Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, İstanbul Beşiktaş Dedeman Hotel’de düzenlenen XII. Kobi Zirvesi “Girişimci Ekosistemi” toplantısına katıldı. Toplantıya Bakan Işık’ın yanı sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin, TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete, KOSGEB Başkanı Recep Biçer, TOSYÖV Başkanı Yalçın Dönmez, küçük ve ortak ölçekli işletmeciler katıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Fikri Işık, “Gerçekten KOBİ ve girişimcilik bunlar sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en çok üzerinde tartıştığı ve daha iyiye getirmek için tartıştığı uzun uzun kafa yorduğu kavramlardır. KOBİ üzerinde durursak KOBİ'ler sadece Türkiye’nin ekonomisi için değil dünya için bel kemiği niteliğindedir. Bakınız şu anda Türkiye’deki işletmelerimizin yüzde 99’undan fazlası KOBİ'dir. İstihdamımızın yüzde 75,8'ini KOBİ'ler sağlıyor. İhracatın yüzde 56’sından fazlasını KOBİ'ler sağlıyor. Ekonominin bu kadar bağımlı olduğu bir alana bizim çok daha fazla dikkat etmemiz, yakinen takip etmemiz, her türlü çalışma ve desteği vermemiz bizim için esastır. Bu sadece Türkiye için değil dünyada da böyledir. Türkiye’den daha iyi olan ülkeler var.
KOBİ'ler neden ekonominin bel kemiği? KOBİ'ler bir yerde aslında toplumun ve ekonomik faaliyetinde kılcal damardır. Ne kadar sağlam bir kalbiniz olursa olsun, güçlü olursa olsun kılcal damar çalışmazlarsa hiç bir şeyinizi hareket ettiremezsiniz. KOBİ mekanizmasına çalışmayan bir ülkenin ekonomik olarak başarı sağlaması beklenemez. KOBİ'leri dünyada önemli halen getiren onların esnek yapısıdır. Gelişen şartlara çok kolay adapte oluyorlar. Kendini hızlıca ayarlayıp uyum sağlıyorlar. KOBİ'ler doğaları gereği çok hızlı karar alan ve uygulama yeteneğine sahip kuruluşlardır. Türkiye’nin son 13 yılda kaybettiği ilerlemede aslan payı KOBİ'lerdedir. 36 milyardan dolardan 158 milyar dolar ihracat yapan hale geldiyse Türkiye, bu KOBİ'lerin sayesinde oldu” dedi.
“KURUMSALLAŞAN KOBİ'LER İSTİYORUZ”
Kurumsallaşan KOBİ'ler istediklerinin ifade eden Bakan Işık, “Dünyada genel trend 3. jenerasyondan 4. jenerasyona geçemeyen KOBİ'lerin yüzde 95’inden fazlası oyunun dışında kaldı. Biz bu trendi kırmak zorundayız. Türkiye’de KOBİ'lerin kurumsallaşmasında en büyük önceliğimiz aile şirketleridir. Bizim Anadolu insanımız KOBİ dediğimiz girişimcilerdir. Bu insanların belki eğitim düzeyi düşük ama bunlar hayat okulu mezunları. Bunlar bir başka özelliği Türk insanının özelliği olan 'ben okuyamadım çocuklarımı okutayım.' Çocuklarının okutmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor.
En iyi yerde okutmaya çalışıyor. Bu genç jenerasyon döndüğü zaman kurumsallaşma hızlanıyor. Bunu teorik bilgi olarak paylaşmıyorum. Göğsümü kabartan ise şudur; dede şirketi kurmuş, baba büyütmüş, oğul geleceğe hazırlamak için iş başına yeni geçmiş. Bu KOBİ'lerin geleceğe güvenle bakması için önemli bir şeydir. Her başarıyı tebrik etmek bizim görevimiz. Bu eksikliği gördüğümüz için KOSGEB ile kurumsallaşma projesi başlattık” şeklinde konuştu.
“KOBİ'LER 4. SANAYİ DEVRİMİNE HAZIR HALE GELMELİ”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık konuşmasını şöyle sürdürdü:“Markalaşma ürünün kalitesi gibi önemli bir hale geldi. Markalaşma olunca ürünü daha iyi satabiliyorsunuz. KOBİ'lerin markalaşma konusunda attığı adımları KOSGEB olarak destekliyoruz. KOBİ'lerin ihracat yapması önemlidir, dünyaya açılmalıdırlar. KOBİ'lerin ihracat yapmasına destek veriyoruz.
Artık KOBİ'lerimizin teknolojiye dayalı üretim yapmasını destekliyoruz. Dünya 4. sanayi devrimine hızlı gidiyor. Akıllı üretim artık dünyada üretimin her alanını kaplamaya başladı. Artık KOBİ'lerin 4. sanayi devrimine hazır hale gelmesi gerekiyor. Türkiye ve KOBİ'lerin teknoloji alanına yatırım yapmalarının önemini ortaya koyuyor. Biz KOBİ'lerin teknolojik üretim yapmaları konusunda ihtiyaç duyduklarını yapmaya çalışıyoruz.”
“TÜRKİYE’DE VERİLEN KAYNAKLARI ETKİN KULLANMA KONUSUNDA BİRİKİM EKSİKLİĞİ VAR”
Türkiye’de verilen kaynakları etkin ve efektif kullanma konusunda birikim eksikliği olduğunu savunan Fikri Işık, "Bizim yaptığımız KOBİ-GEN’e KOBİ'lerin ilgisi çok az. İlgi ve destek olmazsa kalıcı başarıyı nasıl sağlarız? Okumayı, konuşmayı dinlemeye, eleştirmeyi seven toplumuz ve bilgi sahibi olmanda fikir sahibi olmak hoşumuza gidiyor. Detaylandırdığımız zaman da problemin kaynağını görüyoruz.
Buradan STK’lara sesleniyorum; ne olur şu KOBİ'lere proje yeteneği kazandırabilecek desteği verelim. Bunu yapmazsak hangi desteği verirsek verelim yeteneği kazandıramayız. Ama o günden bu güne bir şey yok. Bizim STK’lar çok güzel konuşmalar yapıyorlar. Sırtımız terleyecek ki konuştuğumuz etkili olsun. STK’lar bu KOBİ'lerimize proje kabiliyeti kazandırmak konusunda seferberlik ilan etmeli. Üretim reform paketinde çalışıyoruz bir KOBİ'nin projesi kabul edilirse o projeye danışmanlık yapan şirketi de destekliyoruz. Daha ne yapalım? Sizden beklentim de bunlardan KOBİ'lerin daha fazla etkilenmesi için gerekli adımları atmanız" ifadelerini kullandı.
“GİRİŞİMCİLİĞİN YANINA YENİLİKÇİLİĞİ EKLEMELİYİZ”
“Biz girişimciliğin güçlü olduğu bir toplumuz” diyen Bakan Işık, “Bizde girişimcilik ruhunu öldüren ekonomik krizler olmuştur. Bu krizlerin bütün etkilerini ortadan kaldırıyoruz ama girişimcilik ruhunu kapatan etkileri kaldıramıyoruz. Duygusal bir toplumuz proje yapıyoruz aşık oluyoruz. Ticari olup olmayacağına bakmadan peşinden gidiyoruz, sonra devleti suçluyoruz destek vermiyor diye. Herkesi suçluyoruz sonra da kendimizle kavga ediyoruz. Girişimciliğin felsefesi de budur.
Biz bırakın bu girişimcilik ruhu için ilave destekler vermeyi öldürmemeye çalışıyoruz. Şimdi biz şükürler olsun girişimciliği destekliyoruz. Kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Ama artık girişimcilik tek başına yeterli kavram olmaktan çıktı. Yanına yenilikçiliği eklemezsek arzu ettiğimiz başarıya ulaşamayız. Girişimciliğin yanına yenilikçiliği eklemeliyiz. Yenilikçiliği hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz” diye konuştu.
dikGAZETE.com