Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde haziran ayından bu yana süren kitlesel protestolar, yerini şiddet olaylarına bırakırken, zanlıların Çin'e iade yasa tasarısına karşı başlayan barışçıl gösterilerin polisle siviller arasında çatışmaya dönüşmesi halkta endişeye neden oluyor.
Ulaşımdan eğitime, sağlıktan diğer kamu hizmetlerine hayatın birçok alanına olumsuz etkileri görülen protesto ve şiddet olayları, 7,4 milyon nüfuslu Hong Kong'da günlük yaşamı derinden sarsıyor.
Demokrasi yanlısı gösteriler şeklinde başlayan protestolarda şu ana kadar 3 bin 500'den fazla kişi gözaltına alınırken, şiddet ortamının ne zamana kadar süreceği sorusu, halktaki endişeleri artıran unsurların başında geliyor.
Dünyanın en önemli finans merkezlerinden Hong Kong'da şirket çalışanları işlerine gidemiyor, esnaf kepenk açamıyor ve protestoların üniversitelere sıçraması sonucu çıkan çatışmalar nedeniyle eğitime devam edilemiyor.
"Dikkatli olun"Kentteki sivil şiddete ilişkin AA muhabirinin sorularına cevap vermekten çekinen sokaktaki halk, gazetecilere "dikkatli olun" uyarısında bulunmakla yetiniyor.
Normal şartlarda hayatın 24 saat aktığı Hong Kong'da halk, özellikle geceleri meydana gelen şiddet olaylarından kaçınmak için karanlık çökmeden evlerine dönmeyi tercih ediyor.
Yerel esnafın yanı sıra küresel gıda, teknoloji ve giyim markalarının da kentteki dev mağazalarını ya hiç açmaması ya da akşam olmadan kepenk indirmesi dikkati çekiyor.
Kent içi ulaşımda büyük kolaylık sağlayan Hong Kong metrosu ise protestoların en fazla etkilediği ulaşım araçlarının başında geliyor. Önceleri gece yarısına kadar taşımacılık hizmeti sağlayan trenler, artık sadece saat 22.00'ye kadar işliyor.
Protesto ve şiddet olaylarının yaşandığı yerlerde polisin talimatıyla ön ikaz olmaksızın metro giriş çıkışları kapatılabiliyor ya da seferleri durdurulabiliyor.
Hong Kong'da sokakların kalabalıkla dolduğu pazar günleri, endişeli halk, mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayı tercih etmiyor.
Kentteki belirsizlik ortamının yakın zamanda sona ereceğine ilişkin hiçbir işaretin bulunmaması halktaki korku ve endişeyi artıran unsurların başında geliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com