ELAZIĞ
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, Elazığ'da örgüte yakınlığıyla bilinen dershane, okul ve yurt çalışanları hakkında açılan davaya devam edildi.
Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada aralarında örgütün sözde "Elazığ imamı" Mehmet Durakoğlu'nun da bulunduğu 23 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan 2 sanık ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, Etkin Pişmanlık Yasası'ndan faydalanan tutuklu tanık Önder Çolak'a mahkeme heyeti tarafından bazı sanıkların isimleri okunarak sorular yöneltildi ve ifadesi alındı.
Mehmet Durakoğlu'nun örgütü Elazığ'da koordine eden, yöneten kişi olduğunu öne süren Çolak, işleyiş olarak Durakoğlu'nun altında ve üstünde "bölgeciler" olduğunu belirtti.
Durakoğlu'nun, bağlı olduğu Gaziantep'ten aldığı talimatlar ve hedefler doğrultusunda ili kontrol ettiğini ifade eden Çolak, ilin valisi neyse örgüt adına Durakoğlu'nun da öyle olduğunu söyledi.
Bank Asya'ya talimatla para yatırılmışDurakoğlu'nun yönettiği toplantılara kendisinin de iştirak ettiğini ve ondan aldıkları talimatları yerine getirmeye çalıştıklarını aktaran Çolak, ş öyle devam etti:
"Bank Asya'ya destek olunması, gazete aboneliği, burs ve himmetlerin arttırılması, ışık evleri diye tabir edilen evlerin durumunun haftalık ya da 15 günlük değerlendirilmesi yapılırdı. Bank Asya'dan gelen rapora göre haftalık yatırılması gereken para miktarının gerisinde kalınırsa 'evi, arabası olan satsın' şeklinde hedefe ulaşılması istenirdi. Altın hesapları açılması istenirdi. 'Orası bizim kalemiz batmaması lazım.' denirdi. Kısacası dini olarak Okçular tepesi olarak görünürdü. Aktif Sen, Pak İş Sendikası ve derneklerin üye sayılarının belli bir sayıyı geçtiğinde söz sahibi olacağı söylenirdi. E-devlet sistemi üzerinden sendikaya kaydımızın yapılması söylenir ve takip edilirdi. Dijitürk aboneliğinin sonlandırılması için talimatlar verilmişti. Bunların raporları Mehmet Durakoğlu'na sunulmuştur."
SODES projeleri ile ihalelerde yolsuzlukÇolak, örgüt adına SODES projeleri ve ihalelerin yürütülmesi onayının alınmasının Abdullah Ö. tarafından koordine edildiğini ve Durakoğlu'nun bizzat programlarına iştirak ettiği kişilerden olduğunu dile getirdi.
Yapı içerisinde ihaleler ve SODES projeleri ile ilgili usulsüzlüklere de şahit olduğunu aktaran Çolak, "2010-2011 yılında Yavuz Öğrenci Yurdunda çalışırken şirketimiz Çağlayan şirketiydi. Yapılan ihale de bu şirket üzerinde kaldı, biz fatura kestik, faturamızın bedeli yatırıldı. Yatırılan bedel daha sonra Cemil B. tarafından bizden elden geri alındı. Genelde yapı içinde bulunan şahısların şirketlerine ihaleler verildi. Çünkü yatırılan paraların geri dönüşümünde zorlanılmaması düşünülmüştü." ifadelerini kullandı.
2012 yılında Kimse Yokmu Derneği'ne Mehmet Durakoğlu'nun talimatı ile müdür olarak atandığını aktaran Çolak, şöyle devam etti:
"Kimse Yokmu Derneği adına Karakoçan'da yapılan bir projenin Elazığ Valiliğinden geçirildiğini öğrendik. Abdullah Ö. ve ekibi tarafından hazırlanmış bir projeydi. Mehmet Durakoğlu da projelerdeki paraların geri dönüşümünde paraların nereye aktarılacağına karışıyordu. 80 bin liralık bir projeydi. Bu parayla biz muhatap olamadık, sadece muhasebe kayıtlarına işledik. Yapılan tüm işlemler Mehmet Durakoğlu ile paylaşılırdı. Fiili işleyiş tamamen yapının kontrolündeydi."
17-25 Aralık süreci sonrası örgütün yapısında değişikliğe gidilmişÇolak, örgütün 17-25 Aralık sürecinden önce Erzurum, Gaziantep, Ankara, İstanbul ve İzmir olarak 5 Bölge Sistemi ile çalıştığını, 17-25 Aralık sürecinden sonra ise bu yapıda değişikliğe gidildiğini vurguladı.
Çolak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"25 Aralık sürecinden sonra devlet tarafından yapılacak takiplerin zorlaştırılması ve önüne geçilmesi amacı ile 'dar bölge hareketi' adında bölgelere yetki verildi. Malatya, Elazığ, Tunceli, Bitlis, Muş Malatya'ya bağlandı. Bu illerin yöneticisi daha önceden Gaziantep'e giderdi. Sonra bölgeler daraltılıp Malatya'ya bağlanınca Malatya'ya gidilmeye başlandı. Diyarbakır, Adana kendi başına dar bir bölge olmuştu. Mesela ilin mali müşaviri o zamanlar Gaziantep'e gidiyordu. Bu dar bölgeden sonra belirlenen dar bölge olan Malatya'ya gidilmesi yönündeki talimatı Mehmet Durakoğlu vermişti."
Çolak, Ömer A.'nın ilin mali müşaviri olduğunu, bir ilde defterdar ne ise örgüt içerisinde mali müşavirin o konumda olduğunu ve yapı ile ilgili il bazında tüm kurumların mali müşavirlik işlemlerini yaptığını öne sürdü.
Katalog evliliğiTekin D'nin ise Fem Dershanesinin genel müdürü olduğunu ve Mehmet Durakoğlu'dan aldığı talimatları diğer idari birimlere ilettiğini belirten Çolak, şunları kaydetti:
"Mehmet Durakoğlu ile katıldığımız bir kısım programlarda 'izdivaçlar nasıl gidiyor, komisyon çalışıyor mu?' diye soruyordu. Kişi ısrarla ben dışarıdan biri ile evleneceğim demediği sürece kendi belirlediği kişilerle izdivaç yapılırdı. Her türlü örgütsel faaliyet çerçevesinde birinci derece sorumluydu. Mehmet Durakoğlu'nun bir altında büyük bölgeciler olurdu, bunların yanında okullar genel müdürü, dershaneler genel müdürü aynı statüde değerlendirildi. Tekin Demirel de bu konumdaydı. Bir ilin nasıl milli eğitim müdürü, sanayi ve teknoloji müdürü ve benzeri varsa Tekin D. de Mehmet Durakoğlu'nun il müdürü gibiydi."
Aralarında firarilerin de bulunduğu 44 sanık hakkında "silahlı terör örgütü kurma veya yönetmek", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık", "kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik" ve "213 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Duruşma ertelendi.
Muhabir: İsmail Şen
dikGAZETE.com