Ramallah
Vatandaşlarını Kovid-19 aşısına teşvik için pizza, künefe gibi yiyecekler veren İsrail, işgal altında tuttuğu Batı Şeria ile uzun yıllardır abluka uyguladığı Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere aşı vermeye ise yanaşmıyor.
Dünyada nüfusa oranla en fazla aşı yapılan ülke İsrail olurken, işgal ve ablukanın boyunduruğu altında Batı Şeria ile Gazze'de yaşayan Filistinlilerin neredeyse tamamı henüz aşıya ulaşamadı.
Uluslararası toplum, "Dördüncü Cenevre Sözleşmesi" esasınca İsrail'in işgal altındaki tüm Filistinlilere aşı temin etmekle yükümlü olduğunu belirtirken, Tel Aviv yönetimi, aşı temininin Filistin yönetiminin sorumluluğunda olduğunu iddia ediyor.
Baskılara rağmen İsrail, Batı Şeria'daki sağlık çalışanlarının aşılanması için 5 bin doz aşı sözü verdi ve şu ana kadar 2 binini Filistin yönetimine teslim etti
Filistin yönetiminin Rusya'dan temin ettiği 10 bin doz Sputnik V aşısı, 4 Şubat'ta Batı Şeria'ya ulaştırılmıştı
Aşı sıkıntısına ek olarak, İngiltere ve Güney Afrika kaynaklı mutasyonun giderek yayılması nedeniyle Batı Şeria'da Kovid-19 vakaları artmaya devam ediyor.
Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, yaklaşık 3,1 milyon nüfusa sahip Batı Şeria ile işgal altındaki Doğu Kudüs'te son üç günde günlük 2 binden fazla Kovid-19 vakası tespit edildi.
Hastanelerin doluluk oranı yüzde 95’e yükseldi
Filistinli kaynaklara göre, Kovid-19'daki sert yükseliş nedeniyle Batı Şeria'daki hastanelerin doluluk oranı yüzde 95'e ulaşmış durumda.
Uzmanlar vakaların artmaya devam etmesi durumunda Batı Şeria'daki sağlık sisteminin çökmesinden endişe ediyor.
Batı Şeria'nın Ramallah kentinde bulunan Kovid-19 test merkezindeki yoğunluk, salgının ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.
Test merkezinde görevli Doktor Abdulbasit Zeyneddin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgının daha önceye nispeten çok daha hızlı bir şekilde yayıldığını ve vaka sayılarının hızla arttığını belirtti.
Dr. Zeyneddin, Batı Şeria'da Kovid-19 vakalarındaki artışın başlıca nedenlerinin İngiltere ve Güney Afrika kaynaklı mutasyonlu virüsün hızla yayılması ve bölge sakinlerinin sosyal mesafe ve maske takma gibi kurallara yeteri kadar riayet etmemesi olduğunu dile getirdi.
Söz konusu merkezde önceki aylarda günlük ortalama 500 test yaptıklarını ancak son günlerde bu sayının 1000’i aştığına dikkati çeken Zeyneddin, “Filistin yönetimi şu ana kadar virüse karşı başarılı bir mücadele ortaya koydu, ancak bunun böyle devam etmesi durumunda salgının kontrol altında kalacağını sanmıyorum.
Filistin için tehlike çanları çalıyor.” ifadelerini kullandı.
"Filistin'e aşı temininden İsrail sorumlu"
Filistin topraklarındaki aşı sıkıntısına da değinen Zeyneddin, "İsrail işgal devletidir ve Filistin’deki bu salgının durdurulmasından da aşı temininden de sorumludur.
Bu bağlamda tam bir ihmal söz konusudur ve İsrail bu ihmalini sürdürüyor. Filistin’e aşı sağlamalıdır.
Uluslararası hukuka göre de işgal devletinin böyle bir sorumluluğu söz konusudur." değerlendirmesinde bulundu.
Kovid-19 testi olduktan sonra konuşan Ramallah sakini İhab Fukaha ise salgının bölgede hızla yayıldığını ve durumun oldukça ciddi olduğunu ifade etti.
İsrail'in kendi vatandaşlarını aşılarken, Filistinlileri görmezden gelmesine tepki gösteren Fukaha şunları kaydetti:
"İsrail vatandaşları aşı olmaya başladı, biz neden olmuyoruz. Avrupa, ABD vatandaşlarını aşılıyor.
Biz de hem kendimizi hem de çocuklarımızı korumak için bu aşıyı almak istiyoruz. İsrail, işgal devleti olması hasebiyle bu halka aşı temin etmek zorundadır."
"Aşının gecikmesi can kaybının artmasına neden oluyor"
Ramallah Sağlık İşleri Müdürü Doktor Mehdi Raşit ise salgının hızla yayılmasının Batı Şeria'daki Filistinlileri ciddi şekilde endişelendirdiğini belirtti.
Salgındaki sert yükseliş nedeniyle Batı Şeria’da daha önce aşı olmaya yanaşmayanların bile bir an önce aşı vurulmak istediğini dile getiren Raşit, “Nüfus sayısı ile şu ana kadar ulaşan aşı doz sayısı arasında çok büyük bir uçurum var.
Çok az sayıda aşı Filistin’e ulaşmıştı. Dolayısıyla aşının gecikmesi hem can kaybının artmasına hem de maddi zarara neden oluyor.” cümlelerini kullandı.
Salgının daha da fazla yayılmasını önlemek için Filistin'e Kovid-19 aşısının en kısa zamanda gelmesi gerektiğine vurgu yapan Raşit şöyle devam etti:
"Yaklaşık 3-4 hafta önce günlük yüzlerce vakadan bahsederken, bugün sağlık bakanlığımızın verilerine göre günlük ortalama 2 bin vakadan bahsediyoruz.
Aşının gecikmesi de durumu daha da kötüleştiriyor ve virüsün kontrolden çıkmasına neden oluyor. Aşı ne kadar tez zamanda temin edilirse, virüsün yayılmasını da o hızla düşürürüz."
İsrail’de 23 Mart’ta yapılacak seçimin ardından Tel Aviv yönetimi Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin de aşılanması için adımlar atar mı bilinmez ama salgının bu hızla devam etmesi halinde özellikle Batı Şeria ile Gazze Şeridi’ni zor günlerin beklediği ifade ediliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com