ANKARA (Aa) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahında yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davanın onuncu celsesinde savunma yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın eski başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan, eski Muhafız Alay Komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış'ı yalanlayarak, sıkıyönetim ilan edildiğini söylemediğini ileri sürdü.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
Davanın onuncu celsesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın eski başdanışmanı Kurmay Albay Yıkılkan'ın savunmasıyla başladı.
Orgeneral Akar'ın eski emir subayı Levent Türkkan'ın aleyhine verdiği ifadeleri kabul etmeyen sanık Yıkılkan, arama odasından çıkan darbeye ilişkin notların da kendisine ait olmadığını ileri sürdü. Yıkılkan, Adil Öksüz'ün düzenlediği darbe toplantılarına da katılmadığını savundu.
Genelkurmay Karargahı'nda görüldüğü fotoğraflara değinen Yıkılkan, görev yeri olduğu için o gece karargahta olduğunu öne sürdü. Yıkılkan, fotoğraflarda birlikte görüldüğü Mehmet Partigöç, Doğan Öztürk ve Gökhan Eski ile koridorda bir kez karşılaştığını, bunun dışında bu kişilerle bir araya gelmediğini iddia etti.
Darbe raporları
Danışman olarak işinin Silahlı Kuvvetlerle ilgili öngörülerde bulunmak olduğunu ifade eden Yıkılkan, Kasım 2015'te 15 Temmuz benzeri darbe girişimine ilişkin rapor geldiğini, raporu Genelkurmay Başkanı'na arz ettiğini, bunun üzerine o dönemki Genelkurmay 2. Başkanı tarafından bu konuda çalışma yaptırıldığını söyledi. Yıkılkan, çalışma sonunda bu çapta bir şey olamayacağına karar verildiğini anlattı.
Şubat 2016'da da yine ciddiye aldığı bir konu olduğunu aktaran Yıkılkan, 4 havacı, bir karacı generalin darbe hazırlığı içinde olduğuyla ilgili bilgi aldığını ve bunu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ile paylaştığını iddia etti.
Sanık Yıkılkan, daha sonra bu konuyla ilgili ulusal ve uluslararası basında yer alan her haberi Genelkurmay Başkanı'na rapor olarak sunduğunu ifade ederek, darbeyle ilgili her ihtimali Genelkurmay Başkanı'na sunan biri olarak darbeyle ilişkilendirilmesinin izah edilemeyeceğini öne sürdü.
FETÖ üyesi olmadığını savunan Yıkılkan, "Referansım Hulusi Akar'dır, ondan önceki sıralı komutanların hepsi hakkımda referans olacak kişilerdir." dedi.
"Benim el yazım değil"Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, odasında yapılan aramada darbeye ilişkin notlar bulunduğunu hatırlatması üzerine Yıkılkan, not üzerindeki yazının kendisine ait olmadığını savundu. Dik'in, "Ben sizin yazınız demiyorum, sizin odanızda bulunmuş." demesine karşılık Yıkılkan, "Olabilir. Odamda kar başlığı da çıktı. Benim kar başlığım yok." diye konuştu.
Ümit Gencer ile telefon görüşmeleri sorulan Yıkılkan, "Doğrudur, aradı. Bir sıkıyönetim bildirisi diye bir şey okuyacağını söyledi. Ben de ona okuma dedim." savunmasını yaptı.
Sanık Yıkılkan, Fırat Alakuş ile yaptığı görüşmeyi hatırlamadığını belirterek, Mehmet Dişli ile de görüştüğünü, Dişli'nin karargahtaki güvenlik durumunu sorduğunu öne sürdü.
"Kayıtlar yalan söylemez"
Başkan Dik, Yıkılkan'ın Muhafız Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış ile yaptığı görüşmeleri de sordu.
Barış ile 20 kez görüşmesi bulunduğu belirtilen Yıkılkan'ın "20 görüşme olduğunu sanmıyorum." sözleri üzerine Başkan Dik, "Kayıtlar yalan söylemez." ifadelerini kullandı.
Barış'ın "Orhan Yıkılkan, tatbikatın fiiliyata dönüştüğünü, sıkıyönetim ilan edildiğini söyledi." yönündeki beyanının hatırlatılması üzerine Yıkılkan, böyle bir şey söylemediğini iddia etti. Yıkılkan, o gece yaptığı görüşmelerin büyük bölümünü yaşanan durumu anlamak için yaptığını savundu.
Kara harp okulundaki teğmenleri niye çağırdığı sorulan Yıkılkan, gelip gelmediklerini öğrenmek için irtibat kurduğunu ancak onları kendisinin çağırmadığını ileri sürdü.
Darbe teşebbüsünü ne zaman anladığı sorulan Yıkılkan, darbe bildirisiyle ilgili haberi aldığında bunu öğrendiğini kaydetti.
Yıkılkan, "Darbe girişimini sizce kim yaptı?" sorusuna, "Bence bunu karışık gruplar yaptı." yanıtını verdi. Bu yanıt üzerine salondan "FETÖ, FETÖ" sesleri yükseldi. Bunun üzerine Yıkılkan, "Bunun içinde FETÖ de olabilir, başkası da olabilir." ifadelerini kullandı.
"Ümit Gencer, talimat verdiğinizi söylüyor"Duruşma Savcısı Aytekin Cenikli de "Ümit Gencer, darbe bildirisini okuma konusunu size sorduğunu, sizin de spikere okutmasını söylediğinizi belirtiyor. Başkaları da böyle beyanlarda bulunuyorlar." demesi üzerine Yıkılkan, "Benim söylediğim şu: 'Eğer böyle bir şey varsa sen bir yarbaysın, sen bir yarbay olarak niye böyle bir şey okuyasın?' Benim de tereddüdüm var. Böyle bir şey normal değil. Yurtta Sulh Konseyi varsa yetkili, etkili ismi konuşması gerekirken, niye sen okuyasın? Beni arıyor, ben de diyorum ki: 'Ümit okuma.' Bunun lehime delil olması gerekirken, bu şekilde önüme geliyor." şeklinde konuştu.
Savcı Cenikli ise "Ümit Gencer, talimat verdiğinizi söylüyor, tanıklar da bunu doğruluyor. Bunun nesi lehinize delil olacak anlamadım." diye konuştu. Yıkılkan, "Belli ki talimat almış, bana danışıyor, ben de 'Okuma' dedim." beyanında bulundu.
Yıkılkan, "FETÖ üyesi misiniz, korkuyor musunuz?" sorularına ise "Hayır, değilim. Niye korkacağım?" karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, darbe girişiminden önce dağıtılan "patates hatlar"dan biriyle 58 saniyelik görüşmesi bulunduğunu belirttiği Yıkılkan'a numarasını bilmediği bir hattı nasıl ve neden aradığını sordu. Yıkılkan, böyle bir arama yapmadığını savundu.
Genelkurmay Başkanı'nın görüşmelerini ayarlama gibi bir görevi bulunmamasına karşın Mehmet Dişli'yi neden Genelkurmay'a çağırdığı sorulan Yıkılkan, Dişli'nin o gün Genelkurmay Başkanı ile görüşmesi gerektiğini söylediğini, kendisinin de makamın müsait olduğunu söylemek için Dişli'yi aradığını kaydetti.
Telefonunda yaptığı aramaları kabul etmedi
Sanık Yıkılkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Aydın'ın, "Darbe girişiminden önce bilgisayarınızda, Cumhurbaşkanımızın kaldığı otelle ilgili arama yapılmış, bilgi toplanmış, neden böyle bir arama yaptınız?" sorusuna, böyle bir arama yapmadığını, bilgisayarının Genelkurmay Başkanlığının ortak ağına bağlı olduğunu, söz konusu aramanın başka bir bilgisayardan yapılmış olabileceğini iddia etti.
Bunun üzerine avukat Aydın, ortak ağa bağlı bilgisayarlarda yapılan aramanın başka bir bilgisayarda görünmeyeceğini açıkladı.
Sanık Yıkılkan, bir başka soru üzerine bilgisayarının şifresinin bulunduğunu ancak bu bilgiyi başka biriyle paylaşıp paylaşmadığını hatırlayamadığını öne sürdü.
Müşteki avukatlarından Fatih Atalay da Yıkılkan'ın bilgisayarındaki aramayı kabul etmemesi üzerine, 13 Temmuz saat 05.20'de cep telefonunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otelle ilgili internetten aramalar yaptığını hatırlatarak, "Bilgisayarınızdaki aramaları kabul etmiyorsunuz ama şahsi telefonunuzda da böyle bir arama yapılmış. Neden böyle bir arama yaptınız?" sorusunu yöneltti.
Cep telefonunda da böyle bir arama yapmadığını iddia eden Yıkılkan, müdahil avukatlarının bu yöndeki soruları ile darbe girişiminde yer alan kişi ve olaylarla ilgili birçok sorusuna da "Bilmiyorum" ve "Hatırlamıyorum" şeklinde cevaplar vermekle yetindi.
Öldürülen Terzi'nin isimini verebildiYıkılkan'a beş generalin darbe hazırlığında olduğuna dair savunmasında yaptığı açıklaması hatırlatılarak, söz konusu generallerin kimler olduğu soruldu.
Bu konuda kendisine bilgi veren kişinin karacı bir asker olduğunu, bu generallerden sadece Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirmek istediği sırada kahraman Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurulan Semih Terzi'nin ismini verdiğini aktaran Yıkılkan, bu bilgiyi Genelkurmay Başkanı'na sunmadığını öne sürerek, "Bu bilgi şüpheden ibaretti. Genelkurmay Başkanı'yla görüşeceğimiz sırada söylerim diye düşündüm. Böyle bir bilgi MİT'te de vardı diye düşündük." ifadelerini kullandı.
Sanık Yıkılkan, hazırlık aşamasında verdiği ifadelerde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemediğini belirtmesine rağmen zabıtlara, "Yararlanmak istiyorum." şeklinde geçirildiğini iddia etti.
Muhabir: Ferdi Türkten, Tanju Özkaya