Tarihler 26 Şubat 1992'yi gösterdiğinde, Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında büyük bir vahşet yaşandı. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmi açıklamasına göre 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlının hayatını kaybettiği katliam, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliam olarak nitelendirildi. Katliamın üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen, acılar tazeliğini koruyor.
"Biz soykırım olarak nitelendiriyoruz"
Olayın 25'inci yılında bir açıklama yapan Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Cavid Aydın, Hocalı'da yaşananların katliam değil soykırım olduğunu ifade etti. Hocalı'da insanların vahşice katledildiğini belirten Aydın, "Biz Azerbaycan tarafı olarak Hocalı'da 1992 yılında yaşanan olayı kesinlikle katliam olarak değil, soykırım olarak nitelendiriyoruz.
Katliam toplu bir kitlenin imhası olarak nitelendirilse de, soykırım ırka karşı yapılır. Özellikle Ermeni tarafının Hocalı'da yaptıkları olayları daha sonradan Türk ırkı üzerine yaptıklarını vurgulamaları üzerine veya anlatılan hatıratlar ve konuşmalarda bunu kesinlikle Türk ırkına bilerek yaptıkları için biz soykırım olarak nitelendiriyoruz.
Yaşanan bu olayda sadece Azerbaycan resmi kaynaklarına göre sadece defnedilen şehitlerimiz sayısı 613 gözükse de, aslında bu sayının çok çok üzerindedir. Çünkü bin 275 rehine veya kayıp olarak gözüken sayıdan halen hiçbir haber alınamamaktadır. Zaten Hocalı kasabasının savaş başlamadan önceki nüfusu 10 civarındaydı. Ancak olayın yaşandığı tarihler itibariyle Hocalı'da 2 bin nüfus kalmıştı. Tabii Hocalı'da saklanan insanlar, Ermeniler tarafından ele geçirildikten sonra vahşice katledilmiş" dedi.
"Faili meçhuller aslında bellidir"
Ermenilerin de yazdıkları hatıralarında olayı doğruladığından bahseden Aydın, hiçbir ayrım yapılmadan insanlara işkenceler yapıldığını sözlerine ekledi. Hocalı'da yaşanan olayın sorumlularının kimler olduğunun ortada olduğunu açıklayan Cavid Aydın, "Bu zaten Ermeni bir doktorun yazdığı hatıratlarında, soykırıma maruz kalan çocukların nasıl derilerini yüzdüklerini, nasıl paramparça edip, 'kendi ırklarından olan köpeklere attık' gibi ibareler kullanarak, bunları kendi kitaplarında birebir anlatmışlardır. Yani bu Hocalı'da yaşananlar bizim için bir kanayan yaraydı.
Bu sadece Azerbaycan Türklerini değil, tüm Türk Dünyasını etkileyen bir olaydı. Çünkü Türklüğe karşı yapılmış bir soykırımdır. Bizim Azerbaycan tarafı olarak her zaman temennimiz, faillerinin bir an önce yargılanmasıdır. Hocalı soykırımının gerçek anlamda soykırım olarak kabul edilmesi ve Azerbaycan Türklerinin çektikleri acıların son bulmasını da istiyoruz. Faili meçhuller aslında bellidir. Halihazırda Ermenistan Cumhurbaşkanı Hocalı soykırımının yapıldığı dönemlerde komutanlık yapmıştır. Yani oradaki çetelerin birisinin komutanıydı. Bunları artık Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler biliyor. Ama ne yazık ki cezalandıramıyorlar. Maalesef bir haçlı yürüyüşü niteliğinde Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bu olayı cezasız bırakıyorlar" şeklinde konuştu.
"Ermenilerin aslında tarih boyunca Türk ırkına karşı bir düşmanlığı vardı"
Ermenilerin Türklere karşı tarihten gelen bir düşmanlıklarının bulunduğunu aktaran Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Cavid Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ermenilerin aslında tarih boyunca Türk ırkına karşı bir düşmanlığı vardı. Nankör bir ırka ve millete sahipler. Benim rahmetli bir babamın bir lafı vardı, 'güçlü olduğun sürece Ermeni senin uşağındır, en ufak bir zaafını gördüğü anda seni arkadan vuracaktır.' Yani benim babam Ermenistan Devlet Üniversitesi'nde Sovyetler döneminde okumuş, eğitimini almış ve tarihi Azerbaycan topraklarından 1948 yılında sürgün edilen bir ailenin çocuğudur. O yüzden her zaman bu sözü hatırlatırdı. Seni ne kadar hümanizm düşünceleri ile barıştırsalar da, barış süreci devam etse de, iyi geçinelim dense de seni zayıf buldukları ya da kendilerini güçlü buldukları bir anda kesinlikle senin üzerine çullanacaktırlar."
Kadir Arslan - Mehmet Sıddık Yeşilırmak
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com