Okçular Vakfı Kurucu Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, sıfır atığın evde başladığını belirterek, "Gitgide toplum olarak israfa sürükleyen bir tüketim kültürünü benimsiyoruz, bundan kurtulmamız lazım. Bir ürün alırken bile atığı ile ilgili kaygı duymaya başlamamız gerekiyor." dedi.
Bilal Erdoğan, Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEM-DER) tarafından, sıfır atık projesine destek sağlamak amacıyla Ataşehir Grand Sheraton Hotel'de gerçekleştirilen Cemre Çarşısı etkinliğini, TOGEM-DER Yönetim Kurulu Üyesi olan eşi Reyyan Erdoğan ile ziyaret etti.
Eşi Reyyan Erdoğan tarafından özel olarak tasarlanan elbisenin önünde poz veren Erdoğan, daha sonra çarşıdaki stantları gezdi.
Stant görevlileri ve ziyaretçilerle sohbet eden Erdoğan, eşiyle Hıdırellez Çarşısı standından çeşitli ürünler satın aldı.
Erdoğan, ardından Cemre Çarşısı'nda ihtiyaç sahiplerinin dileklerini gerçekleştirmek için kurulan ağaçtan dilek seçerek, bu dileklerin gerçekleşmesi için yardımda bulundu.
Yemek pişirdiBilal Erdoğan, stantları gezdikten sonra önlük giyerek ünlü şef Ömür Akkor ile yemek pişirdi. Türlü yapan Bilal Erdoğan'ın kullandığı sebzelerden artanlarla da Ömür Akkor çorba pişirdi. Yapılan yemekler daha sonra misafirlere ikram edildi.
Erdoğan yemek yaparken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da yemek standını ziyaret etti.
"Ben de yemek yemeğe geldim." ifadesini kullanan Bakan Varank, Erdoğan'a hangi yemeği yapacağını ve ne zaman hazır olacağını sordu. Bilal Erdoğan'ın, "1,5 saat sürer." demesi üzerine, Bakan Varank, mitinge gideceğini ve dönüşte uğrayıp yemeği yiyeceğini belirtti.
Bilal Erdoğan, burada yaptığı açıklamada, yemek yapmayı sevdiğini ve öğrencilik yıllarında mutfağa girerek yemek yaptığını söyledi.
Yemek yapmanın püf noktasının yemek yapmayı sevmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, öğrencilik yıllarında en severek yaptığı yemeğin fırın torbasında sebzeli tavuk olduğunu dile getirdi.
Bilal Erdoğan, "Son dönemde tereyağının sade yağa çevrilmesi furyası var. Özellikle yemeklerde kullanacağınız tereyağını sade olarak kullandığınız zaman, daha yüksek ısıda yemek yapma imkanınız oluyor. Evde mısır patlamak istediğinizde sade yağ olarak mısırı da tereyağında patlatabilirsiniz. Sade yağı evde yaptığınız zaman stres de giderici bir iş." diye konuştu.
Aşçıların, soğanı doğrama şeklinin çok iyi olduğunu söylemesi üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Mutfakta bir süredir zaman geçirmediğim için çok hızlı değilim. Yemeğin lezzetli olmasında asıl püf noktası yemeği severek yapmak. Öğrenciyken ve çocukken de yemek yapardım. Hem annem hem de anneannem erkek-kız çocuk demeden yaptıkları işleri öğretir ve gösterirlerdi. Dolayısıyla biz çocuklar da o işleri öğrenirdik. Bir şey yaptığınız zaman çocukları katmak ve çocuklarla beraber yapmak çok önemli. Her ne yapıyorsanız yapın, muhakkak çocukların yanında yapın ve onları teşvik edin."
Ev ekonomisini erkeklerden daha çok hanımların düşündüğüne dikkati çeken Bilal Erdoğan, "Ev işlerine yardım etmeyen beyler, iyi bir şey yaptıklarını ve otoritelerinden ödün vermediklerini sanıyorlar. Halbuki ev işlerini tamamen hanıma bıraktıklarında yine kendilerini eşlerine bağlıyorlar. Sen de yapacaksın ki özgürlüğünü kazanacaksın." diye konuştu.
Erdoğan, yemekte acı da sevdiğini, baharat ve az tuz kullandığını aktardı.
"Eski günleri yad ettim"Bilal Erdoğan, etkinlikte gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Küçüklüğünden beri mutfağa girip bir şeyler denemeyi sevdiğini ifade eden Erdoğan, etkinlikte eski günleri yad ettiğini dile getirdi.
Bilal Erdoğan, yemek yaparken de sıfır atığı önemsemek gerektiğini ifade etti.
Mutfakta meyve ve sebzenin kabuğunun soyulup saplarının atıldığını anımsatan Erdoğan, şunları anlattı:
"Yemek kaynaklı atıklar oluşuyor. Bunlar atık değil, hepsi doğada yenilebilecek olan, hiçbir şekilde kullanmasanız bile kompost olarak faydalanabilecek atıklar. Dolayısıyla biz burada atık olmadan türlüyü yaptık. Türlüde atık diyebileceğimiz her şeyi kullanarak da çorba yapmış olduk. Çorba piştikten ve blenderden geçirildikten sonra çok güzel hale gelecek. Bu da evlerde hanımlara örnek olabilecek diye düşündük.
Sıfır atık evde başlıyor. Gitgide toplum olarak israfa sürükleyen bir tüketim kültürünü benimsiyoruz, bundan kurtulmamız lazım. Bir ürün alırken bile atığı ile ilgili kaygı duymaya başlamamız gerekiyor. 'Ben şimdi bunu alıyorum ama bunun atığı olacak, bunu ne yapabilirim?' Eğer gözünüz kesiyorsa, sorumluluğu almaya razıysanız alın ama bu dünyayı kirletiyor ve yaşlandırıyoruz, tüketiyoruz. Halbuki bu dünya değil 7 milyar insana değil 10 milyar insana da yeter. Yeter ki herkesin tüketim alışkanlıkları dünyaya saygılı bir şekilde yerleşsin. İnşallah TOGEM-DER'in bu Cemre Çarşı etkinliği de bu bilincin artmasına katkı sağlayacak."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com