önce Amerika'ya ilk gittiğimde, birçok şeyi kendimiz elimizle yapıyorduk. Şimdi bir sürü alet var, robotlarımız var, çok daha hızlı yapmaya başladık. Gen analizleri, protein analizleri daha derin hale geldi. Gen analizlerinde çok kısıtlıydı, şimdi yeni teknolojiler ortaya çıktı."