İstanbul
Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda organize şekilde katledilmesinin üzerinden iki yıl geçti.
Uluslararası sivil toplum kuruluşları, düşünce platformları ve insan hakları örgütleri, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, öldürüldüğü konsolosluk binası önünde anma etkinliği düzenledi.
Anma etkinliğinde AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, Mısırlı siyasetçi Eymen Nur ile Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu konuştu.
Saygı duruşu ve Kur-an'ı Kerim tilavetinden sonra açıklama yapan Yasin Aktay, Kaşıkçı cinayetinden sorumlu olanların dünyaya hakikati açıklamaya borçlu olduğunu belirterek, Suudi Arabistan'da görülen davada asıl suçluların muaf tutulduğunu ve diğerlerinin de az ceza alması için çaba gösterildiğini anlattı.
"Cemal Kaşıkçı'nın bedeni nerede?"
"Çok basit bir sorunun hala cevabı yok. Cemal Kaşıkçı'nın bedeni nerede?" diyen Aktay, konuşmasına şöyle devam etti:
"Mahkeme ile bütün dünyanın merak ettiği ve yakınlarının sorduğu bu soruya hala cevap verilmemiş durumda. Eğer bu basit soruya bile cevap veremiyorsanız, kurduğunuz mahkemenin bir kıymeti harbiyesi olmadığı çok açık. Olağan şüphelilerin Suudi Arabistan'da mahkemeyi kontrol edebildiği bir ortamda, orada adil bir kararın çıkması imkansızdır. Nitekim de çıkmadı."
Türkiye'de devam eden yargı sürecinden umutlu olduklarını dile getiren Aktay, "Türkiye yargısı, mahkemeleri bu adaleti tesis etmeye ehil, yetkili tek ve en önemli mahkemedir. Biz uluslararası merciileri de bu olaya dahil olmaya davet ettik, davetimiz hala devam ediyor." dedi.
"Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a ne kadar teşekkür etsek azdır"
Cemal Kaşıkçı anıtının önünde de konuşma yapan AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Kaşıkçı'yı öldürenlerin bir çok şeyi parayla satın aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de cinayet işlemeye cüret ettiler. Ortaya çıkarsa en kötü ihtimalle bunu belki parayla satın alırız diye düşündüler. Dünyanın en büyük devletini bile parayla susturuyorlar. Bunun onlarda oluşturduğu bir şımarıklık, cesaret var. Aynı şeyi Türkiye içinde denediler. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ne kadar teşekkür etsek azdır. Hiçbir şekilde bu insani meseleyi kesinlikle pazarlık konusu yapmadı. Bunu Suudi Arabistan'a karşı bir koz olarak kullanmayı da asla düşünmedi. Sadece adalet tecelli etsin diye düşünerek, dünya liderlerinin yapamayacağı asil bir tavrı ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sayesinde bugün Kaşıkçı davası hakkında hakikatlerin büyük bir kısmına muttali olmuş durumdayız."
"Bu üç talebimiz hala devam ediyor"
Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı ise başından beri üç şeyi talep ettiklerini, hala o taleplerinin geçerli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Birincisi, adaletin tahakkuk etmesiydi. Adalet tahakkuk edilmedi, hala aynı noktadayız. İkincisi, talep ettiğimiz şey Cemal Kaşıkçı'nın cesediydi. İki yıldır soruyoruz hala bir açıklama yapılmadı. Üçüncüsü olarak şöyle bir talebimiz vardı; öldürüldüğü bu konsolosluk binasının Cemal Kaşıkçı Müzesi'ne dönüştürülmesi. Hala Suudi Arabistanlı yetkililerden bunu istiyoruz. Bu üç talebimiz hala devam ediyor."
Uluslararası Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü adına yapılan ortak açıklamayı okuyan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Basın Sorumlusu Fatma Yörür de Suudi Arabistan'da görülen davada asıl sorumluların yargılanmadığına işaret ederek, "Şeffaflıktan yoksun ve cinayet emrini verenlerden hesap sormaktan uzak kalan ve bağımsızlığı şüpheli mahkemelerce yürütülen yargılamalarla bir hukuk tiyatrosu sergilendi." dedi.
Fatma Yörür, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı cinayetinin kendi gözetimi altında gerçekleşmesi nedeniyle sorumluluğu üstlendiğini açıklamasını hatırlatarak, "Bu cinayetin aydınlatılması ve sorumluların adil bir şekilde yargılanmak üzere yargı önüne getirilmesi ve uluslararası, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesi için tekrar çağrıda bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
"Kaşıkçı dosyası ile ilgili bir kampanya başlatıyoruz"
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi ve gazeteci Erol Önderoğlu da Suudi Arabistan'a G20 dönem başkanlığının bahşedilmiş olmasını hazin bir çelişki olarak değerlendirerek, "RSF olarak, bugünden itibaren ve Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’nin son bulacağı 22 Kasım’a kadar Kaşıkçı dosyasını çeşitli haber ve çağrılarla uluslararası gündemde tutacağımız bir kampanya başlatıyoruz." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunun önündeki parkta, Kaşıkçı için dikilen anıta geçilerek saat 13.14'te dua okundu. Programı yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu takip etti.
"Cemal Kaşıkçı vakasını yakından izlemeye devam ediyoruz"
Öte yandan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğunun hala bilinmediğini belirterek, cinayetin uluslararası bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın konusu olması gerektiğini söyledi.
Bazı insan hakları örgütleri ve basın özgürlüğü örgütlerinin, Cemal Kaşıkçı cinayetinin cezasızlıkla sonuçlanmaması için ellerinden geleni yaptığını ve yapmaya devam ettiğini anlatan Beyhan, "Suudi Arabistan'ın bu uygulamalarına yıllardır karşı çıkan hak örgütleri bu nedenle bu cinayetin cezasızlıkla sonuçlanmaması için verilen mücadelenin başından beri ön saflarında oldular. Suudi Arabistan yetkililerinin kendilerini temize çıkarmaya çalışması da bu baskılar sayesinde başladı. Suudi Arabistan'da göstermelik de olsa bir yargılamanın başlaması bile büyük oranda bu örgütlerin çabalarının sonucudur." değerlendirmesini yaptı.
Tarık Beyhan, Suudi Arabistan'daki yargılamanın şeffaflıktan yoksun, göstermelik bir yargılama gibi gözüktüğünü ifade ederek, yargılananların avukatlarına erişmelerinin sıklıkla engellendiği, soruşturmanın nasıl yürütüldüğü bilinmeyen ve bağımsızlığı şüpheli mahkemelerde yürütülen bir yargılamanın söz konusu olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan'da, Kaşıkçı cinayeti davasında duruşmaların aleni yapılması gerekirken uluslararası bağımsız gözlemcilerin duruşmaları izlemesine izin verilmediğini aktaran Beyhan, şöyle devam etti:
"Ne emir verenler ortaya çıkarıldı ne de Suudi yetkililerin olayla ilişkisi netleştirildi. Kaşıkçı'nın bedeni nerede hala bilinmiyor. Bu sadece Suudi yetkililerin kendilerini aklamasına yönelik bir yargılama gibi gözüküyor. Gerçekler ortaya çıkarılmadı, adalet sağlanmadı.
Türkiye'de yürütülen dava, bazı gerçeklerin ortaya çıkarılmasına yardımcı olabilir fakat bu cinayetin uluslararası bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın konusu olması şart.
Uluslararası Af Örgütü bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. Biz sadece kampanya faaliyeti yürütmüyoruz. Otoriteler ve hükümetler arası kuruluşlarla görüşmeler de gerçekleştiriyoruz. Cemal Kaşıkçı vakasını yakından izlemeye devam ediyoruz. Adalet sağlanana kadar açık kalacak dosyalarımızdan biri olacak."
Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı rapora da değinen Beyhan, "Rapor, açıkça Suudi yetkililerin sorumluluk taşıdığını ortaya koyuyor. Bu raporun içinde Türkiye'ye de tavsiyeler var." dedi.
Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de saat 13.14'te Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girmiş, bir daha çıkamamıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com