İdlib
Suriye'nin İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki kamplarda yaşayan siviller, Kurban Bayramı'nı Türkiye ve Rusya arasında imzalanan ateşkes ortamında ancak evlerinden uzakta, buruk karşılamaya hazırlanıyor.
Kurban Bayramı'nı ateşkesin getirdiği kısmi güven ortamında karşılayan milyonlarca sivil, iç savaş ve hayat pahalılığı yüzünden kurban kesemeyecek.
Bayramı 10'uncu kez iç savaş altında geçirecek siviller, en azından bayramda et yiyebilmek için Türkiye ve dünyadan gelecek yardımları bekliyor.
"Burada kimse bu fiyatlardan kurban kesemez"
Hama'dan göç ederek zorla yerinden edilenlerin sığındığı kamplarda yaşayan Nasır Cideyde, yaptığı açıklamada, kurbanlık koyun satın almak istediğini ancak fiyatların pahalı olduğunu ve alacak imkanının bulunmadığını söyledi.
Cideyde, "Kampta her ay yardım gelen bir gıda kolisiyle yaşamımızı sürdürüyoruz. Kurban fiyatları aşırı yüksek. Halk, bu yıl değil koyun eti, tavuk eti bile yiyemez." dedi.
Kampta yaşayan sivillerden Nur el Musa da "Her geçen sene durumumuz kötüye gidiyor. Bu yıl kurbanlık koyun çok pahalı. Bir kurban 2 bin 500 Türk lirası civarında. Burada kimse bu fiyatlardan kurban kesemez." diye konuştu.
Birçok kişinin aylardır et yemediğini ifade eden Musa, "Hayat çok zor. Tek dileğimiz, savaşın bir anca önce bitmesi ve insanların evlerine dönmesi. O zaman herkes evinde et yiyebilir." dedi.
"İnsanlar ekmek parası bulamıyor, nasıl kurban alsın?"
Kurbanlık satıcısı çiftçi Hasan Assaf da bu yıl sivillerin yerinden edilmesi, kurban fiyatlarının pahalılığı nedeniyle talep olmadığını söyledi.
Assaf, "Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ticaret kapıları kapandı. Diğer bölgelere giriş olmuyor. İnsanlar ekmek parası bulamıyor, nasıl kurban alsın? İyi bir kurbanlık koyunun fiyatı 700 bin Suriye Lirası (3 bin Türk lirası) üzerinde." ifadesini kullandı.
Elbise dükkanı işleten Muhammed Hattap, "Doların ülkede yükselmesi nedeniyle fiyatlar arttı. Dükkana günlük 10 ile 15 arası müşteri giriyor, bunların da yüzde 70'i alışveriş yapmadan geri gidiyor." dedi.
İdlib'deki durum
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.
Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı.
Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.
Rejim ve destekçileri bu çerçevede İdlib'in önemli ilçelerinin yanı sıra güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi ele geçirdi.
Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Mart'ta Rusya'nın başkenti Moskova'da yeni bir mutabakat sağladı, 6 Mart tarihiyle birlikte ateşkes yürürlüğe girdi.
Rejim ve destekçilerinin zaman zaman ihlallerine rağmen, ateşkese büyük ölçüde uyuluyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com