AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Ankara’da meydana gelen patlamaya ilişkin, "Bu hibrit saldırının, bu kokteyl, kolektif saldırının tam olarak açığa çıkması konusunda zihnimizin otomatikman belli adreslere sevk edilmesi konusunda hassas olmak lazım. Bunun hibrit bir saldırı olduğu yönünde bulgular var" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Suriye’de yaşananlara işaret eden Çelik, Türkiye’nin Suriye konusunda küresel zeminde faaliyet gösterdiğini belirtti. Mültecilerin Avrupa ülkelerine alınması konusunda ciddi tartışmaların sürdüğüne dikkati çeken Çelik, meseleyi anlama konusunda direncin devam ettiğini ifade etti. Terör meselesinin sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir mesele olmadığını anlatan Çelik, "Terör meselesi sadece Türkiye’nin meselesi değildir. PKK, IŞİD kaynaklı rejim adına terör örgütü gibi hareket eden Türkiye’nin baş başa bırakılması Avrupa’nın kendi güvenliğini tehlikeye atması demektir. Türkiye’nin sınır illerini tehdit eden en son Ankara Garı’nda çıkan terör yakın zamanda Avrupa’da kendisini göstermeye başlar. Ankara garında meydana gelen güvenlik sıkıntısı Avrupa’yı da ilgilendiriyor. Gelinen noktada çözüm arayışları ile ilgili bazı basın organlarında ’Türkiye Esad’lı geçişe hazır’ diye yorumlandı. Suriye politikasında bir değişim yok, bununla ilgili de bir gereklilik görmüyoruz" dedi.
GÜVENLİK ZAFİYETİ OLDUĞU İDDİALARI
Çelik, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin "Ankara’da yaşanan canlı bomba saldırısından yaklaşık 20 gün önce 17 Eylül tarihinde istihbaratın tüm birimlere bir uyarı yazısı gönderdiği, yazısında da eylemin ne şekilde yapılacağına kadar, IŞİD’in sansasyonel bir şekilde eylem yapacağı bilgisini verdiği ama buna rağmen bir önlem alınmadığı görülüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Çelik, "Bu bilgiyi teyit edemiyorum. Fakat şöyle bir şey var, Türkiye’ye dönük olarak DAİŞ, PKK, DHKP-C’nin ve diğer örgütlerin bu tip sansasyonel eylem peşinde koşması hem devlet kurumlarına hem de birtakım organizasyonlara dönük olarak, bu zaten sık sık güncellenen uyarılar. Çok tehlikeli terör örgütleri ülkemize çok yakın. Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın, eğer bir zafiyet varsa gereği yapılıyor, zaten bazıları açığa alındılar. Bununla ilgili idari soruşturma sürüyor. Bu herhangi üstü örtbas edilecek bir mesele değildir. Biz, örtbas etme siyasetinin Türkiye’deki en zararlı alışkanlıklardan biri olduğunu düşünüyoruz. Örtbas etme siyasetini kapımızdan içeri sokmamak için de büyük bir hassasiyet gösteriyoruz" karşılığını verdi.
"HİBRİT BİR SALDIRI"
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunun bütün boyutlarıyla açığa çıkması, bir zaaf varsa bunun giderilmesi bundan sonrası için de önemlidir. Bununla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Şunu unutmamak gerekiyor, şuna dikkat edelim, zihnimizin belli adreslere sevkedilmesi konusunda yoğun propaganda faaliyeti içerisinde olunmasına dikkat edelim. PKK çıkarsa PKK, IŞİD çıkarsa IŞİD, bütün bu terör örgütlerinden eşit tehdit görüyoruz. Bu tip tahterevalli açıklamalardan uzak durmak gerekir. Bizim son saldırıda, şimdiye kadar yansıyan bilgilerden anladığımız bunun hibrit bir saldırı olduğu, birden fazla terör örgütünün ortak eylemiyle gerçekleşen bir saldırı olduğunu düşünüyoruz. Bu hibrit saldırının, bu kokteyl, kollektif saldırının tam olarak açığa çıkması konusunda zihnimizin otomatikman belli adreslere sevkedilmesi konusunda hassas olmak lazım. Şimdi şöyle bir propaganda yürütülüyor; ’AK Parti DAİŞ’in eylemlerine göz yumduğu için bunu açıklamaktan çekiniyor’. Bu kadar büyük bir iddiayı dile getiriyorsunuz, biz hükümetlerimiz döneminde IŞİD’e karşı en büyük mücadeleyi vermişiz. Bunun hibrit bir saldırı olduğu yönünde bulgular var."
ESAD’LI GEÇİŞ HÜKÜMETİ
Başka bir gazetecinin, "Siz, Türkiye Esad’ın kalıcı olduğu bir formüle razı değil’ diyorsunuz. Söz gelimi, Suriyeli muhaliflerle Esad yönetimi anlaştı ve 3 ya da 6 aylık Esad’lı geçiş hükümeti konusunda bir anlaşma söz konusu oldu. Türkiye buna onay verir mi?" sorusuna Çelik, "Bu, Esad’lı bir geçiş hükümeti olmuyor. Esad’ın gidişi şeklinde bir geçiş hükümeti oluyor. Yani, 3 aylık, 6 aylık takvim içerisinde gidecekse bu tabii ki olumludur. Netice itibarıyla, şöyle bir şey söz konusu olur mu olmaz mı onu görmek gerekir. Bu kadar can, kan vermiş insanın Esad’ın başlarında olduğu bir hükümete razı olması şeklinde bir formül ortaya çıkar mı onu da görmek gerekir. Türkiye’nin Suriye politikasının temel parametrelerinde bir değişiklik yok. Esad’ın 3 ay 6 ay içinde gideceği bir formül üzerinde ortaya çıkarsa her halükarda Esad’ın gitmesi olumludur tabii ki" şeklinde cevapladı.
ESKİ ÇALIŞMA BAKANI FARUK ÇELİK’İN HAZIRLATTIĞI İDDİA EDİLEN KLİP
Sosyal medyada yayınlanan ve eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in hazırlattığı iddia edilen klibe ilişkin soru üzerine Çelik, "Bu klip mesajları açısından bizim kesinlikle olumlamadığımız bir klip. Yani, kardeşlik sadece etnik gruplar içinde olurmuş onun dışını dışlarmış gibi mesajlar veriyor. Burada Sayın Faruk Çelik de açıklama yaptı. kendilerine bir klip hazırlanması için bazı çalışmalar sunulacakmış. Onay verilmeyen çalışmalardan bir tanesinin kendilerinin onayı alınmadan sosyal medyaya verildiğini söyledi. Ben Faruk Bey’le konuştum, kendisi olumlu bulsaydı, yine Genel Merkez’in onayına getirecekti, dolayısıyla burada bir koordinasyonsuzluk yok, seçim kampanyamız tek elden yürütülmektedir. Burada strateji heyetinin, tanıtım medya başkanlığımızın onayı alınmaksızın illerimizin kendi başına kampanya malzemesi üretmesi gibi bir yaklaşımımız yok. Buna Sayın Faruk Çelik de kendisinin onayı dışında ortaya çıktığını söyledi. Dolayısıyla o klibin herhangi bir şekilde partimizle ilişkilendirilmesi söz konusu değildir" karşılığını verdi.
Dünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrası PYD’nin uluslararası camiada terör örgütü olarak tescillenmesi gerektiğine vurgu yapıldığının hatırlatılması üzerine Çelik, "Türkiye’yi tehdit teşkil eden faaliyetler içinde olan yapının herhangi bir şekilde Türkiye ile iyi ilişkileri olan ülkeler tarafından himaye edilmesine ya da oralarda siyasi bürolar açılması şeklindeki yaklaşımlara olumlu bakmayız. Bu bölgede çeşitli örgütler, zaman zaman çeşitli fiili durumlar yaratarak, ben DAİŞ’le mücadele ediyorum diyerek kendilerine suni derinlikler kazandırabilirler" diye konuştu.
(İHA)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Suriye’de yaşananlara işaret eden Çelik, Türkiye’nin Suriye konusunda küresel zeminde faaliyet gösterdiğini belirtti. Mültecilerin Avrupa ülkelerine alınması konusunda ciddi tartışmaların sürdüğüne dikkati çeken Çelik, meseleyi anlama konusunda direncin devam ettiğini ifade etti. Terör meselesinin sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir mesele olmadığını anlatan Çelik, "Terör meselesi sadece Türkiye’nin meselesi değildir. PKK, IŞİD kaynaklı rejim adına terör örgütü gibi hareket eden Türkiye’nin baş başa bırakılması Avrupa’nın kendi güvenliğini tehlikeye atması demektir. Türkiye’nin sınır illerini tehdit eden en son Ankara Garı’nda çıkan terör yakın zamanda Avrupa’da kendisini göstermeye başlar. Ankara garında meydana gelen güvenlik sıkıntısı Avrupa’yı da ilgilendiriyor. Gelinen noktada çözüm arayışları ile ilgili bazı basın organlarında ’Türkiye Esad’lı geçişe hazır’ diye yorumlandı. Suriye politikasında bir değişim yok, bununla ilgili de bir gereklilik görmüyoruz" dedi.
GÜVENLİK ZAFİYETİ OLDUĞU İDDİALARI
Çelik, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin "Ankara’da yaşanan canlı bomba saldırısından yaklaşık 20 gün önce 17 Eylül tarihinde istihbaratın tüm birimlere bir uyarı yazısı gönderdiği, yazısında da eylemin ne şekilde yapılacağına kadar, IŞİD’in sansasyonel bir şekilde eylem yapacağı bilgisini verdiği ama buna rağmen bir önlem alınmadığı görülüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Çelik, "Bu bilgiyi teyit edemiyorum. Fakat şöyle bir şey var, Türkiye’ye dönük olarak DAİŞ, PKK, DHKP-C’nin ve diğer örgütlerin bu tip sansasyonel eylem peşinde koşması hem devlet kurumlarına hem de birtakım organizasyonlara dönük olarak, bu zaten sık sık güncellenen uyarılar. Çok tehlikeli terör örgütleri ülkemize çok yakın. Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın, eğer bir zafiyet varsa gereği yapılıyor, zaten bazıları açığa alındılar. Bununla ilgili idari soruşturma sürüyor. Bu herhangi üstü örtbas edilecek bir mesele değildir. Biz, örtbas etme siyasetinin Türkiye’deki en zararlı alışkanlıklardan biri olduğunu düşünüyoruz. Örtbas etme siyasetini kapımızdan içeri sokmamak için de büyük bir hassasiyet gösteriyoruz" karşılığını verdi.
"HİBRİT BİR SALDIRI"
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunun bütün boyutlarıyla açığa çıkması, bir zaaf varsa bunun giderilmesi bundan sonrası için de önemlidir. Bununla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Şunu unutmamak gerekiyor, şuna dikkat edelim, zihnimizin belli adreslere sevkedilmesi konusunda yoğun propaganda faaliyeti içerisinde olunmasına dikkat edelim. PKK çıkarsa PKK, IŞİD çıkarsa IŞİD, bütün bu terör örgütlerinden eşit tehdit görüyoruz. Bu tip tahterevalli açıklamalardan uzak durmak gerekir. Bizim son saldırıda, şimdiye kadar yansıyan bilgilerden anladığımız bunun hibrit bir saldırı olduğu, birden fazla terör örgütünün ortak eylemiyle gerçekleşen bir saldırı olduğunu düşünüyoruz. Bu hibrit saldırının, bu kokteyl, kollektif saldırının tam olarak açığa çıkması konusunda zihnimizin otomatikman belli adreslere sevkedilmesi konusunda hassas olmak lazım. Şimdi şöyle bir propaganda yürütülüyor; ’AK Parti DAİŞ’in eylemlerine göz yumduğu için bunu açıklamaktan çekiniyor’. Bu kadar büyük bir iddiayı dile getiriyorsunuz, biz hükümetlerimiz döneminde IŞİD’e karşı en büyük mücadeleyi vermişiz. Bunun hibrit bir saldırı olduğu yönünde bulgular var."
ESAD’LI GEÇİŞ HÜKÜMETİ
Başka bir gazetecinin, "Siz, Türkiye Esad’ın kalıcı olduğu bir formüle razı değil’ diyorsunuz. Söz gelimi, Suriyeli muhaliflerle Esad yönetimi anlaştı ve 3 ya da 6 aylık Esad’lı geçiş hükümeti konusunda bir anlaşma söz konusu oldu. Türkiye buna onay verir mi?" sorusuna Çelik, "Bu, Esad’lı bir geçiş hükümeti olmuyor. Esad’ın gidişi şeklinde bir geçiş hükümeti oluyor. Yani, 3 aylık, 6 aylık takvim içerisinde gidecekse bu tabii ki olumludur. Netice itibarıyla, şöyle bir şey söz konusu olur mu olmaz mı onu görmek gerekir. Bu kadar can, kan vermiş insanın Esad’ın başlarında olduğu bir hükümete razı olması şeklinde bir formül ortaya çıkar mı onu da görmek gerekir. Türkiye’nin Suriye politikasının temel parametrelerinde bir değişiklik yok. Esad’ın 3 ay 6 ay içinde gideceği bir formül üzerinde ortaya çıkarsa her halükarda Esad’ın gitmesi olumludur tabii ki" şeklinde cevapladı.
ESKİ ÇALIŞMA BAKANI FARUK ÇELİK’İN HAZIRLATTIĞI İDDİA EDİLEN KLİP
Sosyal medyada yayınlanan ve eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in hazırlattığı iddia edilen klibe ilişkin soru üzerine Çelik, "Bu klip mesajları açısından bizim kesinlikle olumlamadığımız bir klip. Yani, kardeşlik sadece etnik gruplar içinde olurmuş onun dışını dışlarmış gibi mesajlar veriyor. Burada Sayın Faruk Çelik de açıklama yaptı. kendilerine bir klip hazırlanması için bazı çalışmalar sunulacakmış. Onay verilmeyen çalışmalardan bir tanesinin kendilerinin onayı alınmadan sosyal medyaya verildiğini söyledi. Ben Faruk Bey’le konuştum, kendisi olumlu bulsaydı, yine Genel Merkez’in onayına getirecekti, dolayısıyla burada bir koordinasyonsuzluk yok, seçim kampanyamız tek elden yürütülmektedir. Burada strateji heyetinin, tanıtım medya başkanlığımızın onayı alınmaksızın illerimizin kendi başına kampanya malzemesi üretmesi gibi bir yaklaşımımız yok. Buna Sayın Faruk Çelik de kendisinin onayı dışında ortaya çıktığını söyledi. Dolayısıyla o klibin herhangi bir şekilde partimizle ilişkilendirilmesi söz konusu değildir" karşılığını verdi.
Dünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrası PYD’nin uluslararası camiada terör örgütü olarak tescillenmesi gerektiğine vurgu yapıldığının hatırlatılması üzerine Çelik, "Türkiye’yi tehdit teşkil eden faaliyetler içinde olan yapının herhangi bir şekilde Türkiye ile iyi ilişkileri olan ülkeler tarafından himaye edilmesine ya da oralarda siyasi bürolar açılması şeklindeki yaklaşımlara olumlu bakmayız. Bu bölgede çeşitli örgütler, zaman zaman çeşitli fiili durumlar yaratarak, ben DAİŞ’le mücadele ediyorum diyerek kendilerine suni derinlikler kazandırabilirler" diye konuştu.
(İHA)