23-07-2016 11:56
Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından FETÖ mensupları, internette kaygı ve korkuyu artırıcı propagandaya başladı.
İnternette ‘ikinci darbe, askeriyede yeniden bir ayaklanma’ mesajları yayınlanıyor. Uzmanlar, darbe girişimi algısı oluşturmaya yönelik bu tür yayınlara itibar edilmemekle birlikte, yine de dikkatli ve tetikte olunması gerektiğine işaret ediyor.
“Toplum uyanık olmalı”
Bu gönderilerin Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) örgüt mensupları tarafından yayılabileceğine dikkat çeken Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görevli Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Sosyal medya üzerinde bir terör gerillacılığı riskine karşı bu toplumun uyanık olması gerekiyor. Amaçlanan hususlardan bir tanesi darbe girişimi algı operasyonu olabilir. Bu kadar üretilen dedikodular, geliştirilen bir tür terör ortamı oluşturma riski de doğuruyor. Hem kamu hem de vatandaşlar olarak bunun karşısında durmalıyız” dedi.
Web terör gerillaları
Sosyal medyanın günümüzde çok farklı amaçlarla kullanılmaya başlandığını belirten Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Sosyal medya özellikle kamuoyunda ortamı karıştırma şeklinde kontrolsüz kullanılabiliyor. Bir anlamda da özellikle terör örgütlerinin hedeflemiş ya da yararlanmış olduğu propaganda yöntemlerinden bir tanesidir. Örgütler özellikle sosyal medya üzerinden girişmiş olduğu sanal eylemlerle, aslında kitleler üzerinde etki oluşturmaya çalışıyorlar. Bu etki ile amaçlanan ise vatandaşlarda korku ve endişe oluşturmaktır. Dolayısıyla sanal ortamda bu tür eylemler kolaylıkla sanal terör eylemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu eylemi gerçekleştirenler de web terör gerillaları şeklinde amaçlarına sahip olabiliyor” ifadelerini kullandı.
“Devlet dezenformasyon hakkında bilgilendirmeli”
Örgüt mensuplarının sosyal medyada yaptıkları dezenformasyon ve kirli propagandayla fiili eylem gerçekleştiremeseler bile etkili olabileceklerine işaret eden Prof. Dr. Tosun, mutlaka yayılan dezenformasyonun iyi bir şekilde araştırılıp, hızlı bir biçimde tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Bu noktada devlet yetkililerin harekete geçmesi gerektiğini belirten Tosun, “Devlet tarafından vatandaşların yayınlanan dezenformasyon ile ilgili mutlaka bilgilendirilmesi gerekiyor. Sosyal medyadan hedeflenenin karşısında, kitle iletişim araçlarıyla (KİT) yanıt verilmelidir. Sadece devlet değil özel televizyon ve radyo kanallarının da sosyal medyadan akan kirli propagandaya karşı, teyit edilmiş, güvenilir haberi kitlelere ulaştırma konusunda uyanık ve aktif olmaları gerekiyor. Teyit edilmeyen bilginin özellikle bu tür ortamlarda her zaman için riski vardır. Kitlenin manipüle edilmemesi anlamında yapılması gereken, ister kamu ait ister özel araçlarla bilgilendirmede çok daha süratli olunmasıdır” diye konuştu.
“İlk başta itibar etmeyin”
Sosyal medya kullanıcılarına da uyarılarda bulunan Tosun, şunları söyledi:
“Sosyal medya kullanıcılarının kendi aklıyla, zekasıyla da yayınlanan bilginin güvenirliğini, doğruluğunu kontrol etmesi gerekiyor. Bu dipsiz kuyunun içine dalıp boğulmak da var. Yayınlanan bilgiye ilk başta itibar edilmemesi gerekiyor. Kullanıcıların, ‘Her yazılan doğrudur’ ön kabulüyle hareket etmemeleri gerekiyor.”
(İHA)
İnternette ‘ikinci darbe, askeriyede yeniden bir ayaklanma’ mesajları yayınlanıyor. Uzmanlar, darbe girişimi algısı oluşturmaya yönelik bu tür yayınlara itibar edilmemekle birlikte, yine de dikkatli ve tetikte olunması gerektiğine işaret ediyor.
“Toplum uyanık olmalı”
Bu gönderilerin Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) örgüt mensupları tarafından yayılabileceğine dikkat çeken Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görevli Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Sosyal medya üzerinde bir terör gerillacılığı riskine karşı bu toplumun uyanık olması gerekiyor. Amaçlanan hususlardan bir tanesi darbe girişimi algı operasyonu olabilir. Bu kadar üretilen dedikodular, geliştirilen bir tür terör ortamı oluşturma riski de doğuruyor. Hem kamu hem de vatandaşlar olarak bunun karşısında durmalıyız” dedi.
Web terör gerillaları
Sosyal medyanın günümüzde çok farklı amaçlarla kullanılmaya başlandığını belirten Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Sosyal medya özellikle kamuoyunda ortamı karıştırma şeklinde kontrolsüz kullanılabiliyor. Bir anlamda da özellikle terör örgütlerinin hedeflemiş ya da yararlanmış olduğu propaganda yöntemlerinden bir tanesidir. Örgütler özellikle sosyal medya üzerinden girişmiş olduğu sanal eylemlerle, aslında kitleler üzerinde etki oluşturmaya çalışıyorlar. Bu etki ile amaçlanan ise vatandaşlarda korku ve endişe oluşturmaktır. Dolayısıyla sanal ortamda bu tür eylemler kolaylıkla sanal terör eylemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu eylemi gerçekleştirenler de web terör gerillaları şeklinde amaçlarına sahip olabiliyor” ifadelerini kullandı.
“Devlet dezenformasyon hakkında bilgilendirmeli”
Örgüt mensuplarının sosyal medyada yaptıkları dezenformasyon ve kirli propagandayla fiili eylem gerçekleştiremeseler bile etkili olabileceklerine işaret eden Prof. Dr. Tosun, mutlaka yayılan dezenformasyonun iyi bir şekilde araştırılıp, hızlı bir biçimde tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Bu noktada devlet yetkililerin harekete geçmesi gerektiğini belirten Tosun, “Devlet tarafından vatandaşların yayınlanan dezenformasyon ile ilgili mutlaka bilgilendirilmesi gerekiyor. Sosyal medyadan hedeflenenin karşısında, kitle iletişim araçlarıyla (KİT) yanıt verilmelidir. Sadece devlet değil özel televizyon ve radyo kanallarının da sosyal medyadan akan kirli propagandaya karşı, teyit edilmiş, güvenilir haberi kitlelere ulaştırma konusunda uyanık ve aktif olmaları gerekiyor. Teyit edilmeyen bilginin özellikle bu tür ortamlarda her zaman için riski vardır. Kitlenin manipüle edilmemesi anlamında yapılması gereken, ister kamu ait ister özel araçlarla bilgilendirmede çok daha süratli olunmasıdır” diye konuştu.
“İlk başta itibar etmeyin”
Sosyal medya kullanıcılarına da uyarılarda bulunan Tosun, şunları söyledi:
“Sosyal medya kullanıcılarının kendi aklıyla, zekasıyla da yayınlanan bilginin güvenirliğini, doğruluğunu kontrol etmesi gerekiyor. Bu dipsiz kuyunun içine dalıp boğulmak da var. Yayınlanan bilgiye ilk başta itibar edilmemesi gerekiyor. Kullanıcıların, ‘Her yazılan doğrudur’ ön kabulüyle hareket etmemeleri gerekiyor.”
(İHA)
