Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bütün karayolları, demiryolları ve havayolları İstanbul’da birleşecek. Romalıların dediği gibi ‘Her yol İstanbul’a çıkacak’. Bizler bu nedenle İstanbul’u finans merkezi haline getirmek de istiyoruz” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hollanda’ya düzenlediği ziyaret kapsamında Lahey kantinde düzenlenen Yatırım Forumu çerçevesinde önde gelen Türk ve Hollandalı yatırımcılarla bir araya geldi. Davutoğlu konuşmasında, 1 kasım seçimlerinin ardından yatırımcılarla bir araya geldiğini ifade etti. Davutoğlu, Türkiye’nin ekonomisinin ve piyasasını anlatmasının görevi olduğunu dile getirerek, “Bu sadece Türkiye’den gelen bir analiz değil, Türkiye’nin bulunduğu konuma dair objektif bir gerçeklik. Yatırım için en güvenli, en karlı yerlerden biri Türkiye” dedi.
Hollanda’da Türk firmalarının bulunduğunu söyleyen Başbakan Davutoğlu, son 13 yıl içinde yatırımın 9 milyar dolar ulaştığını bildirerek, Hollanda’da 18 bin kadar müteşebbisin olduğunu dile getirdi. Hollanda’da daha fazla Türk yatırımı, Türkiye’de de daha fazla Hollanda yatırımı görmek istediğini kaydeden Davutoğlu, “Bu bugüne kadar kazan kazan cereyan etti. Şimdi daha dazla kazan, daha fazla kazan durumu istiyoruz. dünya ekonomisi söz konusu olduğunda daha fazla rekabetçi, daha fazla kritik dönemden geçiyoruz. O yüzden iş camialarının birbirlerini tanıdıkları ölçüde işbirliği yapmaları da gerekiyor ki küresel meydan okumalara olabildiğince cevap verebilsinler” ifadelerini kullandı.
Küresel ekonomik krizin ardından çok zorluklarla karşı karşıya kalındığını bildiren Davutoğlu, 2015 yılının Türkiye için kolay bir yıl olmadığını ama yıl sonu itibariyle hem siyasi hem de ekonomik anlamda başarılı olunduğunu söyledi. “Siyasi olarak 2 seçimi geride bıraktık. Demokrasilerde seçimler sağlık göstergesidir ama 2 seçim yaparsanız bazen durum kritik noktaya getiriyor denebilir. Seçimler beraberinde bazı zorlukları da beraberinde getiriyor” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin dünyadaki en istikralı ülkelerden biri olduğunu ve gelecek 4 yıl içinde herhangi bir seçim olmadığını aktardı.
Türkiye’nin çevresinde jeopolitik güçlükler olduğunu bildirerek, bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin güvenli bir liman olduğunu aktardı. Davutoğlu, tüm sorunların Türkiye’nin yüzde 4 ekonomik büyüme kaydetmesinin önüne geçemediğini belirterek, ekonomik büyümenin yüzde 4 civarında olacağını ve bu rakamın Çin ve Hindistan’dan sonra dünyada en yüksel rakamlardan biri olduğunu bildirdi.
“TÜRK EKONOMİSİ ÇOK DİNAMİK, ÇOK İSTİKRARLI BİR YAPIYA SAHİP”
Davutoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye OECD ülkeleri arasında dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi. Bu da şunu gösteriyor. Türk ekonomisi çok dinamik, çok istikrarlı bir yapıya sahip. Bir yanda politik istikrar var, diğer yandan da ekonomik istikrar var. Bunlar neticesinde Türkiye doğrudan yabancı yatırım için en karlı, en istikrarlı cazibe merkezlerinden biri haline gelmiş oluyor” dedi. Son 13 yıl içinde Türkiye’ye yapılan kümülatif yabancı yatırıma bakıldığında toplam rakamın 163 milyar dolar olduğunu söyleyen Davutoğlu, bu rakamın 1982’den 2002’ye kadar sadece 14.8 dolar olduğunu ve son 13 yılda 163 milyara çıktığını söyleyerek, “Bu da şunu gösteriyor. doğrudan yabancı yatırım momentumu devam edecektir. Ekonomik büyüme perspektifimize de baktığımız zaman 4.5 , 5 gibi rakam bekliyoruz. 2017-2018 yıllarında bunun yüzde 5’e çıkmasını bekliyoruz. bunu sağlayabilmek için elimizde buyun avantajlar var” ifadelerini kullandı. Küresel ekonomik kriz sonuncunda birçok ülkenin işsizlik sorunu ile mücadele ettiğini ancak Türkiye’nin 2008 yılından bugüne kadar 6.6 milyon yeni istihdam kaynağı oluşturduğunu, seçim yılı içinde ise 1 milyon istihdam olanağı oluşturduğunu bildirdi.
Mali politikaların güçlü olduğunu aktaran Başbakan Davutoğlu, 2015 yılı itibariyle gayri safi yurtiçi hasılaya oranda bütçenin dengede olduğunu belirtti. 2002 yılında yüzde 10.8 olduğunu hatırlatan Başbakan bugün hükümet bütçe açığının yüzde sıfır olduğunu ve yeni bütçenin parlamentoda olduğunu söyledi.
Davutoğlu, 2002 yılında yüzde 70 civarında olan gayrisafi yurtiçi hasılanın 2015 yılında gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde30’lara kadar gerilediğini kaydederek, “Büyün bu istatistiklere baktığımız zam Türk ekonomisinin istikrarlı ve büyüyen ekonomilerden bir tanesi odluğunu görüyorsunuz. Tabi ki reforma ihtiyacımız olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.
“VERMİŞ OLDUĞUMU YÜZDE 66’SINI VAATLERİN HAYATINI GEÇİRDİK”
Sektörel dönüşüm, makro reformlar ve AB katılım süreci kategorilerinin önemli olduğunu anlatan Başbakan Davutoğlu, 10 Aralık’ta reform programının açıklandığını hatırlattı. Reform paketinin 1 haftalık, 1 aylık, 3 aylık, 6 aylık, 1 yıllık ve 4 yıllık şekilde hazırlandığını kaydederek, “Bunun üzerinden 2 ay geçti. Vermiş olduğumu yüzde 66’sını vaatlerin hayatını geçirdik. Geriye kalanların bazılarının kanunlarla gerçekleşmesi lazım ama 3’te 2’si tamamlanmış durumda. Bu da halkın güveni üst noktaya çıkarıyor” dedi. İlk 3 ay içinde reformlarım büyük kısmı ya parlamentoya gönderildiğini ya da kabul edildiğini kaydeden Davutoğlu, bu durumun ne kadar güçlü siyasi iradeyle bu programları hayata geçirmek için yola konulduğunu söyledi. 25 sektörel dönüşüm paketi ilan edildiğini bu paket içinde bin 250 eylemin tanımlandığını söyleyen Davutoğlu bunların istek listesi olmadığını bunların gerekli kurumlara tevdi edildiğini ve bir zaman çizelgesi oluşturulduğunu kaydetti. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için neler istediklerini yatırımcılardan duymak istediğini belirten Davutoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Mevduatların arttırılması, verimliliğin arttırılması, kayıt dışı ekonomi ile mücadele, iş gücü piyasasın iyileştirilmesi, sermaye piyasasının iyileştirilmesi, esnekliğin sağlanması, bunlar için kanunlarımız ve yatırımcılar piyasa esnekliğinin olmasını istiyordu. Biz de parlamentoya bununla ilgili kanun taslağı sunduk” dedi. Davutoğlu, kalifiye insan kaynaklarının çekilmesi, sağlık turizminin geliştirilmesi, belli teknoloji alanlarının ticari hale getirilmesi, sağlık bakım hizmetleri sanayinin geliştirilmesi ve birçok program yatırımcıların ilgisini çektiğini kaydeden Davutoğlu, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele, etik ve dürüstlüğün ve hesap kamuda güçlendirilmesi ve arttırılması, kamu ihale kanunun iyileştirilmesi, esnek çalışma ortamının geliştirilmesi, kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemeler yapılması suretiyle iş gücü piyasasının iyileştirilmesi, AR-GE konusunda teşvik verilmesi gibi konularda çalışmaların yürütüldüğünü söyledi. Başbakan, küçük ve orta boy yüksek teknoloji firmalara destek verebilmek açısından çalışmaların olduğunu ve bu alanlarda çalışacak özel mahkemelerin kurulmasına yönelik çalışmaların yapıldığını kaydetti.
Davutoğlu, “Kamu hizmetlerinin kalitesinin arttırılması bizim amacımız. Türkiye’de Gelecekte daha az bürokrasi ile uğrayacaksınız” dedi. Adli reform yapmak istendiğini kaydeden Ahmet Davutoğlu, bu reformla birlikte modern tahkim sistemi, özel uzmanlaşmış mahkemeler oluşturulacağını kaydetti.
“BİZ DÜNYADAKİ EN BÜYÜK İLK 10 ÜLKE ARASINDA OLMAK İSTİYORUZ”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 29 Kasım’da Türkiye-AB Zirvesi ile AB’ye katılım sürecinin ivme kazandığını sözlerine ekleyerek, “Önümüzdeki dönemde Brüksel’de bir başka toplantı daha yapacağız. Sayın Başbakan Rutte ile bu benim 3 veya 4’üncü toplantım yapacağımız çok toplantı var” dedi. Katılım sürecinin motivasyonuna değinen Davutoğlu, “Biz bu katılım sürecinin getirdiği motivasyonla yeni reformlar yapmak istiyoruz. Yeni fasılların da bunun sonunca açıldığını görmek istiyoruz. Türkiye ile AB arasındaki ajandanın yapacağımız çalışmalar arasında. Türkiye’nin ekonomi ve siyasetteki performansı istikrarlı bir ülke olarak ortaya çıkmakta ve birçok gözlemci bu hayranlığını gizlememekte. Bu bizim için geçerli değil. Biz dünyadaki en büyük ilk 10 ülke arasında olmak istiyoruz. Daha fazla reforma, kalitatif dönüşüme ihtiyaç duyuyoruz. Ekonominin kırılganlığı ve bulunduğumuz jeopolitik durumu da göz önünde bulunduruyoruz ama Türkiye bütün doğrudan yabancı sermaye akımlarına açıktır” açıklamasını yaptı.
Davutoğlu, “İstanbul’un finans merkezi olarak yükseldiğini görmek istiyoruz. İstanbul’un bütün ulaştırma çalışmaları için bir merkez olmasını istiyoruz” dedi. İstanbul’un Londra ve Paris’ten sonra Avrupa’nın en büyük 3. havalimanı olduğunu hatırlatan Davutoğlu, gelecek 4 yıl içinde İstanbul’un dünyanın en büyük havalimanına sahip olacağını ve yıllık kapasitenin 150 milyon yolcuya ulaşacağını sözlerine ekledi. Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bütün istatistiklerin İstanbul’un küresel şehirlerden biri haline gelecek ve dünyadaki her yere gidebileceğiniz bir şehir haline gelecek. THY şuanda mucizeler yaratıyor. Destinasyon sayıları açısından en büyük havayolu haline geldi. 283 tane destinasyon var ve sizlerin de merkezi ya da şubeniz İstanbul’da olursa uçak değiştirme sıkıntınız da olmayacak”
Davutoğlu, İstanbul Boğazı’nın altında bir başka tünel açıldığını kaydederek, “Orada zaten demiryolu tünelimiz zaten var. Dünyada ilk defa demiryolunun geçeceği bir tünel olacak. Bütün karayolları, demiryolları ve havayolları İstanbul’da bileşecek. Romalıların dediği gibi ‘Her yol İstanbul’a çıkacak’. Bizler bu nedenle İstanbul’u finans merkezi haline getirmek de istiyoruz” açıklamasını yaptı.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hollanda’ya düzenlediği ziyaret kapsamında Lahey kantinde düzenlenen Yatırım Forumu çerçevesinde önde gelen Türk ve Hollandalı yatırımcılarla bir araya geldi. Davutoğlu konuşmasında, 1 kasım seçimlerinin ardından yatırımcılarla bir araya geldiğini ifade etti. Davutoğlu, Türkiye’nin ekonomisinin ve piyasasını anlatmasının görevi olduğunu dile getirerek, “Bu sadece Türkiye’den gelen bir analiz değil, Türkiye’nin bulunduğu konuma dair objektif bir gerçeklik. Yatırım için en güvenli, en karlı yerlerden biri Türkiye” dedi.
Hollanda’da Türk firmalarının bulunduğunu söyleyen Başbakan Davutoğlu, son 13 yıl içinde yatırımın 9 milyar dolar ulaştığını bildirerek, Hollanda’da 18 bin kadar müteşebbisin olduğunu dile getirdi. Hollanda’da daha fazla Türk yatırımı, Türkiye’de de daha fazla Hollanda yatırımı görmek istediğini kaydeden Davutoğlu, “Bu bugüne kadar kazan kazan cereyan etti. Şimdi daha dazla kazan, daha fazla kazan durumu istiyoruz. dünya ekonomisi söz konusu olduğunda daha fazla rekabetçi, daha fazla kritik dönemden geçiyoruz. O yüzden iş camialarının birbirlerini tanıdıkları ölçüde işbirliği yapmaları da gerekiyor ki küresel meydan okumalara olabildiğince cevap verebilsinler” ifadelerini kullandı.
Küresel ekonomik krizin ardından çok zorluklarla karşı karşıya kalındığını bildiren Davutoğlu, 2015 yılının Türkiye için kolay bir yıl olmadığını ama yıl sonu itibariyle hem siyasi hem de ekonomik anlamda başarılı olunduğunu söyledi. “Siyasi olarak 2 seçimi geride bıraktık. Demokrasilerde seçimler sağlık göstergesidir ama 2 seçim yaparsanız bazen durum kritik noktaya getiriyor denebilir. Seçimler beraberinde bazı zorlukları da beraberinde getiriyor” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin dünyadaki en istikralı ülkelerden biri olduğunu ve gelecek 4 yıl içinde herhangi bir seçim olmadığını aktardı.
Türkiye’nin çevresinde jeopolitik güçlükler olduğunu bildirerek, bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin güvenli bir liman olduğunu aktardı. Davutoğlu, tüm sorunların Türkiye’nin yüzde 4 ekonomik büyüme kaydetmesinin önüne geçemediğini belirterek, ekonomik büyümenin yüzde 4 civarında olacağını ve bu rakamın Çin ve Hindistan’dan sonra dünyada en yüksel rakamlardan biri olduğunu bildirdi.
“TÜRK EKONOMİSİ ÇOK DİNAMİK, ÇOK İSTİKRARLI BİR YAPIYA SAHİP”
Davutoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye OECD ülkeleri arasında dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi. Bu da şunu gösteriyor. Türk ekonomisi çok dinamik, çok istikrarlı bir yapıya sahip. Bir yanda politik istikrar var, diğer yandan da ekonomik istikrar var. Bunlar neticesinde Türkiye doğrudan yabancı yatırım için en karlı, en istikrarlı cazibe merkezlerinden biri haline gelmiş oluyor” dedi. Son 13 yıl içinde Türkiye’ye yapılan kümülatif yabancı yatırıma bakıldığında toplam rakamın 163 milyar dolar olduğunu söyleyen Davutoğlu, bu rakamın 1982’den 2002’ye kadar sadece 14.8 dolar olduğunu ve son 13 yılda 163 milyara çıktığını söyleyerek, “Bu da şunu gösteriyor. doğrudan yabancı yatırım momentumu devam edecektir. Ekonomik büyüme perspektifimize de baktığımız zaman 4.5 , 5 gibi rakam bekliyoruz. 2017-2018 yıllarında bunun yüzde 5’e çıkmasını bekliyoruz. bunu sağlayabilmek için elimizde buyun avantajlar var” ifadelerini kullandı. Küresel ekonomik kriz sonuncunda birçok ülkenin işsizlik sorunu ile mücadele ettiğini ancak Türkiye’nin 2008 yılından bugüne kadar 6.6 milyon yeni istihdam kaynağı oluşturduğunu, seçim yılı içinde ise 1 milyon istihdam olanağı oluşturduğunu bildirdi.
Mali politikaların güçlü olduğunu aktaran Başbakan Davutoğlu, 2015 yılı itibariyle gayri safi yurtiçi hasılaya oranda bütçenin dengede olduğunu belirtti. 2002 yılında yüzde 10.8 olduğunu hatırlatan Başbakan bugün hükümet bütçe açığının yüzde sıfır olduğunu ve yeni bütçenin parlamentoda olduğunu söyledi.
Davutoğlu, 2002 yılında yüzde 70 civarında olan gayrisafi yurtiçi hasılanın 2015 yılında gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde30’lara kadar gerilediğini kaydederek, “Büyün bu istatistiklere baktığımız zam Türk ekonomisinin istikrarlı ve büyüyen ekonomilerden bir tanesi odluğunu görüyorsunuz. Tabi ki reforma ihtiyacımız olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.
“VERMİŞ OLDUĞUMU YÜZDE 66’SINI VAATLERİN HAYATINI GEÇİRDİK”
Sektörel dönüşüm, makro reformlar ve AB katılım süreci kategorilerinin önemli olduğunu anlatan Başbakan Davutoğlu, 10 Aralık’ta reform programının açıklandığını hatırlattı. Reform paketinin 1 haftalık, 1 aylık, 3 aylık, 6 aylık, 1 yıllık ve 4 yıllık şekilde hazırlandığını kaydederek, “Bunun üzerinden 2 ay geçti. Vermiş olduğumu yüzde 66’sını vaatlerin hayatını geçirdik. Geriye kalanların bazılarının kanunlarla gerçekleşmesi lazım ama 3’te 2’si tamamlanmış durumda. Bu da halkın güveni üst noktaya çıkarıyor” dedi. İlk 3 ay içinde reformlarım büyük kısmı ya parlamentoya gönderildiğini ya da kabul edildiğini kaydeden Davutoğlu, bu durumun ne kadar güçlü siyasi iradeyle bu programları hayata geçirmek için yola konulduğunu söyledi. 25 sektörel dönüşüm paketi ilan edildiğini bu paket içinde bin 250 eylemin tanımlandığını söyleyen Davutoğlu bunların istek listesi olmadığını bunların gerekli kurumlara tevdi edildiğini ve bir zaman çizelgesi oluşturulduğunu kaydetti. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için neler istediklerini yatırımcılardan duymak istediğini belirten Davutoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Mevduatların arttırılması, verimliliğin arttırılması, kayıt dışı ekonomi ile mücadele, iş gücü piyasasın iyileştirilmesi, sermaye piyasasının iyileştirilmesi, esnekliğin sağlanması, bunlar için kanunlarımız ve yatırımcılar piyasa esnekliğinin olmasını istiyordu. Biz de parlamentoya bununla ilgili kanun taslağı sunduk” dedi. Davutoğlu, kalifiye insan kaynaklarının çekilmesi, sağlık turizminin geliştirilmesi, belli teknoloji alanlarının ticari hale getirilmesi, sağlık bakım hizmetleri sanayinin geliştirilmesi ve birçok program yatırımcıların ilgisini çektiğini kaydeden Davutoğlu, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele, etik ve dürüstlüğün ve hesap kamuda güçlendirilmesi ve arttırılması, kamu ihale kanunun iyileştirilmesi, esnek çalışma ortamının geliştirilmesi, kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemeler yapılması suretiyle iş gücü piyasasının iyileştirilmesi, AR-GE konusunda teşvik verilmesi gibi konularda çalışmaların yürütüldüğünü söyledi. Başbakan, küçük ve orta boy yüksek teknoloji firmalara destek verebilmek açısından çalışmaların olduğunu ve bu alanlarda çalışacak özel mahkemelerin kurulmasına yönelik çalışmaların yapıldığını kaydetti.
Davutoğlu, “Kamu hizmetlerinin kalitesinin arttırılması bizim amacımız. Türkiye’de Gelecekte daha az bürokrasi ile uğrayacaksınız” dedi. Adli reform yapmak istendiğini kaydeden Ahmet Davutoğlu, bu reformla birlikte modern tahkim sistemi, özel uzmanlaşmış mahkemeler oluşturulacağını kaydetti.
“BİZ DÜNYADAKİ EN BÜYÜK İLK 10 ÜLKE ARASINDA OLMAK İSTİYORUZ”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 29 Kasım’da Türkiye-AB Zirvesi ile AB’ye katılım sürecinin ivme kazandığını sözlerine ekleyerek, “Önümüzdeki dönemde Brüksel’de bir başka toplantı daha yapacağız. Sayın Başbakan Rutte ile bu benim 3 veya 4’üncü toplantım yapacağımız çok toplantı var” dedi. Katılım sürecinin motivasyonuna değinen Davutoğlu, “Biz bu katılım sürecinin getirdiği motivasyonla yeni reformlar yapmak istiyoruz. Yeni fasılların da bunun sonunca açıldığını görmek istiyoruz. Türkiye ile AB arasındaki ajandanın yapacağımız çalışmalar arasında. Türkiye’nin ekonomi ve siyasetteki performansı istikrarlı bir ülke olarak ortaya çıkmakta ve birçok gözlemci bu hayranlığını gizlememekte. Bu bizim için geçerli değil. Biz dünyadaki en büyük ilk 10 ülke arasında olmak istiyoruz. Daha fazla reforma, kalitatif dönüşüme ihtiyaç duyuyoruz. Ekonominin kırılganlığı ve bulunduğumuz jeopolitik durumu da göz önünde bulunduruyoruz ama Türkiye bütün doğrudan yabancı sermaye akımlarına açıktır” açıklamasını yaptı.
Davutoğlu, “İstanbul’un finans merkezi olarak yükseldiğini görmek istiyoruz. İstanbul’un bütün ulaştırma çalışmaları için bir merkez olmasını istiyoruz” dedi. İstanbul’un Londra ve Paris’ten sonra Avrupa’nın en büyük 3. havalimanı olduğunu hatırlatan Davutoğlu, gelecek 4 yıl içinde İstanbul’un dünyanın en büyük havalimanına sahip olacağını ve yıllık kapasitenin 150 milyon yolcuya ulaşacağını sözlerine ekledi. Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bütün istatistiklerin İstanbul’un küresel şehirlerden biri haline gelecek ve dünyadaki her yere gidebileceğiniz bir şehir haline gelecek. THY şuanda mucizeler yaratıyor. Destinasyon sayıları açısından en büyük havayolu haline geldi. 283 tane destinasyon var ve sizlerin de merkezi ya da şubeniz İstanbul’da olursa uçak değiştirme sıkıntınız da olmayacak”
Davutoğlu, İstanbul Boğazı’nın altında bir başka tünel açıldığını kaydederek, “Orada zaten demiryolu tünelimiz zaten var. Dünyada ilk defa demiryolunun geçeceği bir tünel olacak. Bütün karayolları, demiryolları ve havayolları İstanbul’da bileşecek. Romalıların dediği gibi ‘Her yol İstanbul’a çıkacak’. Bizler bu nedenle İstanbul’u finans merkezi haline getirmek de istiyoruz” açıklamasını yaptı.
(İHA)