İstanbul
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Alkan tarafından hazırlanan "Geleceğin Türkiyesi'nde Yönetim" raporunda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin, "Sistemle alakalı anayasal çerçevenin yeniden ele alınarak 2017 değişikliklerini tamamlayıcı kapsamlı değişiklerin yapılması gerekiyor.
Kanunlar ile diğer ilgili mevzuat taranarak yeni sistemin işlerliğine katkı sağlayacak şekilde revize edilmeli." değerlendirilmesinde bulunuldu.
İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfının eğitim, yönetim, yükseköğretim, dış politika, iktisat, kültür ve sosyal politika alanlarında Türkiye için gelecek vizyonu oluşturacak "Geleceğin Türkiyesi" projesi kapsamında İÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Alkan tarafından hazırlanan "Geleceğin Türkiyesi'nde Yönetim" raporu, Şişli'de bir otelde düzenlenen toplantıda açıklandı.
İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği Yürütme Kurulu Başkanı Lütfü Sunar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, sadece belli bir topluluğu değil tüm insanlığı ilgilendiren meselelere dair çalışmalar yapmanın önemine inandıklarını, bu bağlamda başlattıkları "Geleceğin Türkiyesi" projesi ile Türkiye'yi geleceğe hazırlamada çok boyutlu katkılar sağlamayı amaçladıklarını dile getirdi.
Projeyle Türkiye'nin temel meselelerini gerçekçi bir zeminde, zaman, mekan ve bağlam bütünlüğünü gözeterek ele almak ve çözümlemek gayretinde olduklarını ifade eden Sunar, geleceğin Türkiyesi'nin sağlıklı bir zeminde bilgiye dayalı olarak inşasını, yerine getirilmesi elzem bir vazife olarak gördüklerini belirtti.
Çalışmanın Türkiye'nin yönetim sisteminin tarihi serencamını ve kırılma noktalarını özetleyip esas problemlere ve bunların nasıl çözülebileceğine dair yapıcı ve net bir biçimde yol gösterici özellikte olduğuna işaret eden Sunar, "Toplumsal, siyasal, iktisadi, idari ve hukuki düzeni temin etmek, insanların huzur içinde yaşayacakları bir toplum kurmak, geleceğin Türkiyesi'nde yönetimin en temel hedefi olacaktır.
Aslında biz geleceğin Türkiyesi'nin bir huzur toplumu olmasını arzu ediyoruz." dedi.
Sunar, raporun geleceğin Türkiyesi'nde meşru ve adil, verimli ve etkili bir yönetim sisteminin doğuşuna vesile olması temennisinde bulundu.
İLKE Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş da raporla küresel gelişme ve tartışmalar çerçevesinde, Türkiye'yi özgün yönlerini dikkate alarak konumlandırmakta ve ülke için bir yönetim sistemi vizyonu ortaya koyduklarını söyledi.
Prof. Dr. Erdoğmuş, 16 Nisan 2017'de yapılan anayasa değişikliği referandumu ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğini ve bu sistemle birlikte meşruiyetini doğrudan halktan alan yasama ve yürütmenin birlikte çalışacağı bir kurumsal yapı oluştuğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"2017 anayasa değişikliklerinden bu yana geçen sürede yeni sistemin anayasal zemini ve tamamlayıcı demokratik ve kurumsal değişikliklere yönelik tartışmalar devam etmekte.
Bu bağlamda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin mimarisinde yapılması gereken iyileştirmeler yanında, buna uygun kamu yönetimi anlayışı oluşturulması ve kamu yönetimi reformu yapılması da tamamlayıcı bir unsur olarak önem arz etmekte.
Bu ihtiyaçlardan hareketle raporda, meclisin temsil kapasitesinin artırılması, yeni bir seçim sistemi üzerinde düşünülmesi, parti içi demokrasinin geliştirilmesi ve kamu yönetimi reformu gibi temel konuları kapsayan bir yönetim sistemi vizyonu sunuyoruz."
"Sistemin katılımcı bir anlayışla konsolide edilmesi hedeflenmeli"
Daha sonra hazırladığı raporu sunan İÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Alkan, Türkiye'nin yönetsel gerçekliğini ve kurumların işleyiş tarzını göz önünde bulundurarak hazırladıkları raporda, 2017 anayasa değişikliği ile uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni geliştirici ve işlerliğini artırıcı öneriler sunduklarını dile getirdi.
Türkiye'de yaşanan zorlu sürecin dinamikleri göz ardı edilmeden, yönetilenlerin beklentileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin katılımcı bir anlayışla konsolide edilmesinin hedeflenmesi gerektiğine işaret eden Alkan, şöyle konuştu:
"Raporda yönetim sistemini öncelikle Türkiye'nin yönetim geleneğini dikkate alarak anayasal kurumlar düzleminde ele aldık. Çalışmada, gerek anayasal düzeyde gerekse başlıca kurumsal yapılar düzeyinde yaptığımız analizler sonucu, bu kurumların şekillenmesinde belirleyici olan sosyal ve yönetsel dinamikler, bu dinamiklerin kurumsal yapı ve yönetsel geleneklerin oluşumuna etkisi ve en nihayetinde Türkiye siyasetinin işleyişi üzerindeki yansımalarını içerecek zeminde tartışılması gerektiğini belirttik."
Prof. Dr. Alkan, yönetimdeki kurumsal yapılanmanın meşruiyet ve adalet temelinde yeniden ele alınmasının önemini vurguladı.
"Kanunlar yeni sistemin işlerliği için revize edilmeli"
Raporda Türkiye'nin yönetim sisteminin geleceğini ve tarihi birikimini, yerel dinamiklerin bilinci üzerinden ele aldıklarını belirten Alkan, "Raporda, Türkiye'nin yönetim sistemini anayasal gelişim üzerinden takip ettik.
Türkiye'nin anayasa politiğini modernleşme deneyimi ile başlatarak, 1921-1924 anayasalarını ve anayasal oligarşinin yükselişi olarak konumlandırılan 1961 ve 1982 anayasalarının yönetim sistemindeki yansımalarını inceledik.
Türkiye'de sistem sorununu, yakın geçmişte yaşanan yönetsel krizlerin sistem değişikliğine alt yapı oluşturduğu hususuyla birlikte değerlendirerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne giden güzergahı ve yeni yol haritasını gösterdik." diye konuştu.
Raporda bütünlüklü bakış açısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni geliştirici öneriler getirdiklerini ifade eden Alkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rapor, 2017 Anayasa değişikliği ile yaşanan ve Türkiye'nin anayasal oligarşiye karşı edindiği bu başarının katılımcı bir konsolidasyon süreci ile tamamlanması yönünde bir hareket stratejisi çiziyor.
Sistemle alakalı anayasal çerçevenin yeniden ele alınarak 2017 değişikliklerini tamamlayıcı kapsamlı değişiklerin yapılması gerekiyor. Kanunlar ile diğer ilgili mevzuat taranarak yeni sistemin işlerliğine katkı sağlayacak şekilde revize edilmeli.
Raporda, temsilde adalet istikrar ilişkisini güçlendirmeye yönelik olarak istişari organların kurulması, yedek milletvekilliği, atamalar, seçim sistemi ve yerel yönetimler gibi kritik noktalarda somut öneriler sunuyoruz."
Geleceğin Türkiyesi'nde Yönetim Vizyonu
Prof. Dr. Alkan, yaptıkları analiz ve değerlendirmeler ışığında raporda "Geleceğin Türkiyesi" için bir yönetim vizyonu sunduklarını ifade ederek, vizyonun 7 temel önerisini şu şekilde sıraladı:
"Anayasal çerçeve yeniden ele alınarak, 2017 değişikliklerini tamamlayıcı kapsamlı değişikler yapılmalıdır. Kanunlar ve ilgili mevzuat taranarak yeni sistemin işlerliğine katkı sağlayacak şekilde revize edilmelidir.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri alanı ile yasamanın üstünlüğü arasında her iki fonksiyonun görev alanının güçlendirilmesine yönelik bir denge sağlanmalı ve bu konuda yargı denetimi ilkeleri netleştirilmelidir.
Bakanlıklar ve diğer yürütme birimleri ile meclis arasında iş birliği ve iletişim mekanizmaları güçlendirilmelidir. Güçlü bir meşruiyet temelinde seçilen başkan ile çok partili bileşime sahip bir yasama arasındaki ilişkiler konusunda, kurumsal mekanizmalar ve uzlaşmacı bir gelenek oluşturulmalıdır.
Meclisin kanun yapma kapasitesinin güçlendirilmesine dönük bir yapılanma gerçekleştirilmelidir. Yeni sistemin gerektirdiği yargı, siyasi partiler rejimi, seçim sistemi, kamu yönetimi ve yerel yönetimler reformu gerçekleştirilmelidir."
Konuşmasının ardından, İLKE Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, Prof. Dr. Alkan'a günün anısına plaket takdim etti.
Toplantıya, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com