Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rusya’dan S-400 alım kararının bir gecede alınmadığını belirterek, "Teknik detaylar çalışılmaya devam ediyor. S-400’ler NATO güvenlik sistemine ya da hava savunma sistemine entegre edilmeyecek. Kendi başına müstakil bir savunma sistemi olarak kalacak. Bu konudaki endişeler giderilebilir." dedi.
Kalın, Körber Vakfı tarafından düzenlenen Berlin Dış Politika Forumu kapsamında düzenlenen bir oturumda gazeteci Tim Sebastian ve katılımcıların sorularını cevaplandırdı.
Türkiye'nin DEAŞ’la mücadeleyi yürütebileceğini ve ABD'ye bunun için PKK ve PYD’ye ihtiyaçları olmadığını ve sadece hava desteği verilmesinin yeterli olacağını ilettiğini, fakat ABD’nin DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerini desteklemeyi seçtiğini anlatan Kalın, "PYD/YPG, DEAŞ’ı Batıya karşı pazarlık kozu olarak kullanmak istiyor. Onlara sahada PYD/YPG olmadan DEAŞ’a karşı başarılı olunamayacağını söylüyorlar. Biz başından beri buna karşıyız çünkü bir terör örgütüyle diğerini kullanarak savaşamazsın." diye konuştu.
Kalın, yıllardır ulusal güvenliğiyle ilgili endişelerini çeşitli platformlarda gündeme getiren Türkiye’nin, sınırlarını terör örgütlerinden koruma hakkına sahip olduğunu hatırlattı.
Barış Pınarı Harekatı sırasında Kürtlerin hedef alındığı ve özellikle Hristiyan azınlıkların taciz edildiği gibi iftiraların hiçbirinin gerçek olmadığını vurgulayan Kalın, bunların terör grupları tarafından ortaya atıldığının altını çizdi.
İbrahim Kalın, bir soru üzerine, Rusya’dan S-400 alım kararının bir gecede alınmadığını anlatarak, "Teknik detaylar çalışılmaya devam ediyor. S-400’ler NATO güvenlik sistemine ya da hava savunma sistemine entegre edilmeyecek. Kendi başına müstakil bir savunma sistemi olarak kalacak. Bu konudaki endişeler giderilebilir." dedi.
"Hiç kimse rejim ve YPG kontrolündeki bölgelere geri dönmek istemiyor"Türkiye’nin "işkenceye sıfır tolerans" politikası güttüğüne işaret eden Kalın, bu işkence iddialarını ortaya atanların Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hükümeti devirme girişimi ve PKK’nın terörist faaliyetlerinden bahsetmediğini söyledi.
Kalın, Türkiye'nin 7 yıldır milyonlarca mülteciye sahip çıkarak büyük bir krizi önlediğini ve bu konuda takdir edildiğini dile getirdi.
Sözcü Kalın, Trump yönetimi dahil batılı hükümetlerin Suriye'de Marksist-Leninist ayrılıkçı terörist bir örgüt olan PYD’yi destekleyerek bölgedeki öteki etnik grupları görmezlikten geldiklerini kaydetti.
Suriye’ye geri dönmek isteyen mültecilere değinen Kalın, hiç kimsenin rejim ve YPG kontrolündeki bölgelere geri dönmek istemediğini belirtti.
"Türkiye ile Avrupa’nın daha güçlü olacağına inanıyoruz"Türkiye’de farklı görüşlere sahip medya kuruluşlarının olduğunu ve yeri geldiği zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve kendisini eleştirdiğini ifade eden Kalın, Türkiye’de "gazeteci" olarak görevlerini yapanların bir sorunla karşı karşıya kalmadıklarını kaydetti.
Kalın, Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik konusunda uzun yıllar çaba harcadığının ve Erdoğan’ın bu konuda siyasi sermaye ortaya koyduğunun, AB üyesi olması halinde Türkiye'nin de Avrupa'nın da daha güçlü olacağına inandıklarının altını çizdi.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından kamu kurumlarındaki çok sayıda kişinin görevlerine son verilmesine ilişkin bir soru üzerine Kalın, 1990’da iki Almanya’nın birleşmesi sonrasında eski Doğu Almanya vatandaşı 500 bin memurun Doğu Almanya istihbarat örgütü Stasi için çalıştığı iddiasıyla işten çıkarıldığını hatırlattı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com