Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, OHAl konusunda AB’den gelen eleştirilere ilişkin, "Fransa aynı olağanüstü hali ilan etti. Ama Fransa’ya yönelik Avrupa’dan ve sizlerden hiçbir zaman bir eleştiri gelmedi" ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonunun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ile birlikte Belçika’nın başkenti Brüksel’de ortak basın toplantısında Avrupa Birliği ilişkileri hakkında açıklamalarda bulundu. Her konuda anlaşmanın değil, karşılıklı diyalog ve işbirliğinin önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Hemfikir olmasak da düşüncelerimizi karşılıklı paylaşıyoruz, her konuda hemfikir olmasak da. Ama birlikte çalıştığımız alanlarda mesafe katetmemiz bakımından da sadece teknik düzeyde değil üst düzeydeki diyaloğun ve temasların da bugüne kadar faydasını gördük" dedi.
"DİYALOG SAYESİNDE BÖLGESEL KONULARDA BİRLİKTEYİZ"
Yapılan zirvelerde ve yüksek düzeyli toplantılarda, hemfikir olunan yol haritasının uygulanmasında da başarılı olunduğuna değinen Çavuşoğlu, "Ayrıca diyalog sadece ikili ilişkiler bakımından önemli değil, bölgesel konularda da birlikte çalışıyoruz. Dün Suriye, konferansı buna bir örnektir. New York’ta, Yakın Doğu’da Filistinli mültecilere yardım yapan UNWRA’ya ABD’nin yardımı kesmesinden sonra, içinde bulunduğu durumda diğer bazı ülkelerle; Japonya, Almanya, İsveç, AB ve Türkiye olarak ev sahibi olduğumuz konferansta çok ciddi para toplanmasına da vesile olduk" ifadelerini kullandı.
"DİYALOGUN SÜRDÜRÜLMESİ ÖNEMLİDİR"
İnsani bölgesel ve güvenlikle ilgili konularda birlikte çalışılan konuların olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, "Hangi açıdan bakarsanız bakın, bu diyalogun sürdürülmesi önemlidir, önemli kritik toplantılardan sonra Federica’yla biz birbirimize değerlendirme de yapıyoruz. Astana’da, Soçi’de gelişme olduğu zaman, Suriye veya İran’da gelişme olduğu zaman, birbirimizi sık sık arıyoruz" diye konuştu.
TEDBİRLERİ ‘YAŞAM HAKKI’ İÇİN ALDIK"
İktidara gelinen günden bu yana Türkiye’de Avrupa Birliğinin ve Avrupa Konseyinin tavsiyelerini dikkate alarak büyük reformlar yapıldığını kaydeden Çavuşoğlu, "Uluslararası toplum bu reformları sessiz devrimler olarak nitelendirdi. Dolayısıyla Erdoğan liderliğindeki hükümetlerimiz her zaman reformcu olmuştu. Bu anlamda da özgürlük alanlarını genişlettik. 2012’den başlayan 17/25 Aralık darbe girişimi ve 15 Temmuz hain darbe girişimiyle birlikte ve teröre karşı yaptığımız mücadelede de aldığımız tedbirlerden sonra bu eleştiriler gelmeye başladı" ifadelerini kullandı. Alınan tedbirlerin, vatandaşların yaşamını korunması için alındığının altını çizen Çavuşoğlu,
"Bu konuda hiçbir zaman taviz vermeyiz. Terörle mücadelede ve Türkiye’ye yönelik oluşan ve oluşturulan her tehdide karşı kararlılıkla adım atarız. Bu bizim için hayati değerlidir" uyarısında bulundu.
"AYNI ELEŞTİRİLER FRANSA’YA YAPILMIYOR"
Darbe girişiminden sonra çok sayıda eleştirilerin geldiğini hatırlatan ve aynı tedbirlerin de, terör saldırılarının ardından Fransa’da alındığına dikkat çeken Çavuşoğlu, "Fransa aynı olağanüstü hali ilan etti. Ama Fransa’ya yönelik Avrupa’dan ve sizlerden hiçbir zaman bir eleştiri gelmedi. Demek istediğim, bu ‘dayanışma’ anlayışıyla içinde bulunduğumuz bir çifte standarttır" eleştirisinde bulundu. OHAL kalktıktan sonra, reformların hayata geçirilmeye başlandığına dikkat çeken Çavuşoğlu, "Ama uluslararası toplum ve AB ile iş birliği içinde olmak her zaman her iki tarafın da faydasınadır" diye konuştu.
"YUNANİSTAN’DA ‘BEN TÜRK’ÜM’ DEMEK YASAK"
Basın toplantısında bir Yunan gazetecinin insan hakları hakkında sorusuna açıklama yaptıktan sonra Yunanistan’ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen azınlıklara haklarının verilmediğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Bugün Yunanistan’daki müftüler haklarını kullanmıyor. Bugün Yunanistan’daki kendisine ‘Ben Türküm’ diyemiyor. AİHM kararları var, 3 tane karar var, yaklaşık 10 sene önce bu kararlar alındı ve bu kararları Yunanistan uygulamıyor. AB, sürekli Türkiye’ye ‘Neden AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz’ diyor ki ‘biz uyguluyoruz AİHM’ ama oradaki Türkler, ‘Türk’ adını kullanamıyorlar, AİHM’ne rağmen. Biz Türkiye’de tüm azınlıklara haklarını veriyoruz. İnsan haklarıyla ilgili konularda herkesten hassasız. Bu konuda kimseyi ikna etme ve kendimizi ispatlama gibi dertlerimiz yok. Kendi insanlarımız ve inandığımız değerler için bunları yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
(İHA)