Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümü öğretim görevlisi Rüçhan Keçeci atık metallerle yaptığı heykelde Hocalı katliamında katledilen hamile bir kadını tasvir etti.
Keçeci'nin, 26 Şubat 1992 yılında Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde Hocalı kasabasında katledilen 613 kişinin anısına ithafen yaptığı ve "Bebeğin Sessiz Çığlığı" adını verdiği heykel, Ermeni askerlerin tecavüzüne uğradıktan sonra süngüyle sırtından vurulan hamile bir kadını anlatıyor.
Keçeci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sıra dışı tasarımıyla yaşanan vahşeti gözler önüne sermesi dolayısıyla Gazi Üniversitesi ile Azerbaycan Büyükelçiği tarafından Hocalı katliamının 26. yılı dolayısıyla düzenlenen Duyulmayan Çığlık Hocalı Uluslararası Resim ve Heykel yarışmasında en iyi tasarım ödülünü aldığını söyledi.
Keçeci, 12 yıldır endüstriyel atık metalleri birer sanat eserine dönüştürdüğünü, insan figürleri ile film karakterlerinden farklı tasarımlara kadar bir çok heykel yaptığını belirtti.
Hurda metali doğal halinde kullanarak kaynak makinesi ve spiral gibi el aletleri yardımıyla heykeller yaptığını ifade eden Keçeci, daha çok belirli konularda mesaj veren eserler ortaya koyduğunu kaydetti.
Hocalı'da katledilen 613 kişinin anısına ithafen yaptığı heykelin bu tarz eserlerinden biri olduğunu aktaran Keçeci, şöyle konuştu:
"Yapmış olduğum çalışmaya 'Bebeğin Sessiz Çığlığı' adını verdim, 26 yıl önce Hocalı'da yaşanan katliamda bu çığlığı hissettik. İnşallah böyle bir çığlık ne bir Hocalı'da ne de dünyanın başka bir yerinde bir daha yaşanmaz. Çok acı bir olayı daha modern bir tarzda endüstriyel atıklarla anlatmaya çalıştım. Kullanmış olduğum parçalarda Hocalı'da yaşan acıyı hissettirmeye çalıştım. Mesela hamile kadının ağzındaki çığlığı görebiliyorsunuz. Figürde göz bebeği dışa doğru çıkmış, bir metal de olsa o yaşanan acının şiddetini ifade etmeye gayret gösterdim."
2 bin 500 hurda metal parçası kullandı
Keçeci, yapımında 2 bin 500 endüstriyel atık kullandığı heykeli yaklaşık 2 aylık bir sürede bitirdiğini dile getirdi.
Çalışmasının "Duyulmayan Çığlık Hocalı Uluslararası Resim ve Heykel Yarışmasında en iyi heykel tasarımı ödülüne layık görülmesinin kendisini gururlandırdığını işaret eden Keçeci, ancak o gün yaşanan vahşeti anlatması bakımından bir o kadar hüzünlendirdiğini aktardı.
Figürde, kadının sırtından süngülenmiş olmasının yaşadığı tüm vahşete rağmen karnındaki yavrusunu korumaya çalıştığını gösterdiğini vurgulayan Keçeci, şunları kaydetti:
"Yapmış olduğum çalışmada karnında bebeği olan bir anneyi sırtından hançerlenmiş, süngüyle katledilmiş bir şekilde anlatmaya çalıştım. Anne, üzerindeki elbiseler tamamen yırtılmış, parçalanmış, tecavüze uğramış ve daha sonra süngüyle katledilmiş. Yapmış olduğum figürün alt tarafı yok. Özellikle mahremiyet açısından annenin o anki halini göstermeyip ona duymuş olduğumuz saygıyı ve mahremiyeti de anlatmak için alt tarafını farklı modernize yapmaya çalıştım."
Gözyaşı içinde tamamladı
Keçeci, heykelde tasvir ettiği katledilmiş hamile kadını kendi annesi, eşi veya çevresindeki bir kadın olabilecekmiş gibi düşünerek çalışmasını gözyaşı içinde tamamladığını vurguladı.
Bu vahşeti anlatmak için yaptığı eserini diğer çalışmalarıyla birlikte farklı platformlarda açacağı sergiler aracılığıyla dünyaya göstermek istediğini dile getiren Keçeci, şöyle dedi:
"Bebeğin anneyle bağlantısı kordon bağıyla hala devam etmekte, yani anne tecavüze uğrayıp şehit edildikten sonra bile anneyle bebeğin arasındaki o yaşam bağı yok edilememiş, bunu anlatmaya çalıştım. Burada annenin üzerinde bulunan kıyafetlerin tamamen yırtıldığını, parçalandığını görmekteyiz. Benzer şekilde kan lekelerini görebilirsiniz. Özellikle bunu kırmızı renkte yapmayıp, eserin doğallığını bozmamak için aynı metal tonlarda yapmaya çalıştım. Böylece metalin çığlığını anlatmaya çalıştım."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com