İSTANBUL - Adem Demir-Hikmet Faruk Başer
Bir zamanlar kaleminden dökülen sözlerle birçok şarkıcıya şöhretin yolunu aralayan güfteci Süleyman Akova, sanat camiasından göremediği vefayı kedilerde buldu.
Yıllar önce ekmek parası için Adana'dan geldiği İstanbul'da, Unkapanı'ndaki plakçılar çarşısına girmesiyle hayatı değişen Akova, yazdığı sözlerle bir anda sanat dünyasının dikkatini çekti.
Güfteleriyle Sinan Özen, Selahattin Özdemir, Cansever, Eyüphan, Hakan Aslan ve Meral Sezgin gibi şarkıcıların tanınmalarına ön ayak olan Akova'nın güzel günleri uzun sürmedi. Bir anda gelen ün sabun köpüğü gibi elinden kayıp gittiğinde Akova'nın yanında kalan tek dostları kedileri oldu.
Film senaryolarını aratmayan inişli-çıkışlı hayat hikayesini AA muhabirine anlatan Akova, mazinin tozlu sayfalarında aradığı teselliyi sokak kedilerinde bulduğunu belirterek, İstiklal Caddesi'nde baskülle insanları tartıp rızkını kazanmaya çalıştığını söyledi.
Akova, kedilerle de bu iş vesilesiyle tanıştığını, 1-2 kedi derken bir anda etrafının 28 kediyle kuşatıldığını ifade ederek, kedilerle dostluğunun çevredeki insanlardan da büyük ilgi gördüğünü, zaman zaman kendinden vazgeçse de kedileri için ayakta kalmaya çalıştığını dile getirdi.
"Yazdığım sözler birçok sanatçının çıkış şarkısı oldu"
Şimdiki halini görenlerin kendisinin bir zamanlar ünlü bir söz yazarı olduğuna inanmakta güçlük çektiğini vurgulayan Akova, "Yazdığım şarkı sözlerini internette bulabilirsiniz. Google'da küçük bir arama yapıldığında ünlü bir söz yazarı olduğuma ilişkin birçok haber yapıldığını görürsünüz. Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nda çalışırken söz yazmaya başladım. İlkokulu dahi bitirmedim ve hiçbir müzik enstrümanı çalmayı da bilmiyorum. Ancak yazdığım sözler birçok sanatçı tarafından okundu. Onların çıkış şarkıları bile oldu. Mesela Sinan Özen'in okuduğu 'Olmaz böyle bir şey çıldıracağım' şarkısının sözleri bana aittir. Bu şarkıdan önce Sinan Özen'i kimse tanımıyordu. Özen'in yanı sıra Selahattin Özdemir, Cansever, Eyüphan, Hakan Aslan ve Meral Sezgin, benim sözlerini yazdığım şarkıları okudular. Piyasada 30'u aşkın şarkım var. Hepsi birileri tarafından okundu. Onlar şöhret basamaklarını çıkarken, ben kedi bakıcısı ve bekçisi oldum." diye konuştu.
Bir zamanlar, sevip sevildiği İstanbul'da şimdi unutulmuş bir güftekar olarak kendi kabuğunda hayat mücadelesi verdiğini aktaran Akova, uzun yıllar önce kucağına sığındığı şehirde kendisine kalan tek gerçeğin kedileriyle kurduğu dostluk olduğunu söyledi.
"Bu camia, işi biteni kenara atar"
Sanat aleminin nankör olduğunu düşünen Akova, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkes işi bitene kadar ilgi görüyor. İşi biten atılıyor. Halen MESAM üyesiyim. Söz yazarlığının yanı sıra çaycılık, kebapçılık yaptım. Şimdi ise tartıcılık yapıyorum. Hayatım hep mücadeleyle geçti. 63 yaşındayım ve hala yaşam mücadelesi vermeye devam ediyorum. Sigortam yok, emekliliğim de olmayacak. 3-4 yıldır burada tartı ile para kazanıp kedilerimle birlikte geçiniyorum. İşsiz kaldığım ve boşluğa düştüğüm dönemler oldu. Ancak kedilere gönüllü bakıcılık yapmaya başladığım günden bu yana oldukça mutluyum. Çok şükür Tarlabaşı'nda tek odalı bir yer kiraladım. Sağlığım yerinde. Kedileri çok seviyorum. Onlar olmadan yaşayamam. Kediler benim can dostlarım. Bazen hasta olduğumda, işe gitmek istemediğimde, kedilerin aç kaldıkları aklıma düşüyor. Hemen kalkıp, çalışmaya başlıyorum. Beni gördüklerinde hepsi etrafımda toplanıyorlar. Onları doyuruyorum ve birlikte burada oturuyoruz. Onlar etrafımda ya da kucağımda uyuyorlar."
Akova, Beyoğlu'ndaki tarihi Narmanlı Han'ın bir dönem kendisi ve kediler için sığınacak liman olduğunu ancak hanın yıkılmasıyla yerlerini değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com