İSTANBUL - ANDAÇ HONGUR
Meme kanseri ve hamile olduğunu 1 hafta arayla öğrenen 31 yaşındaki Dilek Kaynak'ın kanserli dokuları, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapılan ameliyatla temizlendi ve Kaynak'a doku nakliyle yeni bir göğüs yapıldı.
Ordu'nun Fatsa ilçesinde yaşayan, 3 ve 8 yaşlarında iki çocuk annesi Dilek Kaynak, göğsünde fark ettiği sert kitle üzerine hastaneye gitti. Yapılan tetkiklerin ardından meme kanseri teşhisi konulan Kaynak, aynı hafta hamile olduğunu da öğrendi.
Hamileliği ve uzun süreli tedavi gerektiren hastalığı nedeniyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne yönlendirilen Kaynak, burada Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Velidedeoğlu ve Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Uzman Dr. Semih Bağhaki tarafından ameliyat edildi. 4,5 saat süren ameliyatta Kaynak'ın memesindeki kanserli doku temizlenirken, sırtından alınan doku nakliyle de kendisine yeni bir meme yapıldı.
Doç. Dr. Mehmet Velidedeoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, lokal biyopsinin ardından meme kanseri teşhisiyle hastanelerine başvuran Kaynak'ın, 3,5 aylık hamile olduğunu dile getirerek, "Hastamıza meme kanserine yönelik ameliyat ve koltuk altına lenf bezi örneklemesi ameliyatını gerçekleştirdik. Buraya sıçradığını gördüğümüz için koltuk altı lenf bezi diseksiyonunu da tamamladık. Daha sonra da plastik cerrahi ekibimiz hastayı devralarak, ameliyat sırasında rekonstrüktif cerrahisini gerçekleştirdi. Bebeğe herhangi bir zararı olmadı, şu anda da hamileliği sorunsuz devam ediyor." diye konuştu.
Hamilelikte meme kanseri görülme sıklığının 3 bin doğumda 1-2 olduğuna işaret eden Velidedeoğlu, şu bilgileri paylaştı:
"30 yaşından sonra hamile kalan hastalarda görülen meme kanserine, 20 yaşından önce hamile kalmış bir hastaya göre 2 veya 3 kat daha fazla rastlanıyor. Artık ilk doğumu ileri yaşlarda yapıyor hastalarımız, bundan dolayı yaş artıkça 30 yaşın üzerinde ilk gebelik olduğu için 20 yaşın altına göre 2-3 kat fazla meme kanseri görülüyor. Bu durumda hamileyken meme kanseri görülmesi oranı da artıyor. Bu hastaların yüzde 90'ı ağrısız, ele gelen kitle şikayetiyle başvuruyor. Gebelik meme kanseri tanısında hem gebelik sırasında hem de gebelik sonrası ilk bir yılı kapsıyor. Dolayısıyla gebeliğin sonlarına doğru meme kanseri olmuş bir hasta bunu belki fark etmiyor ama emzirirken bebek meme kanseri olan taraftan sütü emmemeye başlıyor. Buna süt reddetme fenomeni deniliyor. Bu da bizim için bir alarm olabilir. Meme başında şişlik, cilt değişikliği gibi şikayetler olabiliyor. Özellikle hamilelerde memede şişme, ödem ya da emzirme döneminde mastit çok sık görülmekte. İltihabi meme kanseri dediğimiz tür mastitle çok sık karışıyor. Bu tür bulgular olduğu zaman mutlaka bir genel cerrahi doktoruna başvurulması gerekiyor."
Velidedeoğlu, kadın doğum doktorlarının hamile hastalarının periyodik muayenelerine meme muayenesini de eklemesi gerektiğine dikkati çekerek, doktorun şüphelendiği fizik muayene bulguları sonucunda hastayı genel cerrahi doktoruna yönlendirmesinin erken tanı için çok önemli olduğunu vurguladı.
"Bebeğin de hayatiyetini koruyarak bir ameliyat planlandı"Dr. Semih Bağhaki de Dilek Kaynak için Doç. Dr. Velidedeoğlu ile bir ameliyat planladıklarını belirterek, ameliyata ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Tamamlayıcı tetkiklerin ardından hastamızın teşhisi burada kesinleştirildi. Bir karar alınması gerekiyordu çünkü dünyaya gelmemiş bir bebek faktörü vardı. Meme kanseri genç hastalarda biraz hareketli olabiliyor o nedenle hızlıca karar verip süreci hızlıca başlatmak icap ediyor. Hızlıca karar alındı, bebeğin de hayatiyetini koruyarak bir ameliyat planlandı. Yaklaşık 4,5 saat süren ameliyatta kanserli göğsü ve ilgili bütün dokuları temizleyip çıkarttık. Herhangi bir kol ya da kas fonksiyonu kaybına neden olmadan alınan göğsün yerine de sırttan fazla olan bazı cilt ve yağ dokuları transfer edilerek, yeni bir meme yapıldı. Hasta ameliyattan sol göğsü var kıvamında uyandı. Yeni bir göğüs yapılması önemliydi hastamız açısından çünkü genç bir kadın kendisi uyandığı zaman göğsünün olmayışıyla yeni bir göğsünün yapılmış olması arasında ciddi bir fark olacaktı. Her şey sorunsuz geçti ve güzel bir ameliyat oldu. Ameliyattan sonra kendisi de sağlıklı ve konforlu bir şekilde bugüne kadar geldi. Ameliyatın ardından kadın doğum bölümü de ilgili değerlendirmeleri yaptı. Bebek de çok iyi."
Bağhaki, 3-4 hafta içinde tedavide her şeyin yerine oturduğunu ve hastanın radyoterapi, kemoterapi gibi koruyucu tedavilere hazır hale geldiğini söyledi.
"Eşim burada bir işi olmadığı için Irak'a gitti"Dilek Kaynak da göğsünde sertlik olduğunu fark ederek hastaneye gittiğini, ultrason, MR ve biyopsi tetkiklerinin ardından Samsun'daki bir hastaneye sevk edildiğini anlattı.
Kendisine meme kanseri olduğunun söylendiğini aktaran Kaynak, şöyle devam etti:
"Aynı hafta hamile olduğumu da öğrendim. Doktorlar bana tedavimin uzun süreli olduğunu söyledi ve beni Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne yönlendirdi. Tedavim uzun süreceği ve bana bakacak kimse olmadığı için ailemin yaşadığı İstanbul'a geldim. Hastalığımı öğrendiğimde üzüldüm. Kolay bir şey değil, yaşım 31 ve bunu kabullenmek zor. 'Bebek ne olacak? Alınacak mı, alınmayacak mı?' endişesini taşıdım. Cerrahpaşa'da iki kez kurula girdim. 'Bebek alınmayacak.' kararı çıktı. Ameliyatın ardından bebeğim sağlıklı ve şu anda 3,5 aylık hamileyim. Hamileliğim 4,5 ay olduğunda kemoterapi de görebileceğim."
Kaynak, eşinin Irak'ta çalıştığını ve kendisinin iki çocuğuyla İstanbul'a ailesinin yanına geldiğini dile getirerek, "Eşim Irak'ta çalışmaya gittikten 20 gün sonra hastalığımın teşhisi konuldu. Eşimin uzakta olması benim için de zor oldu. Eşim burada bir işi olmadığı için Irak'a gitti. Devlet büyüklerimiz ve hayırseverlerden rica ediyorum; eşimin sigortalı, ailemizi geçindirebilecek bir işi olsa burada yanımızda olur. Çünkü benim tedavi sürecim burada ilerleyecek. 2 çocuğum var, hastalığı nedeniyle de hayatımda çeşitli kısıtlamalar olacak. Bu nedenle eşimin burada bir işi olması bizim için çok iyi olacak." diye konuştu.
dikGAZETE.com