SAKARYA
Marmara Gazeteciler Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Sakarya Gazeteciler Birliği Başkan Vekili de olan gazeteci Müjdat Çetin, basın mensupları olarak sürekli halkın içinde yer aldıklarını, dikkat etmesine rağmen hastalığa yakalandığını anlattı.
Başağrısı şikayetiyle sürecin başladığını, birkaç gün sonra da sırt ağrısı yaşadığını belirten Çetin, yaptırdığı testin pozitif çıkmasının ardından eşi ve oğluyla evde karantinaya girdiklerini söyledi.
Çetin, filyasyon ekiplerinin kendileriyle iletişime geçtiğini, ailece ilaçları kullanıp beslenmelerine dikkat ettiklerini anlatarak "Allah'a şükür biz evde atlattık.
Gazeteci olarak yoğun bakım ve entübe süreçlerini takip ettiğimiz, bildiğimiz için 'Allah'a şükür' diyoruz. Çok iyi atlatmışız bu hastalığı. İnşallah kimse yakalanmasın.
Bazılarına çok hafif geliyor bu iş, 'Ne olacak?' demeyin, yakalanırsanız çok fena olur. Doktorların tavsiyesine uymakta fayda var." diye konuştu.
Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyulmasını isteyen Çetin, "Dikkat etmemize rağmen hastalık bana nereden geldi, bilmiyorum.
Siz kendinize dikkat ederseniz, karşıdaki de dikkat edecektir. Alınan önlemler de vakaların düşmesini sağlıyor." dedi.
"Yakalandığım ilk anda bana ölüm korkusu geldi"
Kentte Sabah gazetesi temsilciliğinin yanı sıra bir haber sitesinin yöneticiliğini yürüten Hüseyin Cumalı da tedbirlere uydukları halde virüse yakalandığını anlattı.
Tat ve koku kaybı yaşamasıyla hastalık sürecinin başladığını aktaran Cumalı, test sonucunun pozitif çıkmasının ardından sağlık ekiplerinin verdiği ilaçları kullandığını söyledi.
Özellikle sosyal medyada ilaç kullanımına yönelik kargaşa olduğuna işaret eden Cumalı, "Mutlaka ve mutlaka doktorların dediklerini yapsınlar, ilaçları kullansınlar." dedi.
Cumalı, salgının başından bu yana sürekli Kovid-19'a ilişkin haberler yaptığını dile getirerek şöyle konuştu:
"Testimin pozitif çıktığını öğrendiğimde 'Hastalığı atlatamayacağım' endişesi oldu. Biz gazeteciyiz, toplumla iç içeyiz, sürekli pandemiyle ilgili haber yapıyoruz. Yakalandığım ilk anda bana ölüm korkusu geldi.
Devamlı haber yapıyoruz, yakınlarımızı kaybediyoruz, sosyal medyadaki haberlerden ve her türlü mecradan Kovid-19'a yakalanan insanların öldüğünü görüyoruz. Hastane süreçlerini biliyoruz. 'Ben herhalde öleceğim' dedim çünkü şeker ve tansiyon hastasıyım. Panik oldum, aileme de belli etmek istemedim.
10 gün bir odada tek başınıza yaşıyorsunuz, kimseyi görmüyorsunuz. Duygusal anlamda yıpranıyorsunuz. Hayatınız film şeridi gibi gözünüzün önüne geliyor."
Hüseyin Cumalı, hastalık sürecinde Türkiye'deki sağlık altyapısının çok daha iyi olduğunu gördüğünü ifade ederek "Kovid-19'u atlatmış bir gazeteci olarak herkesin maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymasını istiyorum." dedi.
"Verilen ilaçlar sayesinde atlattık"
Yenigün gazetesinde spor muhabirliği yapan Ali Fikri Aşık da hastalığın kendisinde vücut kırgınlığı, halsizlik ve başağrısı şikayetleriyle başladığını anlattı.
Testin pozitif çıkmasının ardından tedaviye başladığını belirten Aşık, "Daha önce tüberküloz geçirdim. Akciğerim için 75 günlük tedavi gördüm. Onun üzerine iki kez çok ağır olmak üzere kalp krizi geçirdim.
Bu virüsü ciğerlerimden kaptığım için bayağı ağır geçirdim. Umutsuz da değildim. Verilen hapı kullandıktan sonra hafif hafif rahatlama geldi. Verilen ilaçlar sayesinde atlattık." diye konuştu.
Sosyal medyada ilaç kullanımı ve aşıyla ilgili yanlış yönlendirmelerin olduğuna işaret eden Aşık, "Hepsine karşıyım, doktorlarımız ne diyorsa ona ayak uydursunlar. Verilen ilaçlara ve tavsiyelere uysunlar." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com