Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, PYD ve YPG’nin DEAŞ ile mücadele ettiği için meşru görülemeyeceğini belirterek, "Hangi güçlerin bu YPG ve PYD’yi kullandığını görüyoruz. Bunu kardeşimiz İran da görüyor. PYD, DEAŞ ile Suriye için mücadele etmiyor ki kendisine kanton oluşturmak için mücadele ediyor" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile mülteciler konusunda yaptığı anlaşmaya ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Dün 7 Mart’ta AB’ye sunduğumuz yeni bir teklif üzerinde bir anlaşmaya vardık. Buradaki amaç kaçak göçün engellenmesi ve legal göçün teşvik edilmesi, insan kaçakçılarıyla etkin bir mücadelenin yapılmasıdır. Bu işin insani boyutu var, ekonomik boyutu var, hukuki boyutu var. Tüm bunlar hem üye ülkelerden hem AB kurumlarında tartışıldı incelendi. İnsani konulardaki hassasiyetimiz bilinir ve takdir edilir. Vardığımız anlaşmaya göre 20 Mart’tan sonra Yunan adalarına ulaşan göçmenlerin hepsini Türkiye’ye alacağız. Ama bu uygulama için 15 günlük bir süre gerekiyor. Var olanların boşaltılması gerekiyor. Yarına kadar bu adalara varan mültecilerin boşaltılacak. Yunanistan’a gitmesi gerekiyor. Bundan sonraki süreçte bire bir olacak. Biz ne kadar alırsa aynı gün o kadar sayıda Suriyeliyi yeniden yerleşim için almış olacak ve bu süreçte AB’nin mali katkısı da olacak. 2018’e kadar 3 milyar avro daha söz konusu. Bazı tartışmalar görüyoruz bu miktarın çok olduğu yönünde. Türkiye tek başına yaklaşık 10 milyar avro harcamış. Bizim dün yaptığımız anlaşma konsensüs üzerine varılan bir anlaşma. 28 AB ülkesi konsensüs sağladılar. Bu müzakerelerden sonra anlaşma sağlandı. Herhangi bir ülkenin bu konuda itirazı bizi bağlamaz. Holland ile ikili görüşme yaptık ve itirazı olmadı. İtalya’nın da dünkü toplantıda bir itirazı olmadı. Kendi aralarındaki görüşmede ne konuşulduğunu bilmiyoruz. 28 ülke bir araya geldiler ve anlaştılar daha sonra biz de daha önce taslak üzerinde vardığımız mutabakatı destekledik" ifadelerini kullandı.
"VİZE SERBESTİSİ HAZİRAN SONUNDA"
Vize serbestisi konusunu da değerlendiren Çavuşoğlu, "Vize serbestisi 2013 yılında imzaladığımız bir anlaşma gereğiydi. Biz 29 Kasım zirvesinden sonra bunu öne aldık. AB kurumları ve üye ülkelere AB’nin kendi kurumlarında alması gereken kararlar olduğunu söylediler. Dolayısıyla ’Haziran sonuna kadar ancak bunu yetiştirebiliriz’ dediler. Türkiye’nin de karşılaması gereken 72 kriter var. Bunlardan yarısından fazlasını karşıladık. Meclise getireceğimiz yeni reform paketi ile geri kalanı karşılarsak, AB kurumlarını karar mekanizmasını işletecekler ve Haziran sonuna ancak yetişecek. Bu konuda mutabakata vardık" diye konuştu.
"PYD DEAŞ İLE SURİYE İÇİN DEĞİL, KENDİSİNE KANTON OLUŞTURMAK İÇİN MÜCADELE EDİYOR"
PYD ve YPG’nin terör örgütü olduğunu bir kez daha yineleyen Çavuşoğlu, "Biz PYD ve YGP’ye niye karşıydık, çünkü terör örgütü. Türkiye’de sivil insanlara yönelik saldırılara baktığınız zaman hepsi Suriye’den geliyor. Bir terör örgütü DEAŞ ile mücadele ediyor diye meşru görülemez. Bizim itirazımız bu. Hangi güçlerin bu YPG ve PYD’yi kullandığını görüyoruz. Bunu kardeşimiz İran da görüyor. PYD, DEAŞ ile Suriye için mücadele etmiyor ki kendisine kanton oluşturmak için mücadele ediyor. Bunu tüm konuşmalarımızda vurguladık. Bugün YPG ve PYD gerçek yüzünü tüm dünyaya gösterdi. Suriye’yi bölmek istiyorlar. Biz buna karşıyız. İran ile birlikte Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz" şeklinde konuştu.
"SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZACAK EYLEMLERDEN KAÇINILMALI"
İran Dışişleri Bakan Cevat Zarif ise İran’ın her zaman Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu vurgulayarak, "Coğrafi sınırlar değişmez. Bizim politikamız her zaman toprak bütünlüğü ve Irak ve Suriye’de istikrar konusunda olmuştur. Bu politikaya her zaman vurgu yaptık. Ülkelerin toprak bütünlüğünü bozacak bütün eylemlere karşıyız. İnanıyoruz ki Suriye’nin geleceği bütün Suriye halkını kucaklayacak şekilde olmalıdır, Suriye’deki milliyetler, dinler ve bütün kesimleri kucaklayacak şekilde olmalı. Hepsi Suriye’nin geleceğinde rol sahibi olmalı. Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozacak eylemlerden kaçınılmalı. Biz ulusal bir birlik aracılığı ile bütün Suriye halkını kucaklayacak, bir şekilde Suriye’de demokratik ve bütün halkları kucaklayan bir şekilde bir yönetim olmalıdır. İnşallah da gelecekte böyle olur" dedi.
"SURİYE HALKINA KENDİ GELECEKLERİNİ YAZMALARI İÇİN YARDIM ETMELİYİZ"
İran ve Türkiye’nin Suriye’deki çatışmaların son bulmasını istediğini söyleyen Zarif, "Bugün çatışmalar bitmiştir. Ateşkes tam olarak sağlandı diyemeyiz. Çatışmalardan kaçınmak ve insanların ölümlerini önlemek, bu sayısı azaltmak yine de sevindirici bir konudur. Cenevre’de bir çalıştay var bu konuda. Orada çalışıyoruz. Bütün tarafları bu anlaşmayı uygulayacak şekilde teşvik ediyoruz. Bu başlatılan müzakerelerden ciddi şekilde amaç odaklı şekilde devam eder. İran her zaman vurgulamıştır Suriye’nin geleceğini Suriye halkı belirleyecek. Biz Suriye’nin komşuları olarak bu sürece ve Suriye halkına kendi geleceklerini yazmaları için yardım etmeliyiz" diye konuştu.
(İHA)
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile mülteciler konusunda yaptığı anlaşmaya ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Dün 7 Mart’ta AB’ye sunduğumuz yeni bir teklif üzerinde bir anlaşmaya vardık. Buradaki amaç kaçak göçün engellenmesi ve legal göçün teşvik edilmesi, insan kaçakçılarıyla etkin bir mücadelenin yapılmasıdır. Bu işin insani boyutu var, ekonomik boyutu var, hukuki boyutu var. Tüm bunlar hem üye ülkelerden hem AB kurumlarında tartışıldı incelendi. İnsani konulardaki hassasiyetimiz bilinir ve takdir edilir. Vardığımız anlaşmaya göre 20 Mart’tan sonra Yunan adalarına ulaşan göçmenlerin hepsini Türkiye’ye alacağız. Ama bu uygulama için 15 günlük bir süre gerekiyor. Var olanların boşaltılması gerekiyor. Yarına kadar bu adalara varan mültecilerin boşaltılacak. Yunanistan’a gitmesi gerekiyor. Bundan sonraki süreçte bire bir olacak. Biz ne kadar alırsa aynı gün o kadar sayıda Suriyeliyi yeniden yerleşim için almış olacak ve bu süreçte AB’nin mali katkısı da olacak. 2018’e kadar 3 milyar avro daha söz konusu. Bazı tartışmalar görüyoruz bu miktarın çok olduğu yönünde. Türkiye tek başına yaklaşık 10 milyar avro harcamış. Bizim dün yaptığımız anlaşma konsensüs üzerine varılan bir anlaşma. 28 AB ülkesi konsensüs sağladılar. Bu müzakerelerden sonra anlaşma sağlandı. Herhangi bir ülkenin bu konuda itirazı bizi bağlamaz. Holland ile ikili görüşme yaptık ve itirazı olmadı. İtalya’nın da dünkü toplantıda bir itirazı olmadı. Kendi aralarındaki görüşmede ne konuşulduğunu bilmiyoruz. 28 ülke bir araya geldiler ve anlaştılar daha sonra biz de daha önce taslak üzerinde vardığımız mutabakatı destekledik" ifadelerini kullandı.
"VİZE SERBESTİSİ HAZİRAN SONUNDA"
Vize serbestisi konusunu da değerlendiren Çavuşoğlu, "Vize serbestisi 2013 yılında imzaladığımız bir anlaşma gereğiydi. Biz 29 Kasım zirvesinden sonra bunu öne aldık. AB kurumları ve üye ülkelere AB’nin kendi kurumlarında alması gereken kararlar olduğunu söylediler. Dolayısıyla ’Haziran sonuna kadar ancak bunu yetiştirebiliriz’ dediler. Türkiye’nin de karşılaması gereken 72 kriter var. Bunlardan yarısından fazlasını karşıladık. Meclise getireceğimiz yeni reform paketi ile geri kalanı karşılarsak, AB kurumlarını karar mekanizmasını işletecekler ve Haziran sonuna ancak yetişecek. Bu konuda mutabakata vardık" diye konuştu.
"PYD DEAŞ İLE SURİYE İÇİN DEĞİL, KENDİSİNE KANTON OLUŞTURMAK İÇİN MÜCADELE EDİYOR"
PYD ve YPG’nin terör örgütü olduğunu bir kez daha yineleyen Çavuşoğlu, "Biz PYD ve YGP’ye niye karşıydık, çünkü terör örgütü. Türkiye’de sivil insanlara yönelik saldırılara baktığınız zaman hepsi Suriye’den geliyor. Bir terör örgütü DEAŞ ile mücadele ediyor diye meşru görülemez. Bizim itirazımız bu. Hangi güçlerin bu YPG ve PYD’yi kullandığını görüyoruz. Bunu kardeşimiz İran da görüyor. PYD, DEAŞ ile Suriye için mücadele etmiyor ki kendisine kanton oluşturmak için mücadele ediyor. Bunu tüm konuşmalarımızda vurguladık. Bugün YPG ve PYD gerçek yüzünü tüm dünyaya gösterdi. Suriye’yi bölmek istiyorlar. Biz buna karşıyız. İran ile birlikte Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz" şeklinde konuştu.
"SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZACAK EYLEMLERDEN KAÇINILMALI"
İran Dışişleri Bakan Cevat Zarif ise İran’ın her zaman Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu vurgulayarak, "Coğrafi sınırlar değişmez. Bizim politikamız her zaman toprak bütünlüğü ve Irak ve Suriye’de istikrar konusunda olmuştur. Bu politikaya her zaman vurgu yaptık. Ülkelerin toprak bütünlüğünü bozacak bütün eylemlere karşıyız. İnanıyoruz ki Suriye’nin geleceği bütün Suriye halkını kucaklayacak şekilde olmalıdır, Suriye’deki milliyetler, dinler ve bütün kesimleri kucaklayacak şekilde olmalı. Hepsi Suriye’nin geleceğinde rol sahibi olmalı. Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozacak eylemlerden kaçınılmalı. Biz ulusal bir birlik aracılığı ile bütün Suriye halkını kucaklayacak, bir şekilde Suriye’de demokratik ve bütün halkları kucaklayan bir şekilde bir yönetim olmalıdır. İnşallah da gelecekte böyle olur" dedi.
"SURİYE HALKINA KENDİ GELECEKLERİNİ YAZMALARI İÇİN YARDIM ETMELİYİZ"
İran ve Türkiye’nin Suriye’deki çatışmaların son bulmasını istediğini söyleyen Zarif, "Bugün çatışmalar bitmiştir. Ateşkes tam olarak sağlandı diyemeyiz. Çatışmalardan kaçınmak ve insanların ölümlerini önlemek, bu sayısı azaltmak yine de sevindirici bir konudur. Cenevre’de bir çalıştay var bu konuda. Orada çalışıyoruz. Bütün tarafları bu anlaşmayı uygulayacak şekilde teşvik ediyoruz. Bu başlatılan müzakerelerden ciddi şekilde amaç odaklı şekilde devam eder. İran her zaman vurgulamıştır Suriye’nin geleceğini Suriye halkı belirleyecek. Biz Suriye’nin komşuları olarak bu sürece ve Suriye halkına kendi geleceklerini yazmaları için yardım etmeliyiz" diye konuştu.
(İHA)