ANKARA
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un eşi Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş ile Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in eşi Hatice Kübra Görmez, "Vahyin Işığında Kadının Hikayesi: İnsanlığın Hikayesi" konulu konferansa katıldı.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından, TDV Konferans Salonunda düzenlenen "Vahyin Işığında Kadının Hikayesi: İnsanlığın Hikayesi" adlı konferansta konuşan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş, peygamberlerin hayatından kesitler içeren hikayelerin geçmişte kalmadığını, bugün de insanları etkileyici ve ders alınması gereken olayların yaşandığını belirtti.
Geçmişte bir Filistinli kadınla tanıştığını ve onun hayat hikayesinden çok etkilendiğini anlatan Kurtulmuş, "Biz hep sahabe, peygamber hikayelerine oldu, bitti diye bakan insanlardık. Fakat o hanımla tanışınca fikrim tamamen değişti. Hala bu hikayeler devam ediyor, hala insanlar bunu birebir yaşıyor." dedi.
İsrailli işgalcilere karşı mücadele veren Filistinli kadının kendisine anlattıklarına değinen Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Mescid-i Aksa'ya yakın bir yerde oturan, Türk kökenli bir hanım. İlkokul mezunu bir hanım ve yaşadıkları çok ilginç. Diyor ki, bir bahçe içinde iki katlı bir evim vardı. Burada yaşarken Yahudiler evimi elimden almak istediler. Bana çok büyük paralar teklif ettiler. Evimin bir tarafına da oğlumu evlendirip almıştım. Sonra tahliye etmediğimizi görünce, kapımızın altından evimize silah attılar ve silah bulundurmaktan dolayı oğlumu tutukladılar, evini boşalttılar."
Filistinli kadının boşaltılan evine Yahudilerin yerleştiğini anlatan Kurtulmuş, olayın ardından geçen 8 yıla rağmen mağdurların, İsrail kanunlarının yol açtığı engeller nedeniyle dava bile açamadığını belirtti.
Oğlu hapiste, kocası tekerlekli sandalyede bir yaşam sürdürmeye çalışırken birgün Filistinli kadının, İsrail'den ev karşılığında çok büyük bir çek teklifi aldığını kaydeden Sevgi Kurtulmuş, uzatılan çeki yırtan kadının, "Ben yaşlı bir kadınım. Bu saatten sonra benim bu parayla ne işim olabilir ki. Fakat kıyamette Resulullah bana sorarsa, Allah bana soracak olursa 'Ben sana Mescid-i Aksa'yı emanet etmiştim. Seni oraya komşu olarak bırakmıştım, niye bıraktın' derse, ben ne cevap veririm." diye konuştuğunu aktardı.
"Hala böyle kadınlarımız var"
Para teklifini kabul etmeyen kadının bir gece İsrail askerleri tarafından evinden zorla çıkarıldığını belirten Kurtulmuş, kadının atıldığı kaldırıma bir çadır kurarak, İsrail'in zulmünü uluslararası camiaya duyurmayı amaçladığını ve uzun yıllar orada yaşadığını söyledi.
Sevgi Kurtulmuş, bu hayat hikayesinden bir ders alınması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bazen çok daraldığımız, mücadelenin çok ağır geldiği zamanlar oluyor. Hepimiz neler yaşadık, tabii çok kolay şeyler değildi. Fakat ben bu hanımla tanışınca yaşadığımız şeylerin çok da zor olmadığını anladım. Biz buralarda, kaç kilometre uzakta, İsrail'e kafa tutmakta ayaklarımız neredeyse zangır zangır titriyor. Öyle çok kolay şeyler değil, bütün dünyaya hakim olan, işgalci bir devletten söz ediyoruz. Fakat İsrail'e karşı, onlara karşı bir kadın olarak bu kadar dik durabilmek herkesin harcı değil. Hala bu mücadelenin sürmekte olduğunu gösterdi bana. Bizim hala böyle annelerimiz, böyle kadınlarımız var. Allah hepimize güç kuvvet versin."
"Güçlü olmalı kadın"
Konferansta konuşan Hatice Kübra Görmez de İslam'ın kadına verdiği değere işaret ederek, kadının hikayesini Hazreti Havva'dan başlayarak, geçmişten bugüne kadınların yaptığı fedakarlıkları anlattı.
Hazreti Muhammed'in eşi ve kızlarına karşı davranışlarının örnek alınması gerektiğini belirten Görmez, onun kadına yaklaşımı ve nazik tavrını anımsattı.
Görmez, kadınların kimi zaman devletlere en güzel katkıları yaptığını kimi zaman da savaşlarda canları pahasına vatanı koruduğunu ifade etti.
"Güçlü olmalı kadın, iradeli, ferasetli, cesaretli olmalı." diyen Görmez, kadınların kendisi üzerinden oynanan oyunların farkına varması gerektiğini, köle değil, hayatı güzelleştiren olması gerektiğini vurguladı.
"Kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur"
Kur'an-ı Kerim'de kadın ve aile konusunda sadece hükümler ve belli bir çerçeveyle sınırlı ilkeler olmadığını vurgulayan Görmez, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kur'an bize bu ilkelerin ışığında daha da ilerlememizi emretmektedir. Ancak Müslümanların bu hedefleri ileriye götürmek yerine, o hükümlerin ortaya koyduğu sınırlar içinde bile kalamadığı bir gerçektir. Özellikle popüler dini kaynaklarda yer alan kadının yaratılışına ilişkin mitoloji ve hurafe niteliğindeki tasvirler, kadına yönelik zayıflık ve eksiklik söylemi, fitne ve ayartıcılık ithamı, kadının erkek üzerinden tanımlanıp konumlandırılması İslam'ın özüyle bağdaşmamaktadır. Allah'a ve gönderdiği vahyine muhatap olmak bakımından, Allah'a kulluk ve yaratılış gayesi bakımından, yeryüzünü imar etmek bakımından, yeryüzünde hakkı, hakikati, ahlakı, fazileti yerleştirme bakımından kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur. Bu farkı kim ortaya koymaya kalkarsa o yanlış ideolojiye teslim olmuş demektir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com