Konya’da yaklaşık 40 yıldır elektronik cihazları tamir eden Mehmet Akgün, 2007 yılında yüksek gerilim hattına kapılarak sol kolunun dirseğinin altından kesilmesinin ardından, mesleğini 12 yıldır tek elle azimle sürdürüyor.
Konya’da 40 yıldır elektronik cihaz, 34 yıldır da fotoğraf makinesi tamirciliği yapan 51 yaşındaki Mehmet Akgün, 12 yıl önce kızının elektrik teline takılan okul armasını almak isterken akıma kapıldı. Akgün’ün geçirdiği kaza sonrası sol kolu dirsek altından kesildi ve protez takıldı. Fotoğraf makinesi tamirinde tanınan bir isim olan Mehmet Akgün, 12 yıldır mesleğini tek eliyle sürdürüyor.
İlköğretimi bitirdikten sonra 1979’da radyo, televizyon tamirciliği üzerine ilk çıraklığına başladığını anlatan Mehmet Akgün, “Çıraklık, kalfalık, 1985’e kadar devam etti. 1985’ten sonra da fotoğraf makinesi tamiri üzerine geçtim. Onun da şöyle bir hikayesi oluştu; o zamanlar için fotoğraf makinesi tamir eden Konya’da yaşlı bir Mustafa amcamız vardı, rahmetli oldu. Mekanik makineleri tamir ederlerdi. Fakat elektronik makinelere kesinlikle ellerini değmezlerdi, korkarlardı; üzerinden kablo geçen şeylere biz elimizi sürmeyiz diye. 1984’te benimle tanıştı. ‘Yavrum sen çok zekisin, elektronik bilgin de çok iyi, gel şu fotoğraf makinesi işlerine başla’ dedi. Ben ‘Radyo, televizyon tamirinde böyle devam ediyorum’ dedim. ‘Bak bunu yapan Konya’da kimse yok, senin de mekanik bilgin, elektronik bilgin çok iyi’ dedi ve buna başlamam için ısrar etti. Ben de tamam dedim. Fotoğraf makinesinin bana çalışma sistemini anlatırsa ben de en azından o sistem üzerinden tamirata başlarım dedim” ifadelerini kullandı.
“BİR VİDA TAKMAK İÇİN SAATLERCE UĞRAŞTIĞIM OLDU AMA YILMADIM"
Tamirat işlerine devam ederken 12 sene önce kaza geçirdiğini anlatan Akgün, “Yüksek gerilim hattına, cereyana kapıldım. Sol kolum dirsek altından kesildi. Tabii 6-7 ay tedavi sürecim sürdü. Zaten meslek olarak çok zorlu bir meslek. Yani iki elle de zor yapılacak bir meslekti. Tedavi sürecinden sonra kendi hayatımı devam ettirmek adına ne yapabilirim düşüncesine kapıldım. Tek elle yapılmayacağını düşünerek, bir iki ticaret yapayım, fotoğraf makinesi alayım, satayım gibi işlere geçtim. Ama işin öyle olmadığını gördüm. O zaman çok büyük firmalarla rekabet etmek mümkün değil. Onu yapamadığım yani alım-satım işinde çok bir ilerleme sağlayamadığım için şöyle dedim kendi kendime; yiğit düştüğü yerden kalkar. Bizim mesleğimiz bu. Ben bu işi tek elle de olsa yapmaya çalışacağım diyerek azimle başladım. Tabii ilk sırada çok zorlandım. Dediğim gibi iki elle zor yapılacak bir işi biz tek elle yapmaya çalıştık. Azim, çalışma ve sabırla üstesinden geldim. Mesela bir vida takmak için saatlerce uğraştığım oldu ama yılmadım. Kısa bir süre sonra iki el ile tek elin çok bir farkı olmadığını düşünerek 12 senedir hiçbir zorluk çekmeden devam ettiriyorum” şeklinde konuştu.
Gününün 20 saatinin çalışarak geçtiğini ifade eden Akgün, “Saat 12.00-13.00’dan sonra geliyorum dükkana. Akşam 9’a kadar dükkanda duruyorum. Akşam 9’dan sonra eve gidiyorum. Yarım saat, 1 saat dinlendikten sonra sabah 7’ye kadar her günüm çalışmayla geçiyor. Zaten buradaki işleri zor yetiştiriyorum. Tabii insanların teveccühleridir, tercihleridir. Ama ben şunu görürüm, ben müşterimden ziyade, ben kendimi müşterinin yerine koyarım, benim esnaflık anlayışım odur. Yani karşıdaki kişi benim. Bana ne yapılmasını istiyorsam onlara da aynı şekilde davranıyorum. Belki bu da bir etken olabilir. Sürekli diyalog içindeyiz, müşteriden çok bir dostluk, arkadaşlık, muhabbet içerisinde diyaloglarımız oluyor. Bunu da devam ettirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
“İNSANLAR BENİM TEK KOLLA ÇALIŞTIĞIMI BİLEREK GELİYOR”
Elini kaybettiği ilk zamanlar bazı insanların kendisine ön yargılı yaklaştığını kaydeden Akgün, “Ama sonuca ulaşıldı. İnsanlar istediği şeyi aldıktan sonra o ön yargısını kaldırıyor. İlk zamanlar biraz oldu ama şu anda kulaktan kulağa da olsa, birbirlerine de olsa bir duyum sağlandı. İnsanlar benim tek kolla çalıştığımı bilerek geliyor” dedi.
Mehmet Akgün, fotoğraf meraklısı olan gençlere de fotoğrafçılığa devam etmelerini, kendisinin de bu konuda elinden geldiğince teşvik ettiğini sözlerine ekledi.
(Mustafa Uslu - Furkan Berk Yaşar/İHA)