Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan cinayetinin ilk duruşması, 12 Haziran Cuma günü yapılacak. Özgecan’ın katil zanlısı tutuklu 3 sanığın da bizzat hakim karşısına çıkacağı duruşmada, müdahil olmak için bine yakın avukat yetki belgesi aldı.
Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015 tarihinde ortadan kaybolan, 13 Şubat’ta hunharca öldürülmüş halde cesedi bulunan Özgecan Aslan cinayetinde, ilk duruşma için geri sayım başladı. Türkiye genelinde büyük tepkiye neden olan ve uzun süre eylemlerle protesto edilen Özgecan cinayetinde, tutuklu sanıklar başta minibüs şoförü Suphi Altındöken olmak üzere, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe, Cuma günü bizzat hakim karşısına çıkacak.
Özgecan Aslan’ın ailesinin avukatı Sevim Küçük, ilk duruşma öncesinde İHA muhabirine açıklama yaptı. Aslan ailesinin avukatları olarak bir savunma komitesi oluşturup, bu davaya hazırlıklarını yaptıklarını belirten Av. Küçük, “Aslan ailesinin avukatları olarak her 3 sanığın da müşterek fail olduğunu, öldürme fiilini birlikte ortak hareket ederek gerçekleştirdiklerini ve bu nedenle her 3 sanık hakkında da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep edeceğiz. Hukuken olması gereken de bu” dedi.
“SANIKLAR BİZZAT DURUŞMADA HAZIR BULUNDURULACAKLAR”
Özgecan davasının ilk duruşmasında her 3 sanığın da duruşmaya getirileceklerini ifade eden Küçük, “SEGBİS ile ifade alma olmayacak, bizzat duruşmada hazır bulundurulacaklar. Mahkemenin kararı bu şekilde. Bulundukları cezaevlerinin müdürlüklerine yazı yazılmış, hazır edilecekler, o kesin. Zaten biz de bu konuda ısrarcıydık, kesinlikle SEGBİS’i kabul etmeyeceğimizi ifade etmiştik daha önce. Bu konuda bir sıkıntı yok” diye konuştu.
Savcılık iddianamesinde her 3 sanığın da canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçundan yargılanıp cezalandırılmalarının talep edildiğini anımsatan Küçük, bunun karşılığının da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olduğunu söyledi. Küçük, “Biz kesinlikle her 3 sanığın da Özgecan’ın öldürmek kastıyla bir araya geldiklerini, kendi aralarında işbirliği ve iş bölümü yaptıklarını, birlikte Özgecan’ı öldürdüklerini ve daha sonra yok etmek amacıyla işlemlerine devam ettiklerini, baştan sonuna kadar bu işin içinde olduklarını düşünüyoruz. Bu nedenle de bizce de iddianamede belirtildiği gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almaları gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Duruşmada sanıkların susma haklarını kullanabileceklerine, ifadelerini tekrar edebileceklerine veya tümden ifadelerini değiştirme yönünde tavır içine girebileceklerine işaret eden Küçük, “Ama soruşturma aşamasında avukatların huzurunda vermiş oldukları ifadeler olduğu için bu artık delildir zaten. Yani ceza yönünden sonucu değiştireceğini sanmıyorum” ifadelerini kullandı.
“BİNE YAKIN AVUKAT MÜDAHİL OLMAK İÇİN YETKİ ALDI”
Av. Küçük, Özgecan davasının 12 Haziran’daki duruşmasına hem avukatlar ve barolar hem sivil toplum örgütlerinden Türkiye’nin her tarafından çok yoğun bir katılım beklediklerinin altını çizdi. Aslan ailesini temsil etmek üzere 10 avukat olarak duruşmaya girecekleri bilgisini veren Küçük, şöyle devam etti: “Müdahillik için şu anda bine yakın yetki belgesi var. Ama duruşma anında mutlaka talepte bulunacak olanlar var. Ayrıca bugünden itibaren cuma gününe kadar yine müdahillik talebinde bulunacak ve yetki belgesi almak isteyen avukat arkadaşlarımız olacak. Kurumların büyük bir kısmı o esnada sözlü olarak müdahillik talebinde bulunacaktır ve barolar katılacak. Ama tabi salon dar, küçük bir salon. Büyük ihtimalle herkes duruşmaya girmek isteyecektir ama bu mümkün değil. Tarsus Adliyesi’nin en büyük yeri konferans salonu. Bu salon duruşma salonu olarak düzenleniyor ama o da 80-90 kişilik bir salon. Ancak bu kadar kişi duruşmaya girebilecek. Ayrıca, cuma günü Tarsus Adliyesi’nde başka dava da görülmeyecek.”
“ANAYASA MAHKEMESİ’NE 7 KİŞİ İÇİN DÜN BAŞVURUMUZU YAPTIK”
Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları bireysel başvuruyla ilgili de bilgi veren Küçük, şunları söyledi: “Biz olayı bir şekilde suçu, suçluyu bildirmeme, delilleri yok etme, delilleri bildirmeme ve gizleme anlamında bu suça bir şekilde katılmış olan şahısların olduğunu düşünüyoruz. Bunlar hakkında Tarsus Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Biz ona itiraz ettik. Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bu itirazımız reddedildi ve kesin olduğu için bundan sonraki aşama artık Anayasa Mahkemesi başvurusu. Biz dün Anayasa Mahkemesi’ne 7 kişi için başvurumuzu yaptık. Anayasa Mahkemesi’nden bu yönde karar çıkarsa aralarından Suphi Altındöken’in eşi N.A.’nın da bulunduğu bu 7 kişi de hakim karşısına çıkacak.”
(İHA)