TBMM
Hukuk yargılamasının sadeleştirilmesi, etkinliğinin artırılması ve sorunların giderilmesi amacıyla hazırlanan "Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi"nin 39 maddesi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.
Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan ikinci yargı paketini içeren 63 maddelik teklifin kabul edilen maddelerine göre, Anayasa Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kesin nitelikli kararının taraflara tebliğ edilmeden 2 haftalık hak düşürücü sürenin başlatılmasını, hak arama hürriyetine aykırı bularak iptal etmesinin ardından bir düzenleme de yapılıyor.
Buna göre, görevsizlik veya yetkisizlik kararının kesin olması halinde de kararın taraflara tebliğ edilmesi, dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine ilişkin 2 haftalık süre, tebliğ tarihinden itibaren başlayacak.
Öngörülen süre içinde dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi için gerekli başvurunun yapılmaması durumunda dava, kanun gereği açılmamış sayılacak. Bu konuda görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece resen karar verilecek.
Düzenlemeyle, duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılması halleri arasına "yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin bulunması" hali de eklenecek. Bu durumda, duruşmaların bir kısmı veya tamamı gizli yapılacak.
Hakimin reddi nedenlerine, daha önce aynı uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış olma halleri eklenecek. Hakimin reddi talebine ilişkin karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak da verilebilecek. Ret nedeni sabit olmasa bile merci bunu muhtemel görürse, ret talebini kabul edebilecek. Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamayacak.
Teklif, davaların gereksiz yere uzamasının önlenmesi ve çelişkinin giderilmesini de amaçlıyor. Hakimin reddine ilişkin merci kararlarına karşı dava konusunun miktar ve değerine göre derhal istinaf kanun yoluna başvurulabilecek.
Hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilecek. Bu takdirde hakim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi, hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklayacak ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar edecek. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilecek, bu şekilde verilecek ikinci süre kesin olacak ve yeniden süre tanınmayacak.
Teklif, uygulamada belirsiz alacak davasıyla ilgili görülen sorunlara ilişkin de düzenlemeler içeriyor.
Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi halinde hakim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek 2 haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilecek. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacak.
Teklif, "Kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir." hükmü mevzuattan çıkarıyor.
Teklifle, delil avansının, dava açarken mahkeme veznesine yatırılmasının zorunlu bulunmadığı hükme bağlanıyor.
Devreden ve devralan yargılama giderlerinden sorumlu olacak
Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilecek. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilecek.
Davanın açılmasından sonra davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devretmesi halinde davacı isterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralan kişiye karşı davaya devam edecek.
Dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacak. İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürecek.
Davanın açılmasından sonra dava konusu davacı tarafından devredilirse, devralan kişi görülen davada davacı yerine geçecek, dava kaldığı yerden devam edecek. Dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacak.
Hakim tarafları teşvik edecek
Düzenlemeyle, ek cevap verme süresinin hangi andan itibaren başlayacağı da açıklığa kavuşturuluyor. Buna göre ek süre, 2 haftalık cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlayacak.
Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve incelemeyi tamamladıktan sonra ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirecek.
Çıkarılacak davetiyede; duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar, tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları ihtar edilecek. Duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği, davetiyenin tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları istenecek.
Bu hususların verilen sürede yerine getirilmemesi halinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği belirtilecek.
Hakim ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinleyecek, daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit edecek.
Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hakim, tarafları sulh ve arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak sulhe veya arabuluculuğa teşvik edecek; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edecek.
Yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilecek.
Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilecek veya değiştirebilecek. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ise bunlar yapılamayacak.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com