USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

'Huzurumuzu sağlamamızın yolu adaletli bir sosyal düzeni inşa etmemizden geçiyor'

Darülaceze İdare Meclisi Üyesi Bilal Erdoğan, "Bu topraklar üzerinde huzurumuzu sağlamamızın yolu yine adaletli bir sosyal düzeni inşa etmemizden geçiyor." dedi.

'Huzurumuzu sağlamamızın yolu adaletli bir sosyal düzeni inşa etmemizden geçiyor'
21-01-2020 17:47
Google News
İstanbul

Darülaceze İdare Meclisi Üyesi Bilal Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü (KYK) tarafından organize edilen 5. KYK Tematik Kış Kampları kapsamında düzenlenen "Hukuk Kampı"na katılan öğrencilerle Darülaceze'de bir araya geldi.

Darülacezenin 125 yıldır düşkünlere, muhtaçlara kapılarını açtığını anlatan Erdoğan, kurumu, son dönemde biraz daha tarihi açıdan dönemine dikkati çekilen 2. Abdülhamit'i ülkeye kazandırdığını söyledi.

Abdülhamit'i tanımak için belki de Darülaceze'ye girip çıkmanın yeterli olacağına dikkati çeken Bilal Erdoğan, "Osmanlı'nın savaş kaybettiği ve nüfusunun belli yerlerde Hristiyanlar tarafından katliama tabi tutulduğu bir dönemden bahsediyoruz. O dönemde Abdülhamit Han, bütün kaynakları cephelere yığmak varken, burada düşkünlere, acezelere yardım sağlayacak bir kurumu inşa ediyor, bunu, ilk kaynağını kendi cebinden koyarak yapıyor. Bir de bu yerleşkede caminin olduğu yerde bir sinagog, bir de kilise inşa ediyor. Bu, bu milletin ne kadar necip bir millet olduğunu göstermek için sanıyorum yeter de artar bile. Son dönemde ülkemizde ağırladığımız mülteciler üzerinden bir sürü spekülasyon yapılırken sanıyorum o günlerimizi hatırlamakta fayda var." diye konuştu.

Bilal Erdoğan, geçmişle övünmenin bazen beyhude bir çaba, boş bir nostalji gibi düşünüldüğünü anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biliyorsunuz bizim biraz okçulukla da uğraşımız var. Bir söz bir yerde okudum, 'Bir oku ileriye atabilmeniz için o kirişi, o yayı geri çekmeniz gerekir, geri çekmeden onu ileri atamazsınız.' diyor. Buna kültür insanları 'Geleceği tasarlamanız için geçmişi bilmeniz gerekir.' derler. 21. yüzyılı planlarken, dünyanın geleceğini tasarlarken, acaba 21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak ülkemizin rolü, yeri ne olacak, bunun üzerine düşünmemiz lazım. Sizler meslek sahibi olmak, yuva kurmak, avukat mı olacağım, hakim, savcı mı olacağım, bunları düşünüyorsunuz. 21. yüzyılı tasarlarken adaletle hükmedilen, adaletle yaşanılan bir ülkede olmak için mücadele etmek zorundayız. Hukukçular olarak bu sizin vazifeniz. Bugün özellikle de ülkemizin 15-16-17 yılda 2 bin 500 dolar milli gelirden 8-9-10 bin dolarlara gelmesi, çok hızlı bir sürede refah düzeyinin artması, hizmetlerin, imkanların artması, insanların bu konudaki kaygılarını da güçlendirdi. 'Acaba ben nasıl bir iş sahibi olacağım? Acaba benim ne kadar gelirim olacak? Acaba ben nasıl bir evde yaşayacağım? Acaba kaç çocuğum olacak?' Bunlar hep düşünülmeye başladı."

Geleceği düşünürken geçmişten ilham alınması, ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, toprağı vatan yapmanın oradaki insanların gönüllerine girmekle mümkün olduğunu söyledi.

Osmanlı'nın hoşgörüsünden örnekler veren Erdoğan, "Bu topraklar üzerinde huzurumuzu sağlamamızın yolu yine adaletli bir sosyal düzeni inşa etmemizden geçiyor. İnsanların birbirine ön yargıyla baktığı değil, muhabbetle bakabildiği, kabulle bakabildiği. Normalde düşünün ki bu topraklar tarih boyunca da mültecilere kucak açmış, ev sahipliği yapmışken bugün Suriyeli misafir mültecilerimizle ilgili devamlı menfi propagandanın peşinde olan birileri var. Hepsini terörist olarak yaftaladığınız zaman elinize ne geçiyor?" diye sordu.

"21. yüzyılda yeni bir aydın kesime ihtiyaç var"

Bugün dünyanın gündeminde çevre, ticaret savaşları, demokrasi, kitle imha silahları, üçüncü dünya savaşı olduğunu anlatan Erdoğan, Türkiye'nin bu gündemlerin gerisinde olduğunu söyledi.

Darülaceze İdare Meclisi Üyesi Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim 20. yüzyıl aydınımız maalesef dünyayı takip edemedi, dünyayı kaçırdı. Nasıl kaçırdı? İttihatçılar eğitim için gittikleri zaman Avrupa'ya özellikle Fransa'daki pozitivist akımlardan etkilendiler, dinin hep tu kaka edildiği, kötü görüldüğü, haşa Allah'la tanrıyla bir rekabetin, bir didişmenin hayat tarzı edinildiği bir dünya görüşünü benimseyip Türkiye'ye döndüler. Avrupa o pozitivizmi aştı, bizim aydınımız o pozitivizmden 100 yıl, 150 yıl kurtulamadı. Bu, biraz aydınımızda dünyayı kaçırmasını, ülkemizin de dünya gündemlerinin hep peşinden gitmesini, gerisinde kalmasını getirdi."

Türkiye'nin 21. yüzyılda yeni bir aydın kesime ihtiyacı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkenin geleceği için gençlerine mesajlar veren, motivasyon veren kimimiz var? Cumhurbaşkanımız geçmiş önümüze yara yara gidiyor, Libya'da mücadele, Doğu Akdeniz'de mücadele, Suriye'de mücadele, dünyanın dört bir yanında dünyanın en büyük aktörleriyle masaya oturuyor artık bizim arkadan gelenler olarak bu arkayı iyi desteklememiz lazım. Fikirle desteklememiz lazım, projelerle desteklememiz lazım, hayallerimizi gerçekleştirerek desteklememiz lazım." ifadelerini kullandı.

Gençlerin bu ülkenin 21. yüzyılını oluşturacağını aktaran Erdoğan, gençlerden, uzun vadeli planlar yapmalarını ve "Ülkem için ne yapabilirim?" diye düşünmelerini istedi.

Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, programın sonunda Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci ve diğer katılımcıların da katılımıyla öğrencilerle fotoğraf çektirdi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ