ANTALYA
Antalya Okçular Tekkesi'nin açılışını yapan Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Ülkemizde hem geleneksel okçuluğa hem de geleneksel sporlarımıza olan ilgiyi artırmak için çalışmalar yapıyoruz." dedi.
Akdeniz Üniversitesi ile Antalya Okçular Tekkesi Derneği arasında imzalanan protokol kapsamında, Antalya Okçular Tekkesi kuruldu.
Akdeniz Üniversitesi Stadı'nda kurulan tekkenin açılışını, Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve protokol üyeleri gerçekleştirdi.
Bilal Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, çocukluğunun İstanbul'un Kasımpaşa semtinde geçtiğini, Okmeydanı ile Kasımpaşa'nın arasında evlerinin bulunduğunu ve o bölgenin ok atılan yer olduğunu kimsenin anlatmadığını dile getirdi.
Semtin adının Okmeydanı, takımın adının da Okspor olduğuna değinen Erdoğan, "Uzun uğraşlar neticesinde 2012'de Okmeydanı, eskisine yakışır bir şekilde ihya edildi. Etrafındaki gecekondular temizlendi. Küçüklüğümüzde yıkık minare vardı. Onun, tekkenin merkezindeki camiye ait olduğunu öğrendik. Oradaki mescit ihya edildi. Teravih namazında en az beş bin kişi orada, açık alanda iştirak edebilir. İnsanlar akın akın yazın sıcağında Okmeydanı'nda, ok atış sahasında namazlarını kılarlar." diye konuştu.
"Bir tekkenin bir yola bağlı olması gerekmiyor"
Tekke deyince bugün insanların aklına yobazlık, gericilik, şeriat gibi çağrışımlar geldiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tekke aslında Osmanlı'da ecdadın sosyal hayatının merkezindeydi. Tekkeler, asayişin temin edilmesinden, karı kocanın arasını bulmaya kadar birçok sosyal hizmetin gerçekleştirildiği mekanlardı. Bir tekkenin bir yola bağlı olması gerekmiyor. Antalya'da böyle çalışma yapılmasına katkı sunanlara teşekkür ederim. Modern, kapitalist paradigmadaki eğitim, öğreten ve öğrenci ile gerçekleşiyor. Bu kelimelerin kökenine baktığınız zaman bile öğretmenin, öğretme makinesi gibi bir kelimeyle isimlendirildiğini, öğrencinin de öğrenme makinesine benzer bir isimle isimlendirildiğini görüyoruz. Eskiden öğrencinin yerine talebe deniyordu. Talebe, talep eden, ilmi, gelişmeyi isteyen, Rabbine yakınlaşmayı isteyen, yani pasif değil aktif. Öğrenci diyoruz, öğrencinin oturduğu yerde oturmasını, söz dinlemesini icabında soru sormamasını böyle bir eğitimden bahsediyoruz."
Erdoğan, "İnşallah bu kurumlarla biz yeniden terbiyenin, gelişmenin, inkişaf etmenin ne demek olduğunu, nasıl olduğunu yaşayarak öğreniriz. İnşallah çocuklarımız böyle güzide yerlerde yetişir, tek yönlü olarak değil, çok yönlü olarak yetişir. Çünkü tekkede musiki, spor, dini ilimler ve müspet ilimler var. İnşallah buralar da böyle olur." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Ayşe Yıldız
dikGAZETE.com