USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Çevre-Hayat

Güney Koreli profesör 40 yıldır ülkesi ile Türkiye arasında gönül elçiliği yapıyor

Güney Kore'de üniversitede eğitim alırken İslamiyet'i seçen ve doktora eğitimi için geldiği İstanbul'la bağını koparmayan 72 yaşındaki Prof. Dr. Hee Soo Lee, her yıl ülkesi ile Türkiye arasında mekik dokuyor.

Güney Koreli profesör 40 yıldır ülkesi ile Türkiye arasında gönül elçiliği yapıyor
11-02-2025 12:42
Google News
İstanbul

Güney Koreli Hee Soo Lee, kendi ülkesinde üniversite okuduğu dönemde İslamiyet üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda Müslüman olmaya karar verdi.

İlk kez bir konferansa katılmak için 1983 yılında geldiği İstanbul'da kentin tarihi dokusu, kültürü ve halkın misafirperverliğinden etkilenen Hee, ülkesine döndükten sonra İslam kültürü ve tarihi üzerine doktora yapmak istedi.

Eğitim için ABD ile Türkiye arasında kalan ancak tercihini İstanbul'dan yana yapan Hee, kendi devletinden aldığı doktora bursuyla İstanbul Üniversitesine kayıt yaptırdı.

Doktora eğitiminden önce aldığı derslerle kısa sürede Türkçeyi öğrenen Hee, İstanbul Üniversitesini başarıyla tamamladı. Daha sonra evlendiği Koreli eşini de İstanbul'a getiren Hee, burada dünyaya gelen 2 çocuğuyla birlikte bir süre hayatını sürdürdü.

Hee, Türkiye'de kaldığı süre boyunca ülkeyi karış karış gezerken, her coğrafyanın farklı dokusu ve yemek kültürüyle tanıştı.

Görev süresinin ardından ülkesine dönen ve profesör olan Hee, şimdilerde Güney Kore'nin başkenti Seul'deki Sungkonghoe Üniversitesinde İslam Araştırmaları Enstitüsünde yönetici, Hanyang Üniversitesinde ise kültür antropoloğu olarak görev yapıyor, derslerinde öğrencilerine Türkiye'yi anlatıyor.

Ömrünü dünyanın farklı coğrafyalarında İslam'ı anlatmakla geçiren ve Japonya'daki görevi dolayısıyla "Japonya mücahidi" olarak anılan Nimetullah Halil İbrahim Yurt ile de tanışan Hee, bu görüşmede Yurt'un kendisine verdiği "Cemil" adını da benimsedi.

"Yüzlerce talebe benden ders alıp etkileniyor"

AA ekibi, uluslararası bir konferansa katılmak için birkaç günlüğüne İstanbul'a gelen Hee ile Taksim Meydanı'nda buluştu.

Hayat hikayesini anlatan Hee, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünü seçtiğini, Orta Asya ve Türk tarihi ile Osmanlı-Uzakdoğu münasebetleri üzerine çalıştığını söyledi.

Hee, okula başlamadan önce 1 yıl Türkçe dil kursuna gittiğini belirterek, "Yabancı dil herkes için zor. Türkçe ile Korece arasında o kadar çok benzerlik var ki... Aynı Altay dil grubuna dahiller. Cümle yapısından, düşünce tarzından çok yakınlık hissettim, İngilizceden daha kolay öğrendim. Dil kursunda Avrupa'dan gelenler vardı. Onlar 2 sene içinde ancak konuşabilecek seviyeye gelirken ben bu seviyeye 6-7 ay içinde ulaştım, o kadar benzerlik varmış." diye konuştu.

Kendi ülkesinde üniversite öğrencisiyken İslamiyet'e ilgi duyduğunu ifade eden Hee, İslamiyet'i anlatan Batı kaynaklı kitapların genelde aleyhtar dillerle yazıldığını, Müslüman hocalar aracılığıyla doğru kitapları okuyup araştırmalar yaptığını anlattı.

Hee, "İslam kültür ve tarihini öğrenmek için okuyarak sonunda Müslüman olmaya karar verdim. Hayatımın en mutlu günleriydi, hala hatırlıyorum." dedi.

Doktora yaptıktan sonra Marmara Üniversitesinde ders verme fırsatı yakaladığını kaydeden Hee, "Marmara Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde yüksek lisans öğrencilerine Osmanlı-Uzakdoğu münasebetleri üzerine 2 yıl ders verdim, yardımcı doçentlik yaptım. Sonra da memleketime döndüm. Doçentlikten profesörlüğe yükseldim. Hala da kültür antropoloğu olarak İslam Medeniyet Kültürü, İpek Yolu tarihi ve Osmanlı-Uzakdoğu münasebetleri üzerine ders veriyorum. Yüzlerce talebe benden ders alıp etkileniyor." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'yi, bilhassa İstanbul'u ikinci memleket olarak sayıyorum"

Prof. Dr. Hee Soo Lee, Türkiye'ye olan sevgisinden bahsederek, "Türkiye'yi, bilhassa İstanbul'u ikinci memleket olarak sayıyorum. Her fırsatta İstanbul'a koşuyorum. Çok geldiğim için saymadım ama aşağı yukarı 198. veya 199. ziyaretim olacak. Geçen yıl 10 kez İstanbul'a gelmişim." ifadelerini kullandı.

İstanbul'un Fatih ilçesinde 6 yıl yaşadığını ve dostluklar edindiğini kaydeden Hee, "Beraber oruç tutuyoruz, bayramlaşıyoruz, öğleden sonra komşularla çay içiyoruz, sohbet ediyoruz. Bunları yapmayı çok seviyorum. Her İstanbul'a geldiğimde Fatih civarında 1-2 hafta kalıyorum. İstanbul'un her köşesini, her sokağını seviyorum. Tarihi izler, hikayesi, gelip geçenlerin enteresan eserleri var. Her binada tarih var. İstanbul'un eski sokaklarını dolaşmayı tercih ediyorum." ifadelerini kullandı.

Hee, Türk yemeklerine düşkünlüğünü anlatarak, "Kebap ne olursa olsun çok seviyorum. Kore'de kebap denince sadece döner kebap var. Türkiye'ye gelince her şehrin kendilerine has kebabı olduğunu gördüm. Fırın ve kuyu kebabını, döner kebabı ve dolma, sarmayı çok seviyorum." diye konuştu.

Kore'deki yaşantısından bahseden Hee, 40 lisans, 20-30 civarında da yüksek lisans öğrencisine ders verdiğini, 90'dan fazla kitap ve akademik makale yazdığını, İslamiyet üzerine yazdığı kitabın 230 bin adet satıldığını söyledi.

"Hayatım boyunca Türk güzelliğini Korelilere tanıtmak için daha çok gayret edeceğim"

Hee, Türkiye'nin Kore'de bambaşka bir yeri olduğunu vurgulayarak, "Biliyorsunuz Kore Harbi esnasında 15 bin Mehmetçik bizim memleketimiz için fedakarlık etmiştir. Onların sayesinde Kore bugünkü seviyesine gelebilmiştir. Bunu herkesin bilmesi, bu güzelliğin unutulmaması gerekiyor, unutturmayacağız. Bunu vazife biliyorum. Bu kan kardeşlik şuurunu nesilden nesile devam ettirmek için en iyisi bizzat gelip Türkiye'yi görmek, tanışmaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin kültür ve turizmine yönelik rehber niteliğinde bir kitap da yazdığını belirten Hee, "O kitabı okuyarak Türkiye'ye gelenler var, bundan dolayı mutlu oluyorum. Uçakla Türkiye'ye gelirken, yanımda kitabımı okuyanları gördüm. Küçük bir vazife ama hayatım boyunca Türk güzelliğini Korelilere tanıtmak için daha çok gayret edeceğim." şeklinde konuştu.

"Bir Koreli sokakta Türkçe konuşunca herkes şaşırıyor"

Prof. Dr. Hee Soo Lee, Türkiye'de gezerken, Türkçe konuştuğunu görünce insanların şaşırdığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Eskiden Türkçe ders verdiğim için daha pırıl pırıl konuşuyordum. Şimdi üzerinden 40 sene geçince Türkçem ancak bu kadar kalabildi ama bir Koreli sokakta Türkçe konuşunca herkes şaşırıyor. 'Vay sen gerçekten kan kardeşimizsin.' diyorlar. Kahve ikram ediyorlar, lokum veriyorlar. Mesela Niğde'de, Kahramanmaraş'ta ve Muğla'dayken herkes beni kendi evine misafir olarak davet ediyordu. 'Bizde kalabilirsiniz, bize şeref, mutluluk verirsiniz.' diyorlardı."

Bundan sonraki yaşamında Türkiye ve Güney Kore arasındaki dostluğa dair çalışmalarını sürdüreceğini dile getiren Hee, "Hocaların hayat boyu vazifesi kendi bilgilerini öğrencilerine aktarmaktır. Bilhassa Kore-Türkiye Dostluk Derneğinin Genel Sekreteri olarak hizmet ediyorum. Daha çok Türk ile Koreliyi yakınlaştırmak, bu kan kardeşlik şuurunu sözde kalmayıp istediğimiz seviyeye getirmek için daha çok kitap yazacağım, dersler, konferanslar vereceğim, sık sık Türkiye'ye gelip bu arkadaşlığı devam ettireceğim." şeklinde konuştu.

Hee Soo Lee, Seul'deki ofisinde çaydanlık bulundurduğunu, ofisine uğrayan Korelilere de Türk usulü çay ile Türk kahvesi ikram ettiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ