İSTANBUL
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onur konuğu ve konuşmacısı olarak katılımıyla Sabancı Center'da gerçekleştirildi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yoğun programı içinde ayağının tozuyla toplantılarına teşrif etmesinden büyük memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
"Topluma yeniden umut vermek gerekir"
Özilhan, yarın 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olduğunu anımsatarak, "19 Mayıs 1919'da Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu'ya geçen Gazi Mustafa Kemal, önemi nedeniyle bu tarihi Türk gençliğine armağan etmişti. Atatürk'ün dediği gibi biz her şeyi gençliğe bırakacağız. Gençlerimizi geleceğe hazır, hatta geleceği kendi elleriyle kuracak hale getirmek en önemli vatani sorumluğumuz." diye konuştu.
Bu sorumluluk çerçevesinde Türkiye'nin 2023 hedeflerini de yeniden hatırlamakta fayda olduğunu bildiren Özilhan, "Bugün gençliğimize, en iyi yetişmiş insan kaynaklarımıza karamsarlık hakim olmuşsa, geleceğe ilişkin bu hedefleri güncellemek ve topluma yeniden umut vermek gerekir. Daha iyi bir geleceği endişe ve korku değil umut ve özgürlük kurar." ifadelerini kullandı.
"Türkiye-AB arasında gerilim değil iş birliği olmalı"
Özilhan, şöyle konuştu:
"Hukukun üstünlüğü, refah, teknoloji ve bilim, eğitim ve kültür gibi bir dizi alanda benzemek istediğimiz yer Uzak Doğu ya da Orta Doğu değil Avrupa medeniyetidir. AB üyelik süreci, sağladığı rekabet gücü, sosyal refah, teknolojik ilerleme, finans, yatırım, ihracat, turizm ve öngörülebilir hukuk devleti düzeni unsurlarıyla Türkiye'nin öncelikli milli çıkarıdır. Diğer taraftan dünyanın tüm bölgeleriyle güçlü ilişki kuran bir Türkiye'nin Avrupa'da da çok güçlü bir etkisi olmaktadır.
Bu karşılıklı menfaate rağmen geride bıraktığımız dönemde Türkiye-AB ilişkilerinde gerilim konjonktürel nedenlerden ötürü tırmanmıştır. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin Türkiye resmi makamlarıyla gerektiği gibi istişarede bulunmadan verdiği Türkiye'yi yeniden denetim sürecine alma kararı ilişkilerin iyice gerilmesine yol açtı. Ancak ticari ve jeopolitik ilişkilerin mantığı Türkiye-AB arasında gerilim değil iş birliği olmasını gerektiriyor."
"Hükümetimizin terörizme karşı attığı her adımın yanındayız"
Terörün öncelikli bir milli güvenlik meselesi olduğunun, sert ve kararlı güvenlik önlemleri gerektiğinin altını çizen Özilhan, "Hükümetimizin terörizme karşı attığı her adımın yanındayız. Aynı zamanda, terör eylemlerine başvuran hareketlerin toplumun kimi kesimlerinde ilgi ve destek görmesi siyasi bir meseledir. Bunun çözüm yolu da siyasidir. AK Parti hükümetlerinin siyasi vizyon ve cesaretle tasarlayıp hayata geçirdiği Çözüm Süreci'nin değerini şimdi daha iyi anlıyoruz." diye konuştu.
Çözüm Süreci'nin ne yazık ki çeşitli nedenlerle akamete uğradığına değinen Özilhan, şu görüşleri aktardı:
"Sorun bugün komşularımızdaki iç savaş ve kargaşa ortamı yüzünden daha da karmaşık bir hal aldı. Rusya ve İran'ın Esad rejimine desteği, ABD'nin PKK ile ilişkisi açık olan YPG'ye ağır silahlar vermesi bölgemizin daha uzun süre rahat bir nefes alamayacağını gösteriyor. Buna karşılık, Çözüm Süreci'nden çıkarılan derslerle tahkim edilmiş yeni bir milli birlik ve kardeşlik açılımı, ülkemize ve bölgemize yönelik oyunları bozan ve yeni bir oyun kuran ve böylece bölgenin her etnik kökenden tüm insanlarına umut veren bir atılım olabilir."
Muhabir: Mücahid Eker
dikGAZETE.com