New York
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya, "İslam dünyasında ortak sorunlarımız ve bu sorunları çözme konusunda iş birliği ve dayanışma içerisinde olabilme hususunda bireyler, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve ekonomik aktörlerin ciddi bir bilinçlenmeye ihtiyacı var." dedi.
Kulaklıkaya, 5-8 Mart'ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezinde düzenlenen BM İstatistik Komisyonu 50. oturumu için bulunduğu New York'ta, SESRIC ve İİT'nin faaliyetlerini ve buradaki temaslarını AA muhabirine değerlendirdi.
SESRIC olarak 2007'den bu yana BM İstatistik Komisyonu toplantılarına düzenli olarak katılım sağladıklarını vurgulayan Kulaklıkaya, burada hem gözlemci statüsüyle Komisyon toplantılarını ve yan etkinlikleri izlediklerini hem de bizzat bazı yan etkinlikler düzenlediklerini vurguladı.
Bu yıl BM İstatistik Komisyonunun 50. yılı olması dolayısıyla daha kapsamlı faaliyetler düzenlenmeye çalışıldığını aktaran Kulaklıkaya, "Bu oturumda öncelikli olarak ele alınan konular arasında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri indikatörleri, resmi istatistikler temel ilkeleri, açık veri, resmi istatistikler için ulusal kalite güvence çerçevesi ve bölgesel istatistik kapasitesi geliştirme gibi önemli konular ele alındı." ifadelerini kullandı.
"SESRIC'in temel fonksiyonlarından biri güvenilir ve sağlıklı veri bankası"
Kulaklıkaya ayrıca oturum kapsamında ülkelerin geçen yılki faaliyetlerini değerlendirip bu yılki hedefleri hakkında da görüş alışverişinde bulunduklarını vurguladı.
SESRIC'in bu oturuma katılarak İİT'nin bakış açısını anlattığını söyleyen Kulaklıkaya, "SESRIC'in temel fonksiyonlarından biri İslam ülkelerinin sosyo ekonomik göstergeleri ile ilgili bir veri bankası oluşturmak, ayrıca İslam ülkelerindeki ekonomik sosyal sektördeki gelişmeleri takip ederek, İslam ülkeleri arasında bilgi ve tecrübe paylaşımı yoluyla iş birliğini geliştirmektir." dedi.
Kulaklıkaya, SESRIC'in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilişkin, "İslam ülkelerinde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile ilgili gelişmeleri yakından takip ederek, gerektiğinde ihtiyaç duyulan alanlarda üye ülkelerimizdeki kurumlarda ve insan kaynaklarında kapasite geliştirme konusunda katkı sağlıyoruz." diye konuştu.
İslam ülkelerinin kapasitelerinin geliştirilebilmesi için birbirini tanımalarının da önemli olduğunun altını çizen Kulaklıkaya, "Biz (SESRIC), hangi alanda hangi ülkenin daha güçlü olduğunu, hangi ülkelerin nelere ihtiyacı olduğunu istatistik verilerle anlatmaya çalışıyoruz.
Dolayısıyla bu sayede üye ülkeler birbirinin ihtiyacını ve kapasitesini öğreniyor, ikili ilişkiler marjında iş birliklerini geliştiriyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Kulaklıkaya, İslam ülkelerinin homojen bir yapıda olmayıp, gelir seviyeleri arasında ciddi farklar olduğuna dikkati çekerek, "En fakir ülkemizde kişi başına düşen milli gelir 400 dolar civarında iken en zengin ülkemizde 60 bin dolardan fazla.
Bu durum çok karamsar bir tablo gibi görülebilir ama aslında başka açıdan önemli bir iş birliği fırsatı." dedi.
"Türkiye yaptığı kalkınma yardımlarında ciddi bir artış gerçekleştirdi"
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) geliştirdiği kalkınma yardımlarının raporlanmasına ilişkin inisiyatifte de SESRIC'in yer aldığını vurgulayan Kulaklıkaya, şu bilgileri paylaştı:
"İslam ülkelerinden hatırı sayılır miktarda ülke kalkınma yardımları sağlıyor. Gayri safi yurt içi hasıla bazında sağladıkları kalkınma yardımları açısından Türkiye İİT üyesi ülkeler arasında ikinci sırada. 2017'de Türkiye'nin kalkınma yardımları tutarı 8,12 milyar dolar.
Türkiye ilk defa 2005'te OECD'ye bu yardımları raporladığında bu miktar, 300 milyon dolar civarındaydı. Yani o zamandan bu zamana hem Türkiye raporlamada mesafe katetti hem de yaptığı kalkınma yardımları miktarında ciddi manada bir artış gerçekleştirdi."
İİT'nin ve SESRIC'in kadınlar ve gençler alanında da çalışma yaptığını ve 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anıldığını anımsatan Kulaklıkaya, "2000 yılında İİT parlamentolarında kadınların temsil oranı yüzde 7,3 iken bu rakamın 2017'de yüzde 19,1'e çıktığını görüyoruz.
Tabii sadece parlamentoda değil iş hayatında, ekonomik sektörlerde kadının görünürlüğü daha da artıyor. Kadın araştırmacıların toplam araştırmacılara oranı dünyada yüzde 22 iken bu rakam İİT ülkelerinde yüzde 35." dedi.
"İslam dünyasında ciddi bir bilinçlenmeye ihtiyacımız var"
Kulaklıkaya, İslam ülkelerinin çok farklı coğrafyalara yayılmış olmaları ve farklı kültürel arka planlardan gelmeleri nedeniyle yeteri kadar iş birliği yapamadıklarına işaret ederek, "İİT üyesi ülkeler arasında sağlıklı bir iş birliğinin geliştirilmesi, ülkeler arasındaki gelişmişlik farkının azaltılmasına bağlı." görüşünü paylaştı.
İslam ülkeleri arasında bu iş birliği ve dayanışma anlayışının zayıf olmasında siyasi irade eksikliğinin çok önemli bir husus olduğunun altını çizen Kulaklıkaya, şunları kaydetti:
"İslam dünyasında ortak sorunlarımız ve bu sorunları çözme konusunda iş birliği ve dayanışma içerisinde olabilme hususunda bireyler, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve ekonomik aktörlerin ciddi bir bilinçlenmeye ihtiyacı var.
İslam dünyası olarak ekonomik, beşeri sermaye ve doğal kaynaklar açısından ciddi bir potansiyelimiz, güçlü yanlarımız var ancak sahip olduğumuz bu potansiyel, uluslararası arenada bıraktığımız etki ile mütenasip değil."
Kulaklıkaya, temmuzda başlayacağı İİT Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde önceliğinin İİT'nin reform ve bütçe çalışmaları olduğunu belirterek, "Teknik olarak bu konuların önemli olması yanında, benim ülkemizi orada temsil edecek olmam ayrı bir gurur kaynağı.
Bana güvendikleri için başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimiz olmak üzere, milletimiz ve devletimize teşekkür ediyorum. Hem ülkemizin menfaatleri hem de İslam ümmetinin çıkarları neyi gerektiriyorsa bunu korumaya gayret edeceğim.
Ülkem ve milletimi en iyi şekilde temsil edeceğim." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com