Örgütün daha önce bütün esnaflardan ‘himmet’ adı altında para topladığını, 17-25 Aralık sürecinden sonra ise ‘Kendilerinden olmayanlardan’ hiçbir şekilde para istenmediğini anlatan emekli astsubay, bu süreçte ‘AK Parti taraftarıymış gibi’ davranılması yönünde talimat aldıklarını söyledi.
"Himmet toplamamı istediler"
İstanbul 1’inci Ordu Hava Alayı Komutanlığı’ndan 2004 yılında emekli olarak Çanakkale’ye yerleşen Astsubay R.Ü., 15 Temmuz kalkışmasının ardından göz altına alındı. ’Anayasayı ihlal, yasama organını ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin görevini yapmasını engelleme, hükümete karşı silahlı isyan, silahlı örgüt kurmak, terör örgütüne finans sağlamak’ suçlamalarıyla ifadesine başvurulan, Gelibolu Yarımadası’nda bir kahvaltı salonu işleten emekli astsubay R.Ü, 2007 yılında iş yerine gelen ’Rüstem’ kod adlı bir kişiyle tanışarak Fethullahçı cemaat hakkında bilgi sahibi olduğunu anlattı. Daha sonra ’Orhan’ kod adlı jandarma astsubay başçavuş olan bir kişiyle tanıştığını söyleyen bildiren R.Ü., bu kişilerle evinde buluştuğunu, Rüstem’in de kendilerine himmet toplaması yönünde tavsiyelerde bulunduğunu kaydetti.
"Asker olduğumuz için gizlilik üst düzeydeydi"
R.Ü., “Rüstem, Orhan ve bana, ’Birbiriniz ile irtibatlı olun, manevi destek verin, kitap okuyun, bize inanan insanlardan himmet toplayın, hizmete herkesin katkısı olsun, verdiğiniz kadar sahiplenir ve sevap kazanırsınız’ dedi. Haftada bir veya 15 günde bir benim evimde görüşmemizi söyledi. Yaklaşık 2 saat süren sohbetin ardından ikisini de evimden yolcu ettim. Orhan, görev yoğunluğuna göre bazen haftada bir, bazen üç haftada bir evime gidip gelmeye başladı. Sürekli yalnız gelir ve yalnız görüşürdük. Kendisiyle Risaleler üzerine görüşmeler ve hizmet hareketi ile ilgili konular konuşurduk. Bizim yeni adam kazanmamız ve bu konularla ilgili başka kimseyle konuşmamız kesinlikle yasaktı. Biz askeri yapı olduğumuz için gizlilik üst seviyede tutuluyordu” dedi.
Maaşın yüzde 10’u örgüte
Her ay maaşın normalde yüzde 10’unun himmet olarak örgüte verildiğini aktaran R.Ü, “Fakat bu rakam hep tutmazdı. Genelde yüzde 5’i verilirdi. Bu söylediğim benim tabi olduğum astsubaylar için geçerli olandır. Esnaflarda bu rakam daha farklıdır. Onlar yıllık bir beyanda bulunur ve ona göre ödeme yaparlar. Fakat ben bu yapının dışında olduğum için bunların topladığı himmet miktarından tam olarak bilgi sahibi değilim. Orhan, ilk ay dolunca bana maaşının yüzde 5’ini himmet olarak teslim etti. Bu para bende Rüstem gelene kadar bekliyordu. Rüstem geldiğinde benim himmet paramı da üzerine ekleyerek kaç ay olmuşsa toplamdaki parayı kendisine teslim ediyordum. Rüstem her ay düzenli şekilde yanımıza gelmezdi. 3 veya 4 ayda bir gelir benden himmet paralarını alır ve giderdi. Her geldiğinde bana önceden verdiği Fethullah Gülen’in kitaplarından ne kadar okuduğumu, Risalelerden ne kadar okuduğumu ve daha ne kadar okumam gerektiğini konuşuyorduk” dedi.
Karacı, havacı, denizcilerin ayrı ‘abi’leri var
Orhan’ın başka bir ile tayini çıktıktan sonra Mikail kod adlı başka bir astsubayla kendisini tanıştırdığını anlatan R.Ü, “O da himmet parasını bana veriyordu. Ben de kendi paramla birlikte, 3-4 ayda bir Rüstem gelince paraları kendisine veriyordum. Yaklaşık 1 yıl kadar Rüstem’den koptuk ve kendisiyle hiçbir şekilde irtibatımız olmadı. 2012 yılında ’Niyazi’ kod adlı örgüt mensubu evime geldi. Kendisini Rüstem’in yönlendirdiğini ve artık kendisiyle birlikte hareket edeceğimizi, kendisinin jandarmadaki astsubaylardan sorumlu ’abi’ dediğimiz kişi olduğunu belirtti. Karacı, havacı ve denizci astsubayların ayrı abi sorumluları vardır. Fakat bizler bunların kim olduğunu bilmeyiz. Niyazi ile tanıştıktan sonra beni evine götürdü. Her hafta, olumsuz bir durum olmadığında sürekli bire bir toplantı yapıyorduk. O hafta kimin evinde buluştuysak, bir sonraki hafta buluşacağımız evi de kararlaştırıyorduk. Bazen benim, bazen de Niyazi’nin evinde buluşuyorduk" dedi.
‘AK Parti taraftarı gibi davranın’ talimatı
17-25 Aralık dönemi sonrasında bazı şeylerin değiştiğine işaret eden R.Ü, “Ben sadece üst yapıda Niyazi’yi tanıyorum. Onun haricinde üst yapıdan veya ağabey statüsündeki başka birinden bilgim yok. Fethullahçı yapı içerisinde, 17- 25 Aralık dönemine kadar askerin içinde CHP’li ve Alevi görüşlü olanlara karşı çok dikkatli olunması yönünde telkinlerde bulunuluyordu. 17-25 Aralık sonrasında ise kimliklerin gizliliğine daha çok dikkat edilmesi ve AK Parti taraftarıymış gibi davranılması yönünde Niyazi’den aldığım talimatı bana bağlı olan ’Mikail, Fatih ve Ahmet’ kod isimli jandarmadaki Fethullahçılar’a iletiyordum. Özellikle kurban bayramlarındaki faaliyetler, hizmetten olan veya olmayanları gözetmeksizin esnafları gezerek para topluyorlardı. Ayrıca ramazan aylarında yine aynı şekilde esnaf dolaşılarak burs adı altında para toplanıyordu. Ancak 17-25 Aralık olaylarından sonra bu para toplamalar aşırı derecede sekteye uğradı ve kendilerinden olmayanlardan hiçbir şekilde para istemediler. Bizim örgütlenme şeklimiz askeri alan olduğu için bizde eleman kazanma yöntemi yasaklanmıştı. Bizden önce bu görevi yapanlar kazandıkları elemanları bize gönderiyorlardı" dedi.
Gürkan Düzenli
dikGAZETE.com