Dermokozmetik Kliniği Direktörü Dermatolog Yrd. Doç. Dr. Jale Yüksek Pehlivan, PRP uygulamasında kişinin kendi kanı kullanıldığı için alerji riski içermediğini, işlem sayesinde cildin en doğal biçimde yapılandırıldığını belirtti.
Yüksek, derin kırışıklıkların bile hacimlendirilebildiğini belirterek şunları söyledi: “Cildimiz yaşlandıkça parlak, sıkı ve ipeksi görünümünü kaybeder. Cilt yaşlanması genetik miras nedeniyle zamanından önce de görülebileceği gibi, güneş ışınlarına yoğun bir şekilde maruz kalma, düzensiz uyku ve beslenme, hormonal değişim gibi bir çok faktör dolayısıyla da hızlanabilmektedir. Sıkı, gergin ve ışıl ışıl bir cilt görünümü ancak sağlıklı bir bağ dokusuyla sağlanabilir. Geçen yıllarla birlikte cildin en önemli desteği olan bağ dokusunda bozulma görülmeye başlanır.
Aynı zamanda bu dokunun kendini onarma ve yenileme süreci yavaşlar. İşte tüm bu sebeplerden dolayı ciltte ince ve derin kırışıklık, çökme ve sarkma meydana gelir. Yüzde göz altı torbaları ortaya çıkar ve çökme oluşur. Bu da yüzümüze yorgun bir ifade olarak yansır. Ayrıca orta yüz bölgesi olan yanaklarda yağ hücresinin küçülmesi ile bölgede sarkma gelişerek yüz ovalinin bozulmasına neden olur. Burun kenarında ve ağız kenarındaki derin kırışıklık kişinin genç görünümünden uzaklaşmasına neden olur.”
KANINIZDAKİ DOLGU ETKİSİNİ KEŞFEDİN
Dermokozmetik Kliniği Direktörü Dermatolog Yrd. Doç. Dr. Jale Yüksek Pehlivan, cilt yaşlanmasının ilk belirtisinin yüz bölgesinde gelişen kırışıklıklar olduğunu vurgulayarak, bu sorunun çözümünde en sık tercih edilen uygulamanın hyalüronik asit içeren dolgu uygulamaları olduğunu kaydetti.Hyaluronik aside karşı aşırı duyarlılığı olan kişilerde ve doğal görünümden uzaklaşma kaygısı olanlarda PRP uygulamasını tercih ettiklerini bildiren Dr. Yüksek, sözlerini şöyle sürdürdü: “PRP, trombosit olarak adlandırılan hücrelerden zengin plazma ile uygulanan bir kozmetik işlemdir. Bu yöntemde, kişinin kendisinden alınan kan, serum haline dönüştürülür.
Bu serumda kandaki trombosit miktarından 4 kat fazla trombosit hücresi bulunur. Ayrıca normal kanda bulunan miktardan çok daha fazla büyüme faktörü elde edilmiş olur. Bu büyüme faktörleri cildin bağ dokusunun yenilenme sürecini hızlandırır. Böylece cilt yeniden, gençleşerek yapılanır. PRP tedavisi kişinin kendi kanının kullanılması yöntemi olduğu için alerji gibi bir yan etkisi yoktur. Son derece güvenilir bir yöntemdir.”Uygulamaya ilişkin ayrıntıları paylaşan Dr. Jale Yüksek, PRP’nin deriye küçük iğne yardımıyla yüzeysel ve derin enjeksiyonlarla uygulandığını söyledi.
DOĞAL GÖRÜNTÜNÜZDEN KOPMADAN GENÇLEŞİN
Süreç sonunda cildin kendi onarım sürecini hızlandırarak gerçekleştirdiği için kişinin doğal görüntüsünden kopmadan gençleştiğine dikkat çeken Dermatolog Dr. Yüksek, PRP’nin derin kırışıklıklarda, sivilce (akne) izlerinin ve yara izlerinin çukurlarında hacimlendirme etkisi yaptığına değindi.Dr. Jale Yüksek, PRP uygulamasının yüz bölgesine olduğu gibi boyun, dekolte ve el üzerine de yapılabileceğini bildirerek, işlem süresinin 20-30 dakika kadar sürdüğünü açıkladı.Dermokozmetik Kliniği Direktörü Dermatolog Yrd. Doç. Dr. Jale Yüksek Pehlivan, şöyle konuştu; “Acılı bir işlem değildir. Uygulamanın hemen ardından bölgede hafif kızarıklık ve şişlik meydana gelir ancak bu yan etki 3-4 saat içinde kaybolur.
İşlemle birlikte ciltte pembe parlak bir görünüm elde edilir. PRP ile ilk seansta ciltte bir parlaklık elde edilse de asıl etkisini 3. seansta göstermektedir. PRP uygulamasını 2 hafta-20 gün aralarla 3-4 seans olarak öneriyorum. PRP'den elde edilen iyilik halinin devamı için yılda bir veya iki kez tekrarlanması önemlidir.”
dikGAZETE.com