Berlin
Doğu ve Batı Almanya’nın resmi olarak 3 Ekim 1990'da birleşmesinin üzerinden 29 yıl geçti.
İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya, işgal kuvvetleri ABD, Fransa, İngiltere ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından dörde bölündü.
Daha sonra ABD, Fransa ve İngiltere'nin kendi yönetim birimlerini birleştirmesi sonucu 1949'da Federal Almanya Cumhuriyeti (Batı Almanya), doğuda da SSCB’nin etkisi altında bulunan ve sosyalist sisteme sahip Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya) kuruldu.
Doğu Almanya'nın ekonomik olarak gelişmemesinden dolayı on binlerce kişi refah seviyesi yüksek olan Batı Almanya’ya kaçmaya başladı.
Doğu Alman yönetimi bunu engellemek için 1961’de, daha sonra "Utanç Duvarı" olarak anılacak Berlin Duvarı'nı inşa etti.
SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un 1980'lı yıllarda açıklık ve yeniden yapılanma politikasıyla Doğu Almanya, Macaristan ve Polonya gibi ülkelerin yer aldığı Doğu Bloku ülkelerinde de reform süreci başladı.
Doğu Almanya'da halkın rejime karşı sokağa çıkması sonucunda 1989'da "Utanç Duvarı" yıkıldı ve iki Almanya 3 Ekim 1990'da resmen birleşti.
Duvarı aşarak Batı'ya geçmek isteyen yaklaşık 140 kişi hayatını kaybetti.
"Çocuklarımı bu ülkede büyütmek istemedim"
Soğuk Savaş döneminde Uwe Bennies ve eşi Viola Bennies gibi binlerce kişi, değişik yollarla Doğu Almanya'dan Batı Almanya'ya geçti.
Uwe ve Viola Bennies, Batı Almanya'ya nasıl gittiklerini ve iki ülkedeki yaşamlarına ilişkin izlenimlerini anlattı.
Ailesiyle yaşadığı Doğu Almanya'nın 1980'li yıllarda ekonomik ve siyasi olarak çöküş içinde olduğunu gördüğünü ifade eden Uwe Bennies, "Çocuklarımı bu ülkede büyütmek istemedim." dedi.
Bennies, siyasi olarak muhalif kilise gruplarında faaliyet gösterdiğini anlatarak, 1988'in Ekim ayında rejime karşı ifadelerinden dolayı gözaltına alındığını ve aralık ayında da 10 ay hapis cezasına mahkum edildiğini söyledi.
Cezaevindeyken Batı Berlin'de yaşayan bir tanıdığının girişimiyle Federal Almanya Cumhuriyeti'nin kendisi ve çocukları için Doğu Alman yönetimine fidye ödediğini ve bu şekilde serbest kaldığını dile getiren Bennies, "Çok sonradan Batı Alman yönetimi benim ve ailem için 92 bin veya 93 bin mark (47 bin avro) ödediğini duydum ancak resmi rakamı bilmiyorum." dedi.
Bennies, ekonomisi iyi gitmeyen Doğu Almanya'nın bu şekilde de döviz elde ettiğini belirterek, o dönemdeki bu uygulamanın "meşru bir insan ticareti izlenimi taşıdığını" kaydetti.
Batı Almanya’ya geçişini anlatan Bennies, "Halle kentindeki cezaevinde 4 ay kaldıktan sonra sınır dışı edilenlerin bulunduğu Karl-Marx -Stadt'daki hapishaneye nakledildim. Oradan da 1 hafta içinde 4 kişi ile trene bindirilerek Batı Almanya'nın Giessen şehrine gönderildim." şeklinde konuştu.
"Duvar yıkıldıktan sonra Doğu Almanya’dan çok ziyaretçimiz oldu"
Bennies, "Cezaevindeyken her şey karanlık ve duvarlar griydi. Renkli bir şey yoktu." ifadelerini kullandı.
Giessen'de kayıt işlemlerinin ardından Batı Berlin’e geçtiğini belirten Bennies, bu süre içinde eşinin ve çocuklarının Doğu Almanya’da kaldığını ifade etti.
Bennies, "Eşimle çok nadir telefonla görüşüyordum. Ben telefon numaramı eşime bildirdim. Onun beni aramasını bekliyordum çünkü ben onu arayamıyordum, ancak eşim beni arayabiliyordu." diye konuştu.
Kısa bir süre sonra eşinin ve çocuklarının da Batı Berlin’e yanına geldiğini ifade eden Bennies, "Burada her şey beklediğimiz gibiydi." dedi.
Yıllar sonra Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatının (STASI) kendisi hakkında tuttuğu dosyayı incelediğini dile getiren Bennies, dosyadan 3 kez evinin arandığını, eve böcek yerleştirildiğini ve dinlendiğini öğrendiğini kaydetti.
Bennies, Batı Berlin’e yerleştikten kısa bir süre sonra Berlin Duvarı’nın yıkıldığının hatırlatılması üzerine de "Çok heyecanlıydık. Doğu Almanya’dan çok ziyaretçimiz oldu. Güzel bir gelişmeydi." dedi.
"İnsanlar bütünleşti ancak siyasetçiler değil"
İki Almanya'nın birleşmesinin üzerinden 29 yıl geçmesinin ardından iki ülkenin bütünleşip bütünleşmediğiyle ilgili soruya da cevap veren Bennies, "İnsanlar bütünleşti ancak siyasetçiler değil. Siyasetçilerin de bunu yapamaması güzel değil." şeklinde konuştu.
Bennies, Doğu Almanya’da insanların yönetmeliklerle düzenlenen bir hayat sürdürdüğünü anımsatarak, "O dönem her şey önceden planlıydı.
İki Almanya birleştikten sonra bir kırılma oldu bu insanların hayatında. Bunun üstesinden gelemediler. Bazıları emekli oldu ve kendilerini iki ülkenin birleşmesinin kaybedeni olarak gördü.” değerlendirmesinde bulundu.
Viola Bennies de Doğu Almanya’da kaygısız bir hayat sürdüklerini ancak eşinin askerden dönüşünden sonra zamanla ülkeden ayrılma istediğinin oluştuğunu söyledi.
Eşinin Batı Berlin’e ulaştığında kendisine de ülkeden çıkmak için izin verildiğine dair belgeyi aldığını belirten Viola Bennies, "24 saat içinde ülkeyi terk etmem gerekiyordu. Nüfus cüzdanım bile yoktu. Çocuklarımı ve bavulumu alıp hızlı bir şekilde Batı Berlin’e geçtim çünkü yanıma alacak bavullarımdan başka bir şey yoktu. Evdeki eşyalarımızı satmıştık." dedi.
Bennies, yakınlarını geride bırakmanın zor olduğunu belirterek, "Ancak hiç pişman olmadık. Hiçbir şeyi özlemedik. Kararımız doğruydu ve mutluyduk." ifadelerini kullandı.
"Sınırdan geçtiğimde deterjan ve parfüm kokusu aldım"
Batı Berlin ile ilgili ilk izlenimlerini anlatan Bennies, "Sınırdan geçtiğimde deterjan ve parfüm kokusu aldım. Farklı kokular vardı." şeklinde konuştu.
Bennies, "Duvarın yıkılacağı önceden belliydi. Ben eşime yakında bunun olacağını söylüyordum. Eşim ise bunun bu kadar hızlı olacağına inanmıyordu ve gerçekleştiğinde şaşırdı. Çok heyecanlı bir dönemdi." değerlendirmesinde bulundu.
29 yıl geçmesine rağmen iki ülkenin bütünleşmesinin henüz gerçekleşmediğini savunan Viola Bennies, birleşmenin ancak iki kuşak sonra tamamlanabileceğini ifade etti.
Bennies, o dönem yaşadıkları yerlere gittiklerini, anne ve babasının mezarını ziyaret ettiklerini belirterek, "O dönemi unutmak istemiyoruz. Dönemin izleriyle her zaman karşılaşıyoruz. Bu benim biyografim. Güzel dönemler de oldu. Her şey de kötü değildi." şeklinde konuştu.
Alman hükümetinin verilerine göre, Federal Almanya Cumhuriyeti 1964-1989 yılları arasında Doğu Almanya’da cezaevlerine bulunan 33 bin 755 kişi için fidye ödeyerek serbest kalmasını ve Batı Almanya’ya ulaşmasını sağladı.
Bunun için toplam 3,4 milyar mark (1,7 milyar avro) harcandığı ifade edildi.
Doğu Almanya'nın, 1970'li yıllardan itibaren mali sıkıntılardan dolayı bu parayı ülkenin ekonomisinin istikrarı için kullandığı belirtiliyor.
Öte yandan Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinin 29. yılı dolayısıyla düzenlenen resmi kutlamalar Kiel kentinde yapılıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com