USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Hindistan'da "Dalitlere" yönelik geleneksel ayrımcılık insan hakları ihlaline yol açı

Uttar Pradeş eyaletinde "Dalitlere" mensup genç kızların üst kasttaki kişilerce tecavüze uğrayıp hayatlarını kaybetmesi, kast sistemi tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Hindistan'da
16-10-2020 15:21
Google News
İslamabad

Hindistan'da "dokunulmazlar" olarak da nitelendirilen ve ülkedeki kast sisteminin adeta "ötekileri" konumunda bulunan "Dalitlere" yönelik geleneksel ayrımcılık yoğun insan hakları ihlallerine yol açıyor.

Uttar Pradeş eyaletinde son aylarda dokunulmazlara mensup genç kızların üst kasttaki kişilerce tecavüze uğrayıp hayatlarını kaybetmesi, Dalitlerin ülke içerisindeki sosyal ve ekonomik konumlarının sorgulanmasının yanı sıra kast sistemi tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Uttar Pradeş'te Dalitlere mensup 19 yaşındaki genç kız, 14 Eylül'de üst kasttan 4 erkeğin saldırısına uğramış ve ağır yaralanmıştı. Hastaneye kaldırılan genç kız 2 hafta sonra hayatını kaybetti. Bu olayın ardından 1 Ekim'de 22 yaşındaki Dalit kız 2 kişinin tecavüzüne uğradıktan sonra yaşamını yitirdi. Söz konusu hadiseler, Hindistan'da başta muhalefet partileri olmak üzere çok sayıda kişi ve kurum tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Uzmanlar, Dalitlere yönelik dışlayıcı tavrın kast sisteminin yapısından kaynaklandığını belirtiyor.

Sistemde dört temel kast bulunuyor

Hindu kutsal kitaplarında anlatıldığı şekilde toplumda bir tür tabakalaşmanın varlığını ve bunun sürdürülmesini ifade eden kast sistemi ülkedeki toplumsal düzenin de temelini oluşturuyor. Bu yapının sistemli bir hale dönüşmesinde Hindu kutsal kitaplarından Manu Smriti'nin (Manu Kanunları) önemli bir yeri olduğu belirtiliyor.

Binlerce yıldır devam eden bu sistemde toplum, Brahminler (Din adamları), Kşatriyalar (Askerler-Yöneticiler), Vaisyalar (Tüccarlar) ve Sudralar (Hizmetçiler-Köylüler) olarak 4 sınıfa ayrılıyor. Farklı kastlar arası evlilikler sonucu oluşan yüzlerce ara kast da bu sistemin içerisinde yer alıyor. Çocuklar, doğum ile anne ve babanın kastını devralıyor ve sistem de bu şekilde kuşaktan kuşağa aktarılıyor.

Dalitler ise geleneksel olarak bu dört kastın ve sistemin dışında bulunurken, toplumun da en alt sınıfı olarak görülüyor. Manu Kanunları'nda diğer gruplar tarafından dışlanması istenen Dalitlerin üst kastlara mensup kişilerle iletişim kurmalarının önemli ölçüde engellendiği, başkalarıyla tokalaşma, belirli saatlerden sonra dışarı çıkma gibi temel sosyal etkileşim olgularından da uzak bırakıldığı göze çarpıyor.

Toplumda Dalitlere yönelik "pek de sorgulanmayan" bir baskının oluşmasında gerek Manu Kanunları, gerekse farklı Hindu kutsal kitaplarında Dalitlerle ilgili yazılanların önemli bir etkisi bulunuyor.

Dalit hakları savunucusu, Hindistan Anayasası'nın mimarlarından ve ülkenin ilk Hukuk ve Adalet Bakanı B. R. Ambedkar, 25 Kasım 1927'de Maharaştra eyaletinde kast ayrımcılığını ve dokunulmazlığı meşrulaştırdığı gerekçesiyle söz konusu kitabın bir kopyasını yaktı. Ambedkar'ın söz konusu eylemi, Hindistan'daki Dalitler tarafından her 25 Aralık'ta tekrar ediliyor.

"Kırsal kesimde uygulama sürdürülüyor"

Dalitlere yönelik insan hakları ihlalleriyle mücadele eden Hint aktivist Yash Meghwal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkede yaklaşık 250 milyon Dalit bulunduğunu ifade etti. Meghwal, Dalitlerin büyük bir kısmının eğitim imkanlarından yoksun olma, yetersiz beslenme ve üst kastlardan saldırılar gibi zorluklarla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Dokunulmazlığın kast temelli ayrımcılığın görünen yüzlerinden bir tanesi olduğunu vurgulayan Meghwal, Hindistan Anayasası’nda yasaklanmasına rağmen ülkenin kırsal kesimlerinde bu uygulamanın devam ettiğini ifade etti.

Meghwal, "Hindutva ideolojisini" benimseyenlerin ve kastın onursal bir şey olduğunu düşünenlerin nereye giderlerse gitsinler bu kimliklerini de yanlarında götürdüklerini belirterek Hindistan'da bütüncül bir eğitim sistemi olana değin bu durumun bu şekilde süreceğini kaydetti.

"Kast sistemi Hint diasporasınca uygulanıyor"

Hindistanlı araştırmacı yazar Arvind Kumar ise Hindistan’ın bağımsızlığından bu yana Dalitlerin sosyal ve siyasi haklarının iyileştirilmesine yönelik önemli adımlar atılmış olsa da bugün hala bu kişilerin ayrımcılık, şiddet ve baskı ile karşı karşıya bulunduğunu dile getirdi.

Kumar, kast sisteminin kırsal Hindistan'da oldukça yaygın bir olgu olduğunu aktararak "Fakat bunun şehirlerde var olmadığını söyleyemeyiz. Günümüzde yurt dışındaki Hint diasporası arasında bile uygulanıyor." dedi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının her türden işi etkilediğini ifade eden Kumar, bu durumdan ise en çok Dalitlerin etkilendiğini aktardı.

Kumar, ayrıca Hindistan hapishanelerindeki mahkumların üçte birinin Dalitlerden oluştuğuna işaret etti.

Uluslararası ajansların Hindistan’daki yoksulluğun azaltılması için devasa paralar harcadıklarına fakat kast sisteminin ve dokunulmazlığın yoksulluğun asıl sebebi olduğunu kabul etmediklerine işaret eden Kumar, gerçekte ise fakirlerin çoğunun Dalit toplumundan meydana geldiğini kaydetti.

Hindistan'da Kast sistemi temelinde ayrımcılık her ne kadar anayasada yasaklanmış olsa da 1 milyar 353 milyonluk ülkede Dalitler, işkence, tecavüz ve keyfi tutuklamalara maruz kalabiliyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ