İZMİR (AA) - Ege Üniversitesi (EÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Büke, gripten korunmak için elleri yıkama süresinin önemine dikkati çekerek, sabun ve su temasının en az "40 saniye" olması gerektiğini söyledi.
Büke, sonbaharla birlikte "grip" konusunun da gündeme geldiğini, olguların yüzde 95'inde 38,5 derecenin üzerinde ateşle seyreden hastalığın "pnömoni" yani zatürreye dönmesinin tehlikeli olduğunu ifade etti.
Hastalığın tedavisinden önce gripten korunmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Büke, şöyle devam etti:
"Biliyoruz ki gribe yakalanan kişilerle temas etmeden de gribe yakalanma olasılığı vardır. Herhangi bir ortamdaki eşyaya, siz dokunmadan önce gripli bir kişi öksürerek sekresyonları (salgılarını) bulaştırmış olabilir. Asansör düğmeleri, elektrik butonları bu nesnelere örnek olabilir. Hatta masanın üstündeki bir dosya bile. Önlem olarak elleri yıkamak önemli. Öncelikle etkin yıkama gerekli. Gripten korunma açısından elleri yıkama şekli ve süresi önemli. En az 40 saniye boyunca sabun ve su ile temas gerekli."
Enfeksiyonların kontrolünde su ve sabun kullanarak elleri yıkama süresinin tüm dünyada en az 40 ila 60 saniye olarak uygulandığını kaydeden Büke, alkol bazlı el dezenfektanları ile bu sürenin 20-30 saniyeye inebileceğini, ancak sonuçta önemli olan noktanın ellerin yeterli süre yıkanması olduğunu aktardı.
Çağrı Büke, gribe neden olan etkenlerden, virüslerden arınmak için ellerin yıkanması sırasında özellikle parmak arası ve uçlarının da su ve sabunla temizlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Önerimiz vitaminin besin yoluyla alınması
Son yıllarda gribe yakalananların vitamin takviyesi aldığını anımsatan Çağrı Büke, "Destek tedavi konusunda vitamin takviyesinin kesin gösterilmiş bir etkisi yok. Ama 'kesinlikle vitamin almayın' da demiyoruz. Önerimiz, vitaminin besin yoluyla alınmasıdır." diye konuştu.
Vitaminlerin sebze, meyve tüketimi ile sağlanabileceğine de dikkati çeken Prof. Dr. Büke, gribe yakalananların istirahat etmesi, sıvı alımına önem vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Büke, sonbaharla birlikte "grip" konusunun da gündeme geldiğini, olguların yüzde 95'inde 38,5 derecenin üzerinde ateşle seyreden hastalığın "pnömoni" yani zatürreye dönmesinin tehlikeli olduğunu ifade etti.
Hastalığın tedavisinden önce gripten korunmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Büke, şöyle devam etti:
"Biliyoruz ki gribe yakalanan kişilerle temas etmeden de gribe yakalanma olasılığı vardır. Herhangi bir ortamdaki eşyaya, siz dokunmadan önce gripli bir kişi öksürerek sekresyonları (salgılarını) bulaştırmış olabilir. Asansör düğmeleri, elektrik butonları bu nesnelere örnek olabilir. Hatta masanın üstündeki bir dosya bile. Önlem olarak elleri yıkamak önemli. Öncelikle etkin yıkama gerekli. Gripten korunma açısından elleri yıkama şekli ve süresi önemli. En az 40 saniye boyunca sabun ve su ile temas gerekli."
Enfeksiyonların kontrolünde su ve sabun kullanarak elleri yıkama süresinin tüm dünyada en az 40 ila 60 saniye olarak uygulandığını kaydeden Büke, alkol bazlı el dezenfektanları ile bu sürenin 20-30 saniyeye inebileceğini, ancak sonuçta önemli olan noktanın ellerin yeterli süre yıkanması olduğunu aktardı.
Çağrı Büke, gribe neden olan etkenlerden, virüslerden arınmak için ellerin yıkanması sırasında özellikle parmak arası ve uçlarının da su ve sabunla temizlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Önerimiz vitaminin besin yoluyla alınması
Son yıllarda gribe yakalananların vitamin takviyesi aldığını anımsatan Çağrı Büke, "Destek tedavi konusunda vitamin takviyesinin kesin gösterilmiş bir etkisi yok. Ama 'kesinlikle vitamin almayın' da demiyoruz. Önerimiz, vitaminin besin yoluyla alınmasıdır." diye konuştu.
Vitaminlerin sebze, meyve tüketimi ile sağlanabileceğine de dikkati çeken Prof. Dr. Büke, gribe yakalananların istirahat etmesi, sıvı alımına önem vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi.