Izmir
Ortaokul yıllarında müzik öğretmenin elinde gördüğü gitara hayran kalan ve Manisa'nın Akhisar ilçesinde bir kitapçıda bulunan tek gitarı para biriktirip satın alan Topuzkanamış, müziğe ilk adımını attı.
Lise yıllarında sanatçı Erkan Oğur'un müziğinden etkilenen Topuzkanamış, müzik aletlerinin küçük çaplı tamiriyle başladığı çalgı yapımı serüveninde bağlama üretimine de başladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2001'de mezun olan ve 2002'de aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak göreve başlayan Topuzkanamış, hem akademik kariyerini sürdürdü hem de farklı enstrümanların yapımı konusunda kendisini geliştirdi.
Halen DEÜ Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Ana Bilim Dalında Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapan 43 yaşındaki Topuzkanamış, içindeki enstrüman üretme tutkusunu hayata geçirmek için, Buca ilçesinde oturduğu apartmanın girişindeki 10 metrekarelik dükkanı kiralayarak enstrüman yapımına başladı.
İzmirli akademisyenin atölyesinde ürettiği el yapımı kopuzlar, yurt içi ve dışından müzisyenlerin ilgisini görüyor.
Fakülteden artakalan zamanlarını atölyesinde Türk sazları üreterek geçiriyor
Katıldığı konserlerde yaptığı enstrümanları çalan Topuzkanamış, müziğin ve üretimin, öğrencileriyle olan ilişkisine de yansıdığını düşünüyor.
Akademisyen kimliğine çalgı yapım ustalığını da ekleyen ve yurt dışındaki müzisyenlere Türk sazlarını tanıtan Topuzkanamış, müzikle hikayesini, AA muhabirine şöyle anlattı:
"Lise yıllarımda Erkan Oğur'u tanıdım ve bir çok insanın etkilendiği gibi ben de etkilendim. Elimdeki sazların sorunları olduğu zaman tamir ettirebileceğim kimse yoktu ben de kendim uğraşmaya başladım. Videolar izledim, atölyelere gittim, ustaların yanına gidip geldim ve böylelikle kendim de bağlama yapmaya başlamış oldum."
Kopuz ve Oğur sazının yanı sıra cura, tanbura, divan sazı da üreten Topuzkanamış, fakülteden artakalan zamanlarını, atölyesinde Türk sazları üreterek geçirdiğini söyledi.
Ürettiği kopuzların Orta Asya'dan gelen eski kopuzlardan farklı olduğunu belirten Topuzkanamış, "Kopuz 3 telli bir bağlama aslında. Oğur sazı denilen 6 telli versiyonu da var. Bir taraftan çok geleneksel bir taraftan çalım tarzı sebebiyle daha önceki gelenekte olmayan şekilde enteresan, sihirli bir çalgı." diye konuştu.
"İki alan birbirini besliyor"
Saz yapımında genellikle maun türü ağaç kullandığını anlatan Topuzkanamış, "Geleneksel olarak dut kullanılır. Çünkü dut çok boldur. Ses verme özelliği de iyidir. Bugün en yaygın kullanılan ağaç, maun ağacıdır. Maun çok nitelikli bir ağaç, akustik açıdan da çok iyi. Ben de maun ağacı kullanıyorum. Kereste olarak ham haliyle alıp içini oyup, şekillendirip saz haline getiriyorum." dedi.
Topuzkanamış, enstrüman üretiminin, akademisyenlik hayatına da olumlu yansıdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Farklı ilgi alanlarının olması her zaman başka alanları besler. Bu iki alan da birbirini besliyor. Burada enstrüman üretmem, muhtemelen daha farklı ders anlatmama yol açıyor. Oradaki akademik altyapı, doktora yapmış olmak, bilimsel bilginin nasıl edinildiğini öğrenmiş olmak da buradaki alanı geliştiriyor. Böylece enstrüman yapımına farklı bir gözle bakıyorum."
Engin Topuzkanamış, Batılı müzisyenlerin, Hint, İran, Ortadoğu ve Anadolu müziğine ilgi gösterdiğini ve bu müziği icra edebilmek için enstrüman arayışına girdiklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com