Ankara
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, iklim değişikliği ve küresel ısınmaya bağlı olarak her yıl 1,5 trilyon tona yakın buzulun eridiğini, ortaya çıkan olağanüstü meteorolojik olayların sayısının dörde katlandığını, su kaynaklarının da tehlikeye girmesiyle birlikte 3 milyar insanın geçiminin risk altına girdiğini söyledi.
Bu gidişin devam etmesi halinde küresel anlamda kişi başına gelirin yüzde 7 düzeyinde azalacağını ifade eden Altunyaldız, kümülatif zararın ise 8 trilyon doları bulabileceğini dile getirdi.
Altunyaldız, iklim değişikliğiyle mücadelede ülkelerin fosil kaynaklar yerine yenilenebilir enerjiden faydalanıp yeşil dönüşüm adımlarıyla yol ayrımına girdiğini belirterek şöyle konuştu:
"İklim değişikliğinin her geçen gün geri dönülemez boyutlarda etkileri ortaya çıkıyor.
Bu gidişe dur demezsek iklim değişikliği ve küresel ısınma sonucu ortaya çıkan zarar 2030 yılına kadar her yıl 300 milyar dolara, 2050 yılına kadar ise her yıl 500 milyar dolara çıkacak. Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir politikalarla bu kayıp engellenebilir.
Sürdürülebilir bir dünyayı tesis etmek için tüm ülkelere sorumluluk düşüyor. Türkiye yeşil dönüşüm süreciyle beraber önüne çıkan fırsatları avantaja çevirmek için çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor.
Biz de parlamento ve komisyon olarak yasal düzenlemeler ve kamu-özel sektör-akademi iş birlikleriyle bu dönüşüm sürecinin ülkemiz için en olumlu şekilde hayata geçirilmesi için çalışıyoruz."
"İklim değişikliği küresel anlamda ortak sorunumuz"
Aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Üyesi olan Altunyaldız, geçen yılın kasım ayında raportör olarak atandığı "İklim Değişikliğinin Cezai ve Hukuki Sorumluluklar Bağlamında Ele Alınması" başlıklı rapora ilişkin bilgi verdi.
Raporun bu yıl güz oturumunda AKPM Genel Kurulu'nda görüşülmek üzere Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komisyonunda kabul edildiğini söyleyen Altunyaldız, "İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşı çok geç olmadan ciddi önlemler almalıyız.
Artık tahribat ve yıkıcı boyutlara ulaşan çevre kirliliği hayatın her alanını olumsuz etkiliyor. Hazırladığım raporda iklim değişikliğine karşı alınacak önlemlerin artık insan hakları boyutuyla değerlendirilmesi gerektiğini değerlendiriyorum.
İklim değişikliğinin cezai ve hukuki sorumluluğunun belirlenerek etkili yaptırımların hayata geçirilmesi gerekiyor. Uluslararası kurum ve kuruluşların etkili iş birliği iklim değişikliğiyle başa çıkabilmek için olmazsa olmaz nitelikte." dedi.
"Dönüşüm süreci fırsatlarla dolu"
Altunyaldız, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla beraber yerel tedarik zincirlerinin önem kazandığına işaret etti.
Yeşil dönüşüm süreciyle birlikte yeni yatırım ve iş fırsatlarının Türkiye'yi önemli bir cazibe merkezi konumuna getirdiğini belirten Altunyaldız, şunları kaydetti:
"Türkiye, sahip olduğu üretim kapasitesini ve iş gücü potansiyelini yeni fırsatlar ve yatırımlarla birleştirerek başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yakın coğrafyada önemli bir üretim ve tedarik merkezi konumuna ulaşabilecek.
Bugün küresel yatırım kararlarına baktığımızda tüm dünyada yatırım kararları için öncelikli unsurların iklim değişikliği ve küresel ısınma olduğunu görüyoruz.
Küresel çapta yüksek portföylere sahip her iki uluslararası yatırımcıdan biri iklim ve çevrenin yatırımlarını yönlendirecek hususlar olduğunu ifade ediyor.
Ülkemizde salgının etkilerinden hızla toparlanarak yeniden yüzde 75'ler seviyesine erişen kapasite kullanımımız ve sanayi üretimimiz dikkate alındığında, ülkemizin sürdürülebilir ve güçlü büyümesi için yeşil dönüşüme uygun yeni yatırımları çekmesi gerekiyor."
Altunyaldız, hayata geçirilen ve kararlılıkla sürdürülen projeler ve faaliyetlerle Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede ne kadar istekli, kararlı ve samimi olduğunu gösterdiğini söyledi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com