USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Genel

"Hala eş-dost tavsiyesiyle ilaç kullanıyoruz"

- Akılcı ilaç kullanımı kapsamında toplumsal farkındalık düzeyini arttırmak amacıyla Abdi İbrahim tarafından başlatılan "Akılcı İlaç Kullanımı" kampanyası kapsamında gerçekleştirilen araştırmaya göre, çalışmaya katılan her iki kişiden biri başkasına ilaç öneriyor - Önerilen ilaçların başında yüzde 72 ile ağrı kesiciler gelirken, bunu yüzde 43 ile soğuk algınlığı/grip ilaçları, yüzde 29 ile vitaminler izliyor - Katılımcıların yüzde 48'i arta kalan ilaçları ecza dolabında/ilaç çekmecesinde, yüzde 34'ü buzdolabında saklarken, yüzde 19'ü çöpe atıyor - Abdi İbrahim Üst Yöneticisi Dr. Taşpolatoğlu: - "2013'ten 2017'ye kadar akılcı ilaç kullanımı konusunda çok anlamlı bir gelişme olmadığını gördük. Hala daha eş-dost tavsiyesiyle ilaç kullanıyoruz. En büyük sorunlarımızdan birisi bu"

16-11-2017 17:04
Google News

İSTANBUL (AA) - Abdi İbrahim tarafından akılcı ilaç kullanımı kapsamında toplumsal farkındalık düzeyini arttırmak amacıyla başlatılan kampanya kapsamında gerçekleştirilen araştırma, çalışmaya katılan her iki kişiden birinin başkasına ilaç önerdiğini ortaya koydu.

"Akılcı İlaç Kullanımı" kampanyası kapsamında gerçekleştirilen ikinci araştırma sonuçlarının açıklandığı toplantı, Abdi İbrahim Üst Yöneticisi Dr. Süha Taşpolatoğlu, İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, FutureBright Araştırma Direktörü Ceyhun Güvendi'nin katılımıyla gerçekleştirildi.

İlk araştırma sonuçlarını 2013'te kamuoyuyla paylaşan Abdi İbrahim, bu yılın başında sonuçlanan, bağımsız araştırma şirketi FutureBright ile yaptığı ikinci araştırmasını da tüm Türkiye genelinde 8 bin örneklem sayısı ve aynı metodolojiyle hayata geçirdi.

Araştırma, "evde ilaç saklama", "son kullanma tarihinin kontrol edilmesi", "danışmadan ilaç kullanımı", "bir önceki tedaviden kalan ilaçların kullanımı", "başkasına ilaç önerme", "belirtilen zamanda kullanım", "belirtilen dozda kullanım" ve "artan ilaçlara yönelik davranışlar" olmak üzere 8 başlıktaki çarpıcı sonuçlara dikkati çekiyor.

Araştırma sonuçlarına göre, çalışmaya katılan her iki kişiden biri başkasına ilaç öneriyor, önerilen ilaçların başında yüzde 72 ile ağrı kesiciler gelirken, bunu yüzde 43 ile soğuk algınlığı/grip ilaçları, yüzde 29 ile vitaminler izliyor.

"Belirtilen dozda ve zamanda kullanım" konusunda popülasyonun yüzde 68'i ilaçlarını çoğu zaman belirtilen zamanda kullanmadığını söylüyor. Araştırma, doktorun verdiği dozun önemsendiğini ancak ilacın doktorun belirttiği zaman dilimi dışında alındığını ve hasta iyileştiğini düşündüğünde ilaç almayı kestiğini gösteriyor.

Çalışmada, "Doktora danışmadan ilaç kullandınız mı?" sorusu yöneltildiğinde ankete katılanların yüzde 60'ının "evet" yanıtı verdiği görülüyor.

Araştırmada, popülasyonun yüzde 80'i önceki tedavisinden kalan ilaçları kullandığını belirtirken, ağrı kesici, soğuk algınlığı ve vitamin ilaçlarının, ilk kez bu ilaca ihtiyaç duyulduğunda dahi doktora danışmadan kullanılması dikkati çekiyor.

Öte yandan, genel olarak ankete katılanların yüzde 60'ının ilaç kullanmadan önce son kullanma tarihini kontrol ettiği belirlendi.

- "İlacı saklamak için hala en popüler yer buzdolabı"

İlaç saklama koşullarına ilişkin bölümde ankete katılanlar, "Evinizde ilaçları nerelerde saklıyorsunuz?" sorusuna, yüzde 46 ile "buzdolabında" yanıtını verdi.

Bunu yüzde 39 ile çekmece, yüzde 34 ile ecza dolabı, yüzde 13 ile mutfak masası/rafı izledi. Sıralamada son sıraları küçük yüzdelerle komodin, sehpa, elbise ve banyo dolabı aldı.

İlk araştırma raporuna göre ilaç çekmecesi ve ecza dolabında saklamada artış gözlenmesine karşın buzdolabı hala ilacın en çok saklandığı yer olarak tespit edildi.

Ayrıca ankete katılanlara, arta kalan ilaçların nasıl değerlendirildiği sorulduğunda katılımcıların yüzde 48'i "Ecza dolabında/ilaç çekmecesinde saklıyorum" yanıtını verdi. Bu yanıtı, yüzde 34 ile "Bozulmasın diye buzdolabında saklıyorum", yüzde 19 ile "Çöpe atıyorum" diyenler izledi.

"Aile sağlık merkezine/Sağlık kurumuna veriyorum" diyenler yüzde 13 olarak tespit edilirken, bunu "Aldığım ilaçların hepsini kullanıyorum/Artan olmuyor", "Mutfak/elbise dolabında saklıyorum", "İlaç toplayan organizasyonlara veriyorum", "Bir tanıdığıma/yakınıma veriyorum" yanıtları takip etti.

Araştırmada, her iki kişiden biri muayene olurken doktora kullandığı ilaçlar hakkında kendiliğinden bilgi verdiğini söylerken, yüzde 38'lik bir kesim "Doktor sorarsa hepsini söylüyorum", yüzde 5'lik bir bölüm de "Kullandığım ilaçları genellikle söylemiyorum/unutuyorum" yanıtını verdi.

Doktorların, reçetedeki ilaçların kullanma talimatına ilişkin bilgi vermesi konusunda katılımcıların yüzde 66'sı "Hepsini anlamasam da anlamam gerektiği kadarını anlıyorum" dedi.

Araştırmaya katılanların yüzde 18'i, "Çok az kısmını anlıyorum, çoğu anlaşılmıyor", yüzde 5'i "Kullanma talimatlarını hiç anlamıyorum", yüzde 11'i "İlaçların kullanma talimatlarını hiçbir zaman okumam" seçeneğini tercih etti.

- "İlaçları doğru saklamayla ilgili çok ciddi problemlerimiz var"

Toplantıda konuşan Dr. Süha Taşpolatoğlu, ülkenin akılcı ilaç kullanımı bilinç haritasının ikinci kez gözler önüne serildiğini söyledi.

Taşpolatoğlu, Abdi İbrahim'in, İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Derneği ile birlikte yürüttüğü, kampanyayla bu konuda çeşitli aktiviteler ve sosyal medya aracılığıyla farkındalık oluşturulması ve doğru ilaç kullanımı konusunda toplumun bilinçlendirilmesinin hedeflendiğini anlatarak, bu alanda yaptıkları faaliyetlere ilişkin bilgi verdi.

Abdi İbrahim'in bilinçli ilaç kullanımı konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmayı ve toplumu bilinçlendirmeyi asli sorumluluğu olarak gördüğünü belirten Taşpolatoğlu, hekim, eczacı ve hastanın yanı sıra, sektöre de bu konuda büyük görev düştüğünü söyledi.

Taşpolatoğlu, araştırmaya ilişkin, şunları kaydetti:

"Özetle, 2013'ten 2017'ye kadar akılcı ilaç kullanımı konusunda çok anlamlı bir gelişme olmadığını gördük. Hala daha eş-dost tavsiyesiyle ilaç kullanıyoruz. En büyük sorunlarımızdan birisi bu. İlaçları doğru saklamayla ilgili çok ciddi problemlerimiz var. Bu ve buna benzer alanlarda çok ilerleme göstermediğimizi bulduk. Bu iş çok uzun soluklu bir iş. Bir anda sihirli bir değnekle değişim beklemiyorum. Bu konuda hep birlikte çaba harcanması gerekiyor. Bu konuda gelişmek için çok ciddi çaba harcanması lazım. Biz de Abdi İbrahim olarak İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Derneği ile hareket etme kararı aldık. İlk etapta da dernekle birlikte bir yıl sürecek bir proje hayata geçireceğiz. Bunu bir görev telakki ediyoruz."

- "Akılcı olmayan ilaç kullanımda önemli yeri antibiyotikler tutuyor"

Prof. Dr. İsmail Balık da Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada akılcı olmayan ilaç kullanımı oranının yüzde 50 olduğunu aktararak, "Bunun içinde aşırı, gereğinden az, yanlış kullanım var. Bunları topladığımızda yüzde 50 yapıyor. Bu çok korkunç bir rakam. İlaçların akılcı olmayan kullanımında tüm paydaşların rolü var." diye konuştu.

Bu konuda yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi veren Balık, ilacın bilinçli kullanmaması durumunda kişinin sağlığıyla oynamış olacağını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Akılcı olmayan ilaç kullanımda önemli yeri antibiyotikler tutuyor. Antibiyotikler Türkiye'de yanlış ilaç kullanımı açısından bakıldığında en kötü örnekleri oluşturuyor. Antibiyotik şeker, leblebi gibi kullanılamaz. Antibiyotiklerin en çok yanlış kullanıldığı alan solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Önümüz kış, soğuk algınlığı, grip ve nezleyle sık karşılaşacağız. Bu hastalıkların en önemli etkenleri, yüzde 80 civarında virüslerdir. Antibiyotikler virüslere karşı etkili değildir. Antibiyotikler ateş düşürmede işe yaramaz. Dolayısıyla antibiyotikleri soğuk algınlığı, nezle, grip olduğumuzda asla kullanmamamız gerekiyor. Hekime danışmadan hiçbir şekilde antibiyotik almamamız gerekiyor. Hiçbir antibiyotiği kendi başımıza kullanmamamız gerekir. Kimseye tavsiye etmememiz gerekir. Eğer antibiyotikler gelişi güzel, yaygın şekilde kullanılırsa-şu anda da çok yaygın görmeye başladık-canavar bakteriler diyebildiğimiz dirençli bakteriler görülecek. Yapılan hesaplamalara göre 2050 yılında antibiyotiğe dirençli bakteriler, kanser, kalp, sinir sistemi, nörolojik hastalıklardan çok daha fazla ölüme neden olacak. Yaklaşık yılda 10 milyondan fazla ölüm buna bağlı olacak."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ