CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "HDP sözcüleri yaşananlardan hiçbir ders almamışçasına iradelerini bir kez daha PKK’ya teslim ediyor. Türkiye’yi rahatlatacak olan yöntem Meclis’te sağlanacak toplumsal barışın inşasıdır" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleşti. Toplantının gündemini ise Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke düzenlediği basın toplantısıyla anlattı. Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen terör saldırılarını lanetleyerek konuşmasına başlayan Böke, "Türkiye’de bugün ne yazık ki terör korkusuyla insanlarımız evlerine hapsolmuş durumda. Sokaklarımız boş, esnaf kan ağlıyor. Ülkenin batısında insanlar evlerinden çıkamıyor, doğusunda evlerine giremiyorlar. Son 6 ayda yalnızca bombalı saldırılarda 185 canımızı kaybettik. 300’ün üzerinde şehit verdik. Alman Lisesi Müdürü İstanbul Valisinden daha güvenilir bir istihbarat kaynağı haline geldi. İstanbul’un ortasında bir maçın oynanmasından dahi korkar haldeyiz" diye konuştu.
Böke, Türkiye’nin terör sarmalından çıkışı için acil uygulanması gereken 4 eylem maddesini yeniden hatırlattı.
"SAYIN BAŞBAKAN TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARININ CENAZESİNE GİTMİŞ OLAN MİLLETVEKİLLERİNİZİN İSİMLERİNİ AÇIKLAMAYA SİZİ DAVET EDİYORUZ"
Böke, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin Kürt sorununun ve terör sorununun ancak meşru siyasi zeminde tüm toplum kesimlerini kapsayacak şeffaf ve demokratik katılımla Meclis çatısı altında çözülebileceğini CHP olarak biz ilk günden itibaren ortaya koyduk. Bununla da yetinmedik. Tüm dünyadaki alternatif çözüm modellerini inceleyerek toplumsal barışı inşa edecek bir yöntem ve içeriği Meclis’e sunduk. O zaman bugün birbirlerine karşıt görünen HDP ve AK Parti hep bir ağızdan bize ’siz pişmiş aşa su katmayın. Bu iş MİT ile PKK arasında, yani Erdoğan ve Öcalan arasında müzakereyle çözülür’ dediler. Terör örgütü liderlerine güzellemeler yapıldı. Habur Sınır Kapısı’nda PKK’ya şov yaptırdı. PKK kentleri silah deposuna çevirirken bu kirli pazarlıktan rant elde edebilir miyim diye kafasını kuma gömdü ve açıkça teröre yardım ve yataklık yaptı. Bugün demokrasiden, siyasi ve demokratik bir çözümden bahseden HDP de o gün iradesini PKK’ya ve Erdoğan’a teslim ederek kişilerin siyasi çıkarlarına odaklanmış süreçten medet umdu. Bir noktada kişilerin siyasi çıkarlarına odaklı bambaşka ’al başkanlığı ver istediklerimi’ pazarlığı çöktü. Bugün bedelini en ağır biçimde hep beraber ödüyoruz. O gün Türkiye’nin Kürt sorununu çıkmaza sokan ve Türkiye’yi teröre teslim eden iki siyasi yaklaşım bugün de kendi siyasi ajandalarını büyük bir ikiyüzlülükle Türkiye’nin toplumsal barışının önüne koyuyorlar. Bir tarafta AK Parti, bu kez partizan çıkarlarının milliyetçi maskesi takmayı gerektirdiği için yine toplumu, siyaset, demokrasiyi dışlayarak salt güvenlikçi yaklaşımla derin yaralar açıyor. Terör örgütünün ekmeğine yağ sürüyor. Dün Sayın Genel Başkanımız grup konuşmasında Sayın Başbakan’a açık bir soru sormuştu. Sorunun yanıtını henüz alamadık. Soruyu bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Sayın Başbakan terör örgütü mensuplarının cenazesine gitmiş olan milletvekillerinizin isimlerini açıklamaya sizi davet ediyoruz."
"ÖCALAN POSTERLERİNİN, KALAŞNİKOFLARIN ÖNÜNDE SİLAHIN ARKASINA SIĞINARAK SÖZDE BARIŞ ÇAĞRISI YAPIYOR"
"Hafta sonu nevruzda görüldüğü gibi HDP sözcüleri yaşananlardan hiçbir ders almamışçasına iradelerini bir kez daha PKK’ya teslim ediyor" diyen Böke, "Meşru siyaset zeminini, demokratik katılımı, Meclis’i değil yine çökmüş olan Dolmabahçe sürecini adres gösteriyor. Yine PKK-AKP masasından medet umuyor. Öcalan posterlerinin, kalaşnikofların önünde silahın arkasına sığınarak sözde barış çağrısı yapıyor. Burada Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilere bir kez daha açık bir çağrıda bulunuyoruz. Teklifimiz hala geçerlidir. Türkiye’yi rahatlatacak olan yöntem Meclis’te sağlanacak toplumsal barışın inşasıdır. Gelin Meclis gündemine getirdiğimiz bu teklifi bir kez daha ortaya koyalım. Ciddiyetle ele alalım, görüşmeye başlayalım. Toplumsal barışın sağlanmasını istiyorsanız, artık şehitler gelmesin, insanlarımız ölmesin diyorsanız, hakikaten samimiyseniz işte yöntem burada. İşte çözüm ortada, hodri meydan. Gelin hiç olmazsa bu sefer doğru yöntemi uygulayalım. Bu TBMM’nin önünde tarihi bir sorumluluktur" açıklamasında bulundu.
"SAYIN BAKANI SİYASİ SORUMLULUĞA VE DAHA ÖNEMLİSİ İNSANLIĞA DAVET EDİYORUZ"
Dün CHP’den bir heyetin çocuklara cinsel istismar iddialarıyla ilgili inceleme yapmak üzere Karaman’a gittiğini bildiren Böke, "Cumhuriyet savcısının hazırlamış olduğu dosyanın içeriği bırakın siyasetçi sorumluluğu taşımayı, insan olan herkesi derinden etkileyecek bir dizi trajedi barındırıyor. En az bunun kadar trajik olan, görevi o çocukları korumak olan Aile ve Sosyal Politika Bakanının yaptığı insanlık dışı açıklamadır. Düşünün ki bir vakfa emanet edilen çocuklar istismar ediliyor. Bakan çocukları korumak yerine vakfı korumayı tercih ediyor. Bakanlıklar bugün kendi siyasi sorumluluk ve görevlerini partiye yakın olan vakıflara teslim etmiş durumdalar. Vakıfların çıkar ve itibarlarıyla da çocuklarımızın sağlığı ve güvenliğinden daha öncelikli görüyorlar. Sayın Bakanı siyasi sorumluluğa ve daha önemlisi insanlığa davet ediyoruz" dedi.
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün Cuma günü gerçekleşecek duruşmalarına dair mahkeme kararını etkilemek için tek elden sistematik bir çamur kampanyası başlatıldığını söyleyen Böke, "Sayın Dündar ve Gül’ün hukuku Türkiye’den, basın özgürlüğünden, demokrasiden yana olan milyonların onurudur. Bu onuru size çiğnettirmeyeceğiz. CHP ve CHP teşkilatları Cuma günü biz milyonlarla o duruşma salonunun içinde ve önünde sevgili Can ve Erdem’in yanında olacağız" diye konuştu.
(İHA)
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleşti. Toplantının gündemini ise Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke düzenlediği basın toplantısıyla anlattı. Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen terör saldırılarını lanetleyerek konuşmasına başlayan Böke, "Türkiye’de bugün ne yazık ki terör korkusuyla insanlarımız evlerine hapsolmuş durumda. Sokaklarımız boş, esnaf kan ağlıyor. Ülkenin batısında insanlar evlerinden çıkamıyor, doğusunda evlerine giremiyorlar. Son 6 ayda yalnızca bombalı saldırılarda 185 canımızı kaybettik. 300’ün üzerinde şehit verdik. Alman Lisesi Müdürü İstanbul Valisinden daha güvenilir bir istihbarat kaynağı haline geldi. İstanbul’un ortasında bir maçın oynanmasından dahi korkar haldeyiz" diye konuştu.
Böke, Türkiye’nin terör sarmalından çıkışı için acil uygulanması gereken 4 eylem maddesini yeniden hatırlattı.
"SAYIN BAŞBAKAN TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARININ CENAZESİNE GİTMİŞ OLAN MİLLETVEKİLLERİNİZİN İSİMLERİNİ AÇIKLAMAYA SİZİ DAVET EDİYORUZ"
Böke, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin Kürt sorununun ve terör sorununun ancak meşru siyasi zeminde tüm toplum kesimlerini kapsayacak şeffaf ve demokratik katılımla Meclis çatısı altında çözülebileceğini CHP olarak biz ilk günden itibaren ortaya koyduk. Bununla da yetinmedik. Tüm dünyadaki alternatif çözüm modellerini inceleyerek toplumsal barışı inşa edecek bir yöntem ve içeriği Meclis’e sunduk. O zaman bugün birbirlerine karşıt görünen HDP ve AK Parti hep bir ağızdan bize ’siz pişmiş aşa su katmayın. Bu iş MİT ile PKK arasında, yani Erdoğan ve Öcalan arasında müzakereyle çözülür’ dediler. Terör örgütü liderlerine güzellemeler yapıldı. Habur Sınır Kapısı’nda PKK’ya şov yaptırdı. PKK kentleri silah deposuna çevirirken bu kirli pazarlıktan rant elde edebilir miyim diye kafasını kuma gömdü ve açıkça teröre yardım ve yataklık yaptı. Bugün demokrasiden, siyasi ve demokratik bir çözümden bahseden HDP de o gün iradesini PKK’ya ve Erdoğan’a teslim ederek kişilerin siyasi çıkarlarına odaklanmış süreçten medet umdu. Bir noktada kişilerin siyasi çıkarlarına odaklı bambaşka ’al başkanlığı ver istediklerimi’ pazarlığı çöktü. Bugün bedelini en ağır biçimde hep beraber ödüyoruz. O gün Türkiye’nin Kürt sorununu çıkmaza sokan ve Türkiye’yi teröre teslim eden iki siyasi yaklaşım bugün de kendi siyasi ajandalarını büyük bir ikiyüzlülükle Türkiye’nin toplumsal barışının önüne koyuyorlar. Bir tarafta AK Parti, bu kez partizan çıkarlarının milliyetçi maskesi takmayı gerektirdiği için yine toplumu, siyaset, demokrasiyi dışlayarak salt güvenlikçi yaklaşımla derin yaralar açıyor. Terör örgütünün ekmeğine yağ sürüyor. Dün Sayın Genel Başkanımız grup konuşmasında Sayın Başbakan’a açık bir soru sormuştu. Sorunun yanıtını henüz alamadık. Soruyu bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Sayın Başbakan terör örgütü mensuplarının cenazesine gitmiş olan milletvekillerinizin isimlerini açıklamaya sizi davet ediyoruz."
"ÖCALAN POSTERLERİNİN, KALAŞNİKOFLARIN ÖNÜNDE SİLAHIN ARKASINA SIĞINARAK SÖZDE BARIŞ ÇAĞRISI YAPIYOR"
"Hafta sonu nevruzda görüldüğü gibi HDP sözcüleri yaşananlardan hiçbir ders almamışçasına iradelerini bir kez daha PKK’ya teslim ediyor" diyen Böke, "Meşru siyaset zeminini, demokratik katılımı, Meclis’i değil yine çökmüş olan Dolmabahçe sürecini adres gösteriyor. Yine PKK-AKP masasından medet umuyor. Öcalan posterlerinin, kalaşnikofların önünde silahın arkasına sığınarak sözde barış çağrısı yapıyor. Burada Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilere bir kez daha açık bir çağrıda bulunuyoruz. Teklifimiz hala geçerlidir. Türkiye’yi rahatlatacak olan yöntem Meclis’te sağlanacak toplumsal barışın inşasıdır. Gelin Meclis gündemine getirdiğimiz bu teklifi bir kez daha ortaya koyalım. Ciddiyetle ele alalım, görüşmeye başlayalım. Toplumsal barışın sağlanmasını istiyorsanız, artık şehitler gelmesin, insanlarımız ölmesin diyorsanız, hakikaten samimiyseniz işte yöntem burada. İşte çözüm ortada, hodri meydan. Gelin hiç olmazsa bu sefer doğru yöntemi uygulayalım. Bu TBMM’nin önünde tarihi bir sorumluluktur" açıklamasında bulundu.
"SAYIN BAKANI SİYASİ SORUMLULUĞA VE DAHA ÖNEMLİSİ İNSANLIĞA DAVET EDİYORUZ"
Dün CHP’den bir heyetin çocuklara cinsel istismar iddialarıyla ilgili inceleme yapmak üzere Karaman’a gittiğini bildiren Böke, "Cumhuriyet savcısının hazırlamış olduğu dosyanın içeriği bırakın siyasetçi sorumluluğu taşımayı, insan olan herkesi derinden etkileyecek bir dizi trajedi barındırıyor. En az bunun kadar trajik olan, görevi o çocukları korumak olan Aile ve Sosyal Politika Bakanının yaptığı insanlık dışı açıklamadır. Düşünün ki bir vakfa emanet edilen çocuklar istismar ediliyor. Bakan çocukları korumak yerine vakfı korumayı tercih ediyor. Bakanlıklar bugün kendi siyasi sorumluluk ve görevlerini partiye yakın olan vakıflara teslim etmiş durumdalar. Vakıfların çıkar ve itibarlarıyla da çocuklarımızın sağlığı ve güvenliğinden daha öncelikli görüyorlar. Sayın Bakanı siyasi sorumluluğa ve daha önemlisi insanlığa davet ediyoruz" dedi.
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün Cuma günü gerçekleşecek duruşmalarına dair mahkeme kararını etkilemek için tek elden sistematik bir çamur kampanyası başlatıldığını söyleyen Böke, "Sayın Dündar ve Gül’ün hukuku Türkiye’den, basın özgürlüğünden, demokrasiden yana olan milyonların onurudur. Bu onuru size çiğnettirmeyeceğiz. CHP ve CHP teşkilatları Cuma günü biz milyonlarla o duruşma salonunun içinde ve önünde sevgili Can ve Erdem’in yanında olacağız" diye konuştu.
(İHA)