HDP heyeti Kandil’de yaptıkları görüşme ile ilgili, KCK yetkililerinin Öcalan’ın hazırladığı müzakere ve çözüm taslağında 15 Şubat’a kadar müzakere başlıklarında mutabakat sağlanması gerektiğine dikkat çektiğini açıkladılar.
HDP’den yapılan açıklamada,
HDP heyeti Kandil’de yaptıkları görüşme ile ilgili, KCK yetkililerinin Öcalan’ın hazırladığı müzakere ve çözüm taslağında 15 Şubat’a kadar müzakere başlıklarında mutabakat sağlanması gerektiğine dikkat çektiğini açıkladılar.
HDP’den yapılan açıklamada, HDP heyetinin 13 ve 14 Şubat’ta ikin gün boyunca Kandil’de KCK yetkilileri ile uzun süren bir kaç toplantı gerçekleştirdiği belirtilerek, ”Heyetimizin kadın üyeleri, ayrıca kadın yapısıyla da bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda ana gündem olarak; çözüm süreci kapsamında atılması gereken adımlar, Meclis’e sevk edilen iç güvenlik paketi, Kobane ve Şengal başta olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler ele alınmıştır” denildi.
“Toplantıda KCK yetkilileri, çözüm süreciyle ilgili halen müzakere sürecine geçilmemesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, AKP Hükümeti’nin somut olarak müzakere başlıklarında kalıcı barışa gidecek çalışmalar yapmak yerine, kamuoyunda gerçekliğe tekabül etmeyen beklentiler üzerinden algı yönetimi oluşturma çalışmalarıyla zaman harcadığı tespitini yapmıştır” denilen açıklama şöyle devam etti:
“Kürt Halk Önderi Sn Öcalan’ın hazırladığı müzakere ve çözüm taslağında 15 Şubat’a kadar müzakere başlıklarında mutabakat sağlanması gerektiğine dikkat çeken KCK yetkilileri, AKP Hükümeti’nin çözüm takvimini boşa çıkarmaya çalışan bu tutumunun Kandil’de tepkiyle karşılandığını ifade ettiler. Müzakere mekanizmalarının halen oluşmamasının, tarafsız bir izleme heyetinin halen çalışmaya başlamamasının bile, AKP Hükümeti’nin sürece yaklaşımını, samimiyetini ve ciddiyetini ortaya koyduğu toplantılarda ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Çözüm sürecinin ruhunun kendileri açısından Sn Öcalan’ın belirttiği “Devletin ve toplum demokratikleşmesi” perspektifi üzerinden ele alındığı, AKP’nin tüm uygulamalarının ise, devletin ve toplumun demokratikleşmesiyle çeliştiği tespiti yapılmıştır. Bunun en son örneğinin Meclis’e sevk edilen İç Güvenlik paketi olduğu, bu paket ile AKP’nin tüm toplumsal muhalefeti tamamen sindirmek istediği belirtilmiştir.”
İç güvenlik paketini çıkarmanın müzakere sürecini de tehlikeye atacağı, paket zihniyetinin müzakereye gelmeme zihniyeti olduğunun net olarak ifade edildiği kaydedilerek, “Bu anlayışın demokratikleşme yerine, daha fazla otoriterleşme anlamına geleceği ifade edilerek, demokratikleşmeyi ortadan kaldıracak bu anlayışın ise, kabul edilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Sivil toplum örgütlerinin ve Türkiye halkının büyük bir kesiminin, bu pakete karşı tepki göstermesinin anlamlı olduğu, pakete karşı tüm demokratik çevrelerin mücadele birliği içerisinde olmasının önemli olduğu vurgulanmıştır. AKP’nin otoriterleşmeyi esas alan iç güvenlik paketleri yerine demokratikleşmeyi esas alan yasal düzenlemeleri meclis gündemine getirmesi gerektiği belirtilmiş, AKP’nin kendi seçim çıkarları peşine düşmek yerine, tüm halklarımızın demokratik geleceğini ilgilendiren konularda somut çalışmalar yapmasının önemine değinilmiştir.
Kobane ve Şengal’de ortaya çıkan kazanımların sadece Kürt halkı açısından değil, tüm bölge halkları açısından tarihi olduğu belirtilerek, halklarımızın gösterdiği duyarlılığın bundan sonraki süreçte de devam etmesi gerektiği toplantılarda tespit edilmiştir. KCK’nin de tüm halklarımızın demokratik geleceğini ve barışını belirleyecek olan bölgesel gelişmeleri yakından takip ettiği ifade edilmiştir“ifadesi kullanıldı.