“Giresun’a Gabuğunu Gırdıran Adam“ Hasan Turan TBMM yolunda!
AK Parti Giresun milletvekilliği için aday adayları arasında bulunan Giresun Federasyonu Başkanı Hasan Turan, "Sadece Giresun'un değil, milletin vekili olacağım" dedi.
Önceki yıllarda, çeşitli isimler altında, farklı illerde ve farklı siyasi görüşlerde f
26-02-2015 20:56
603OKUNMA
AK Parti Giresun milletvekilliği için aday adayları arasında bulunan Giresun Federasyonu Başkanı Hasan Turan, "Sadece Giresun'un değil, milletin vekili olacağım" dedi.
Önceki yıllarda, çeşitli isimler altında, farklı illerde ve farklı siyasi görüşlerde faaliyet gösteren Giresun derneklerinin tek çatı altında toplanması için şehir şehir dolaşarak yoğun çaba sarfeden Hasan Turan'ın bu çabaları semeresini verdi ve bunun sonucu olarak, "Giresun Federasyonu" doğdu.
Başka hiç bir ile nasib olmayan bir birleştiricilikle tek çatı altında, Turan'ın yoğun çabaları sonucu doğan ve büyüyen Giresun Federasyonu, Başkanlığa getirdiği kurucusu ile çeşitli faaliyetlere imza atarken İL'in adını da dört bir yana duyurdu.
DİKGAZETE'ye konuşan Turan, "Artık sadece Giresun için değil, Giresun ile birlikte bütün Türkiye için de bir şeyler yapmanın vaktidir" dedi.
Yılllardır çeşitli engeller ve zorluklarla sürdürdüğü çabalar sonucu, "Giresun'a kabuğunu kırdıran adam" olarak anılan Turan, AK Parti'den aday adaylığı ile girdiği yolda, önce adaylar arasında, sonrasında ise Meclis'te bulunmayı fazlasıyla hak eden bir isim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun gösterdiği çizgiye uygun bir milletvekili olacağını kaydeden Hasan Turan, gece gündüz demeden, Giresun adına Türkiye yollarında koştururken, şimdi yine aynı heyecanla ve gençliğinden hiç bir şey kaybetmeden daha bir tecrübeyle TBMM'de bu kez bütün milletin vekaleti ile hareket etmek istediğini belirtiyor. Bu noktada şahsı adına söylediği ise şu: "Biz bütün milletin vekili olacağız!"
"Hemşehri" ve "Hemşehricilik saplantısı"na düşmeden, hemşehrileri için çalışan, doğduğu ilin gelişmesi için çaba sarfeden biri olduğunu da kaydeden Hasan Turan için "Kimdir" diyorsanız, bir hemşehrisi olarak Lütfi Güneş'in anlatımına buyrun...
İşte, "Giresunhaberi.com"da yayınlanan bir yazı ile Hasan Turan portresi...
Giresun Bulancak ilçesi, Piraziz beldesine bağlı Şeyhli köyünde çiftçilikle uğraşan kalabalık bir ailenin, 7 çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya gelir. Rahmetli anası peş peşe doğan çocuklarından sonra henüz hamileyken, çevreden gelen baskılar ve iş güç yüzünden onu doğurmamak için doktora gitmiş; sonra da : "ben böyle büyük bir günahı taşıyamam" diyerek kapıdan geri dönmüştür. Aradan yıllar geçip taşlar yerine oturunca verdiği kararın ne kadar isabetli olduğunu anlatmak için: "iyi ki de doğurmuşum, en datlusu o oldu" demiştir. Henüz daha 5 yaşında bir çocukken, o sıralarda yanlarında kaldığı öğretmen olan eniştesinin elinden tutarak okula gidip derslere katılmıştır. Düzenli olarak ders gören, kendisinden büyük öğrenciler henüz hecelemeye başlamadan, o okuma yazmayı çoktan sökmüştür. Ondaki bu sıra dışı yeteneği gören öğretmeni, bu afacan, çıtı pıtı, sevimli çocuğu bir şekilde okula kayıt yapmış; devamında sınıfının en başarılı öğrencisi olmasını ve kendisini mahcup etmemesini gururla anlatmıştır.Büyük dedesi Hasan Şıh, köyüne cami yaptırmış; dedesi Hacı Durmuş, babasının yaptırdığı bu camide devletten 5 kuruş maaş almadan 35 yıl imamlık yapmıştır;. Babası nam-i diğer Mehmet Çavuş köyünün en sevilen, sözü gecen uslularındandır. Anası Melahat Neneyi anlatmak için kelimeler kâfi gelmez. Hayatını hep başkalarını ve çocuklarını mutlu etmek için yaşamış 'cennet anasıdır. ilk ve orta okuldan sonra, liseyi okumak için ilçesine 5km mesafede olan okula çoğu zaman arkadaşlarıyla yürüyerek, bazen de at sırtında gidip gelmiştir. Bir akşamüstü eve geç kalınca, babası telaşla köy meydanına çıkıp sormuş; aldığı cevap karsısında şaşkınlık ve biraz da gurur duymuştur. Taksicilik yapan bir köylüsü: "valla Mehmet Çavuş, gelirken yanımdan yıldırım gibi bir at beni solladı ama, üstündeki senin oğlan mıydı değil miydi fark edemedim" cevabini vermiştir.Daha sonra ilk gençlik yıllarında gittiği İstanbul’da ağabeyiyle birlikte bir reklam şirketi kurmuş, yaklaşık 30 yıldır başarılı bir şekilde is hayatına devam etmektedir. Uzun yıllardır gurbette yasamasına rağmen baba ocağı Giresun'la irtibatını hiç koparmamış; her fırsatta köyünü, ilçesini, şehrini ziyaret eden bir memleket sevdalısıdır o. İlçesinde atıl durumda bulunan bir binanın türlü meşakkatler sonunda, Sağlık Bilimleri Fakültesi olarak açılmasında büyük katkıları olan azmin timsalidir.Köyünde kesin kapanacak gözüyle bakılan ata yadigârı okulun, yatılı İmam Hatip Lisesine dönüşmesini sağlayan gurur duyulası dava adamıdır. Herkesin ümidini kesip : " bu havaalanı yapılmaz, hayal" dediği anda; o mütevazı imkânlarla çıkartıp dağıttığı 'Piraziz Haber' gazetesinde havaalanını manşetlere taşımış, gündemden hiç düşürmemiştir. Kardeşiyle beraber organize ettiği imza kampanyasıyla 100 binlerce imza toplayıp (başbakanımızın : " oraya havaalanı gereksiz" demesi bile şevkini kırmamış) , hayalleri gerçeğe dönüştüren mücadele adamıdır. Pirazizliler Derneği başkanlığı yaptığı dönemde, organize ettiği kurban kampanyasıyla memleketinde 10 ‘larca kurban kestirip; köy köy, mahalle mahalle et torbaları elinde yağmur çamur dolaşarak kurban dağıtan gariban dostudur. Başkanlığını yaptığı Giresun Federasyonu öncülüğünde Feshane’de organize edilen 'Giresun Günleri'ni marka haline dönüştürmüş; milyonları bir çatı altında toplayarak, yerel ve ulusal basında çıkan haberlerle 'Giresun' adinin hafızalara kazınmasını sağlayan; Giresun'a gabuğunu gırdıran adamdır Hasan Turan..Giresun günlerinden birinde, eski içişleri bakanı Ordulu Sn.İdris Naim Şahin feshaneyi ziyaret etmiş ve gördüğü muazzam kalabalığın karsısında espriyle karışık: " Ordu ile Giresun'u birleştirelim" demiştir. Bunun üzerine söz alan başkan tebessümle: " elbette iki ilimizi birleştirelim ama adını Giresun koyalım" hazır cevabıyla bakan beyi ve çevresindekileri şaşırtan Giresun sevdalısıdır o.Neredeyse bundan 3 yıl önce, Giresun Günlerinin yaklaştığı günlerde ağır hasta olan ve kendi derdini düşünmek yerine yatağından: "Allah’ım benim ölümüm sebebiyle oğlumu yaptığı bu şenlikten mahrum etme!" diye sürekli dua eden fedakâr ananın oğludur o. Bir kaç gün sonra, kendisinin doğum gününde çok sevdiği anasını kaybetmenin acısı yüreğini dağlarken, cenazeyi defnettikten sonra feshanede görevinin başına dönüp ekibini yalnız bırakmayan 'Lider’dir ayni zamanda. Türkiye dışında özellikle Irak, Pakistan, Bangladeş gibi halkı açlık sınırında yasayan ülkelerde federasyon adına yardım faaliyetleri yapmış, topladığı yardımlarla buralarda 'Giresun Mahalleleri' kurarak hemsehrilerinin yardımseverliğini yerelden, ulusal alanlara taşımış gönül adamıdır…Onunla ilgili hatıralar gözümün önünden geçiyor; devamlı bir mücadele, memlekete ve ezilenlere adanmış bir ömür, gecelere kadar süren toplantılar, bitmek tükenmek bilmeyen Giresun özlemi. Yıllardır ailesinden, çocuklarından, kendinden ihmal ettiği hayatını köyüne, ilçesine, şehrine, sosyal islere adamış özverili bir yasam serüveni. Handikaplari yok mu? Elbette var. Bir kere çok duygusal. Siz bakmayın öyle boyunun posunun büyüklüğüne, dokunsanız ağlayacak şefkatli, 'serce yüreği' vardır. İnsanlara çabuk inanır ve herkese güvenmek ister. Bu yüzden inandığı değerler için politik davranmak yerine duygusal tepkiler verebilir.Futbolda şike davasının görüldüğü, medyanın 'şikeciler' diye herkesi peşinen suçlu gösterdiği günlerde O, hiç bir siyasi görüş gözetmeksizin tutuklanan hemsehrilerini savunmuş; boynunda yeşil beyaz Giresun atkısıyla adliye koridorlarını, hapishane kapılarını aşındırıp, “benim arkadaşlarım yapmaz" diye bağıran bir 'vefa' örneğidir aslında… Hasan Turan’ı kişisel olarak sevmeyebilir, siyasi olarak zıt kutuplarda bulunabilirsiniz ama; yıllarını Giresun için mücadele ederek geçirmiş, başkalarına, hemsehrilerine, mazlumlara adanmış bu hayata kayıtsız kalamazsınız. Onun hakkında her türlü olumlu-olumsuz eleştiriyi yapabilirsiniz fakat dürüstlüğüne, güvenilirliğine, adamlığına ve çalışkanlığına şapka çıkarmak zorundasınız. Geldiği bu noktaya birilerinin adamı olduğu için değil; hakkıyla, tırnaklarıyla kazıyarak ulaşmıştır.
'Ayinesi istir kişinin lafa bakılmaz’.
Bir Giresunlu hemsehrisi ve onu iyi tanıyan biri olarak sunu söyleyebilirim: Hasan Turan milletvekili olursa Giresun kazanır. Dağdaki çoban, gecekonduda oturan yoksul amcalar, gözleri kapıda bir halimi soracak kimse yok mu? Diye bekleyen teyzeler, bayram gününde başını okşayacak şefkatli bir ele ihtiyaç duyan yetim çocuklar kazanır. Kısacası 'umut' kazanır..Ve son söz siz karar verici mevkide bulunan yetkililerimize.. Bizler: 'memleketimizde, ülkemizde dürüst, çalışkan idareci, milletvekilleri görmek istiyoruz' diyen bir halkın görüşleri sizler için önemliyse eğer; O'nun ismi mutlaka dikkate alınmalıdır. Hasan Turan’ın mücadelesi Giresunluların onurudur… Lütfi Güneş – Duisburg / Almanya