Türkiye Kadın Kültür ve Dayanışma Birliği üyesi kadınlar, bazı televizyon dizileri yüzünden aile bağlarının zedelendiğini vurgulayarak durumu tepki gösterdi.
Türkiye Kadın Kültür ve Dayanışma Birliği üyeleri ile birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, Bursa’da bir araya gelerek, televizyon dizilerine tepki gösterdi. Grup adına açıklama yapan Gülten Aktaş, dizilerin sosyolojik açıdan incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Küresel dünyanın teknolojik etkileri kapsamında sözde modernite öykünmeleri gelişmekte olan ülkeleri ciddi ölçüde tehdit ediyor. Evrensel ahlaki değerlerin yanında kendi öz değerlerimize sahip çıkmak en önemli görevlerimizden olmalı. Toplumlar üzerinde böylesi etkiler oluşturan, yönlendiren ve yozlaştıran iletişim araçlarının kullanımı giderek daha da önem kazanmaktadır. Son zamanlarda artan dizi furyası neredeyse insanların günlük yaşantılarının tam da odak merkezi haline gelmiştir. Diziler, sanal ortamlarda fert olma arayışı içerisinde yitip gitmekte olan gençlerimizin hayal dünyalarını şekillendirmektedir. Aile bağlarını, arkadaş ilişkilerini, toplumsal birlik ve dayanışma ruhunu zedeleyen, sevgi, saygı, vefa, merhamet gibi duyguları yok edip çarpık ilişkileri besleyen, hırs, öfke ve intikam duygularını harekete geçirerek şiddeti makul hale getiren senaryolar izleyiciler tarafından giderek içselleştirilmektedir. Tüm yetkilerin ve denetimlerin dizilerin olumsuz etkilerini bertaraf edecek şekilde kullanılması yasal bir görev olmanın ötesinde insani bir görev olarak görülmelidir" dedi.
(İHA)
Türkiye Kadın Kültür ve Dayanışma Birliği üyeleri ile birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, Bursa’da bir araya gelerek, televizyon dizilerine tepki gösterdi. Grup adına açıklama yapan Gülten Aktaş, dizilerin sosyolojik açıdan incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Küresel dünyanın teknolojik etkileri kapsamında sözde modernite öykünmeleri gelişmekte olan ülkeleri ciddi ölçüde tehdit ediyor. Evrensel ahlaki değerlerin yanında kendi öz değerlerimize sahip çıkmak en önemli görevlerimizden olmalı. Toplumlar üzerinde böylesi etkiler oluşturan, yönlendiren ve yozlaştıran iletişim araçlarının kullanımı giderek daha da önem kazanmaktadır. Son zamanlarda artan dizi furyası neredeyse insanların günlük yaşantılarının tam da odak merkezi haline gelmiştir. Diziler, sanal ortamlarda fert olma arayışı içerisinde yitip gitmekte olan gençlerimizin hayal dünyalarını şekillendirmektedir. Aile bağlarını, arkadaş ilişkilerini, toplumsal birlik ve dayanışma ruhunu zedeleyen, sevgi, saygı, vefa, merhamet gibi duyguları yok edip çarpık ilişkileri besleyen, hırs, öfke ve intikam duygularını harekete geçirerek şiddeti makul hale getiren senaryolar izleyiciler tarafından giderek içselleştirilmektedir. Tüm yetkilerin ve denetimlerin dizilerin olumsuz etkilerini bertaraf edecek şekilde kullanılması yasal bir görev olmanın ötesinde insani bir görev olarak görülmelidir" dedi.
(İHA)