Şanlıurfa
"Tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'de yürüttüğü kazı çalışmalarıyla insanlık tarihini yeniden şekillendiren Prof. Dr. Klaus Schmidt, vefatının 5'inci yılında anılıyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Göbeklitepe ilk kez 1963 yılında İstanbul ve Chicago üniversitelerinin ortaklaşa yaptığı yüzey araştırmasıyla gündeme geldi. 1986 yılında tarlasını süren bir çiftçinin bulduğu heykelle Göbeklitepe'de somut bulgulara ulaşıldı.
Söz konusu taşın değerli olduğunu düşünen çiftçi, duyarlılık göstererek bu heykeli Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi yetkililerine teslim etti. İlk olarak ne olduğu pek anlaşılamayan heykel, müzede koruma altına alındı. 1994'te bölgeyi ziyaret eden Prof. Dr. Schmidt ise Göbeklitepe'deki üst kısımları görünen taşların neolitik döneme ait olduğunu fark etti.
Bunun üzerine 1995 - 2006 yıllarında Şanlıurfa Müze Müdürlüğünün başkanlığında, Alman Arkeoloji Enstitüsünden Prof. Dr. Harald Hauptmann, daha sonra Schmidt ve ekibinin katılımıyla kesintisiz kazı çalışmaları başladı.
Kazı başkanlığı görevi Schmidt'e verildi
Göbeklitepe'de sürdürülen kazı çalışmalarının başkanlık görevi 2007 yılında Prof. Dr. Schmidt'e verildi. Schmidt başkanlığında Göbeklitepe'de gerçekleşen kazılarda insanlık tarihi için önemli ipuçları ortaya konuldu.
Kazılardaki buluntulara göre, insanoğlunun avcı-toplayıcı bir yaşam tarzından yerleşik hayata geçtiği, bu dönemde insanların mütevazı ve basit bir yaşam tarzıyla yetinmemiş oldukları aksine görkemli bir evre yaşadıkları şeklinde yorumlandı.
Kazılarda, neolitik döneme ait insan heykeli, kireç taşından şekillendirilmiş yaban domuzu, tilki ve kuş kabartmalarıyla çakmak taşından yapılmış çok sayıda ok ucu bulundu.
Çalışmalarda, neolitik döneme ait, boyları 3-6 metre, ağırlıkları da 40-60 ton olan, yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlar gün yüzüne çıkarıldı.
Bölgede 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli, dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi, çeşitli tarihi eserler bulundu.
Elde edilen buluntularda bölgenin "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilmesi, dünyanın gözünün bölgeye çevrilmesine neden oldu.
Ünü kısa sürede sınırları aşan ören yeri 2011 yılında UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi geçici listesine alındı. Kazı Başkanı Schmidt, Göbeklitepe'nin kalıcı miras listesine geçmesi noktasında ilgili kurumlarla uyumlu bir şekilde çalışmalara destek verdi.
Prof. Dr. Schmidt, tatil için gittiği Almanya'da 20 Temmuz 2014 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu 61 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi 25 Temmuz 2019'da Almanya'nın Diebach kentinde düzenlenen törenle toprağa verildi. Profesörün ölümü, Göbeklitepe çalışmalarını yürüttüğü Şanlıurfa'da da üzüntüyle karşılandı.
"Schmidt'i saygı ve minnetle anıyoruz"
Göbeklitepe Kazı Başkanı ve Şanlıurfa Müzesi Müdürü Celal Uludağ, Prof. Dr. Schmidt'in Şanlıurfa ve Göbeklitepe için çok önemli bir değer olduğunu ifade etti.
Göbeklitepe'nin bulunmasında ve tanıtımında Schmidt'in önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Uludağ, şunları kaydetti:
"Özellikle Göbeklitepe'nin bulunması ve dünyaya tanıtılması noktasında büyük emekleri vardı. Onu kaybetmenin üzüntüsünü hala yaşıyoruz. Kendisi uzun yıllar Göbeklitepe'de kazı çalışmasını yürüttü, bu çalışmaları sırasında ekibiyle ve o dönemdeki müze idarecileriyle uyum içerisinde çalışıyordu.
Kazı yaptığı dönemlerde çok güzel eserler ortaya çıkarıldı. Tabii UNESCO sürecinin kabul edilmesinde de Klaus Schmidt'in çok büyük emekleri vardı. Dünya tarihi için Göbeklitepe çok önemli bir dünya kültür mirası, dünya tarihini değiştiren bir arkeolojik alan.
Bunu da ortaya çıkaran, keşfeden Klaus Schmidt idi, onu saygıyla ve minnetle anıyoruz."
Göbeklitepe'nin bulunduğu arsanın sahibi Mahmut Yıldız da Prof. Dr. Schmidt ile ilk kez 1995 yılında tanıştıklarını ve kazı çalışmaları sırasında diyaloglarının güçlendiğini belirtti.
Schmidt'in Göbeklitepe'nin gün yüzüne çıkarılması ve tanıtılması noktasında verdiği mücadeleye yakından tanıklık ettiğini anlatan Yıldız, "İşinin erbabı bir kişiydi. Onun çalışmaları sonrasında burası gün yüzüne çıktı.
Beraber çalışıyorduk, bazen kendisine takılıyordum, şaka yapıyordum, o da şakayı kaldırıyordu. Ben kendisine 'Bizim tarlamız sayesinde bütün dünya seni tanıyor.' diyordum. O da 'Bunların hepsi emekle oluyor.' diyerek gülüyordu." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com