HDP İmralı Heyeti, Çözüm Süreci çalışmalarının hükümet kurulması aşamasında bir pazarlık unsuru olarak ele alınması yanlışından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini açıkladı.
HDP İmralı Heyeti, yaptığı yazılı açıklamada, iki buçuk
yılı aşkın bir süredir, ülkenin ve bölgenin demokratik geleceğini ve bölgesel barışı doğrudan
etkileyen “Çözüm Süreci” ile
ilgili yaşanan tıkanıklıkların giderilmesi
için HDP İmralı Heyeti olarak büyük bir çaba içerisinde olunduğu kaydedilerek şöyle denildi:
[caption id="attachment_68823" align="aligncenter" width="664"]

İmralı heyetinden flaş açıklama[/caption]
“Bilindiği gibi İmralı Adası’nda Öcalan, devlet
heyeti ve heyetimizin hazır
bulunduğu son toplantıda bir
İzleme Heyetinin kurulması
konusu müşterek karara bağlanmıştır.
Bu İzleme Heyetinin Öcalan’ın hazırladığı Nevroz Bildirisinin okunmasından bir
hafta sonra Adaya gitmesi de aynı şekilde kararlaştırılmıştır. Bu şekilde resmi müzakerelerin başlaması ve
asgari müştereklerde ilkesel bir mutabakatın
sağlanması durumunda Öcalan, PKK’nın
Türkiye Devletine
karşı silahlı
mücadele yerine demokratik siyasi mücadeleyi
esas almak
üzere bir kongre toplanması çağrısı yapacağını belirtmiştir.
Dolmabahçe Sarayındaki
mutabakat metni,
Cumhuriyet tarihi boyunca bütün toplumsal çatışmaların, nihai bir barışla ve halklarımıza yaraşır bir
demokrasi ile taçlanmasının ilk
nitelikli adımıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
müzakere sürecini yok sayan, Dolmabahçe mutabakatını
yanlış bulan, İzleme Heyetini tanımayan ve en nihayetinde Kürt
sorunu yoktur noktasına
gelen yaklaşımları büyük bir tıkanmayı da beraberinde getirdi. Bu söylem ve politikalarla eş zamanlı olarak partimizin siyasi çalışmalarına ülkenin dört bir yanında
yapılan saldırılar Çözüm Süreci’nin
geleceği ile ilgili büyük bir kaygı uyandırdı. Her gün gerilimi arttıran, kaosu ve çatışmayı çağrıştıran provokatif tutumlar, 7
Haziran seçimlerinde halklarımızın tarihi duruşuyla politik meşruiyetini
tamamen yitirdi. Bu seçim müzakere,
çözüm ve barış gündemi güncellenmesidir.
Seçimin hemen sonrasında Diyarbakır’da devreye konan provokasyon, barış
karşıtı tavrın göstergesidir. Bu tavır,
barış ve çözüm uğruna, heyetimiz, partimiz ve halklarımız tarafından büyük bir dikkat ve sorumluluk anlayışıyla
takip edildi. Göstermiş olduğumuz sorumluluğun tek amacının
barışın ve demokrasinin bu topraklarda bir daha bozulmayacak şekilde kök salması
olduğunu bir kez daha belirtmek isteriz. Bu tarihi sorumluluk anlayışıyla Çözüm Süreci ile ilgili hükümet ve devlet kurumlarının içerisine girdiği duyarsız yaklaşımı aşmaya çalışıyoruz. Tüm bu çalışmaların mimarı olan Öcalan’a
yönelik uygulanan tecrit
uygulaması ve Heyetimizin adaya gidişinin engellenmesi tavrı sürmektedir.
Bununla birlikte, Rojava ve Suriye ekseninde gelişen bölgesel
savaş tehditleri, içeride çatışmasızlığı ortadan kaldırmaya yönelik operasyonel süreçler, Çözüm Süreci açısından dikkate alınması
gereken çok
ciddi uyarı sinyalleri olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda yürüyen koalisyon süreci ile ilgili içeride ve dışarıda
savaşı önceleyen tartışmalar
üzerinde yoğunlaşılması ve Çözüm Sürecinin bitirilmesi koşulunun AKP tarafından
basit bir pazarlık unsuru olarak ele alınması, demokratik geleceğimiz ve toplumsal barışımız açısından alarm zillerinin çalmaya başladığının işaretidir.”“HDP İmralı Heyeti olarak demokratik siyasetin öncellenerek Çözüm Süreci’nin hala
kalıcı barışla sonuçlanabileceğine dair olan inancımızı kamuoyu ile paylaşmak isteriz” denilerek şu ifadelere yer verildi:“Bunun için her şeyden önce Heyetimizin İmralı Adası’na yapacağı ziyaretin önündeki engellerin kaldırılarak
Öcalan üzerindeki tecrit konseptinin devreden çıkarılması ivedilikle ele alınması gereken en
önemli ve acil husustur.
Aynı şekilde müzakere mekanizmalarının hızla kurulması ve Çözüm Süreci çalışmalarının hükümet kurulması aşamasında bir pazarlık unsuru olarak ele alınması yanlışından bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir. Yeni oluşacak olan hükümet formülü ne olursa olsun, Çözüm Süreci’nin devlet politikası
haline getirilerek
korunması ve
tüm halklarımız tarafından bu sürecin somut tek kazanımı olarak değerlendirilen çatışmasızlık durumunun
devam ettirilmesi gerektiğine inanmaktayız. İç ve
dış politikada, halkların, eşit yurttaşlık ve özgür bir hayat temelinde bir arada yaşayabileceği, barışçıl
diplomatik çabalara ağırlık verilmelidir. Bu konuda hükümet ve devlet kurumlarının kaygı verici yaklaşımı
nedeniyle İmralı heyeti olarak
böyle bir siyasi hamle başlatma hazırlığı içerisinde olduğumuzu tüm kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Bu sorumluluğu almaya yönelik bir planlamayı hayata geçirmeyi, tarihe ve halklarımıza karşı bir
görev olarak görüyoruz.
Bu kapsamda
partimizin ve sivil toplum örgütlerin dâhil olacağı büyük barış mitingleri ile kaygı verici gidişata müdahil olacağımızı, halklarımızın barış iradesini büyük bir kaos ve savaş ortamını engelleyecek şekilde görünür kılacağımızı belirtmek isteriz.
Bu konuda demokrasi ve barış çevrelerini aynı duyarlılığı sürdürmeye, sorumluluk almaya, hükümeti ve devleti de savaş planlarından vazgeçmeye çağırıyoruz.Seçimlerden
çıkan sonuçların tartışılmaz tek gerçeği, demokrasi ve barış karşıtı anlayışlara dönük tarihsel uyarıdır. Vakit geç olmadan, bir tek yurttaşımızın burnu kanamadan, bölgesel bir barış
hamlesi mümkündür.
dikGAZETE..