01-09-2016 14:36
İZMİR -(AA) - İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansal destek sağlanmasına yönelik soruşturma kapsamında hazırladığı iddianamede, FETÖ ile PKK'nın aynı amaç doğrultusunda kurulduğu belirtilerek, iki örgütün iş birliği anlatıldı.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Zafer Dur'un FETÖ/PDY'ye finansal destek sağlanmasına yönelik başlattığı soruşturma çerçevesinde 2'si tutuklu 3 sanık hakkında hazırlanan ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 56 sayfalık iddianamede, FETÖ ve bölücü terör örgütü PKK'nın köklerinin aynı dönemde atıldığı, isim ve yöntemleri değişse de ortak hedef doğrultusunda hareket ettikleri ve Türkiye'nin "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma" amacının engellenmesi için faaliyet yürüttükleri belirtildi.
Gülen'in şehitler için kullandığı sözler de iddianamede
FETÖ, PKK ve diğer terör örgütlerinin yönetici kadrolarının etnik ve dini bilgilerini sakladığının altı çizilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Bunda büyük ölçüde başarılı olunduğu FETÖ/PDY ve PKK'nın lider/yönetici kadroları da dahil, diğer terör örgütlerinin lider/yönetici kadrolarına bakıldığında kolaylıkla anlaşılabilecek bir gerçek olup, bu örgütlerin yöntem ve faaliyetleri dikkatlice analiz edildiğinde de bu husus rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Dini bir cemaatin lideri olduğu iddia edilen FETÖ/PDY liderinin NRT isimli Irak televizyonuna ses ve görüntülü verdiği röportajda Doğu ve Güneydoğu'da canlarını veren şehitleri, 'Onlar, orayı kan gölü haline getirdiler, ben televizyona bakmaya cesaret edemiyorum... Bir hiçe, bir yokluğa doğru itilen ve sonra şehit oldu diye böyle teselli olan insanlar' şeklinde yorumlaması, PKK mensuplarını da 'mazlum mağdur duruma düşen insanlar' olarak tanımlaması, aidiyeti ve hissiyatı açısından dikkatli değerlendirilmesi gereken sözlerdir."
"FETÖ'cü subaylar PKK'ya yardım etti"
Bölücü terör örgütüyle yapılan mücadelede, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ortaya çıkan bilgiler doğrultusunda, FETÖ mensubu subayların PKK'ya bilgi sızdırarak yardım ettiği belirtilen iddianamede, "Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sızan FETÖ/PDY mensubu subayların PKK'ya yapılacak hava harekatlarını önceden haber vermek suretiyle yardım etmeleri, istihbarat birimlerindeki FETÖ/PDY mensuplarının ise PKK içine sızmış istihbarat elemanlarının gizli kalması gereken isimlerini ifşa ederek deşifre olmalarını ve infaz edilmelerini sağlamaları, her iki örgütün farklı tabanlara yayılarak meşruiyet zemini arayan, ancak tepe kadroları yıllar önce yabancı istihbarat örgütleri tarafından etnik ve dini farklılıklar suistimal edilerek oluşturulmuş proje ürünü örgütler olduğunu ortaya koymaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Operasyon
FETÖ/PDY'ye finansal destek sağlanmasına yönelik soruşturma kapsamında, İzmir Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince 18 Şubat'ta düzenlenen operasyonda, ABD'den dönen iş adamı Emir Ağbaş ve Mehmet Çelikaslan, İzmir Adnan Menderes Havalimanında gözaltına alınmış, İzmir ve İstanbul'da Ağbaş'a ait 8 adreste arama başlatılmıştı. Ağbaş ve Çelikaslan tutuklanmış, şirket çalışanlarından S.B. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zafer Dur, 2'si tutuklu 3 sanık hakkında hazırladığı iddianamenin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle sanıklar hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlamalarıyla 5 ile 10 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Zafer Dur'un FETÖ/PDY'ye finansal destek sağlanmasına yönelik başlattığı soruşturma çerçevesinde 2'si tutuklu 3 sanık hakkında hazırlanan ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 56 sayfalık iddianamede, FETÖ ve bölücü terör örgütü PKK'nın köklerinin aynı dönemde atıldığı, isim ve yöntemleri değişse de ortak hedef doğrultusunda hareket ettikleri ve Türkiye'nin "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma" amacının engellenmesi için faaliyet yürüttükleri belirtildi.
Gülen'in şehitler için kullandığı sözler de iddianamede
FETÖ, PKK ve diğer terör örgütlerinin yönetici kadrolarının etnik ve dini bilgilerini sakladığının altı çizilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Bunda büyük ölçüde başarılı olunduğu FETÖ/PDY ve PKK'nın lider/yönetici kadroları da dahil, diğer terör örgütlerinin lider/yönetici kadrolarına bakıldığında kolaylıkla anlaşılabilecek bir gerçek olup, bu örgütlerin yöntem ve faaliyetleri dikkatlice analiz edildiğinde de bu husus rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Dini bir cemaatin lideri olduğu iddia edilen FETÖ/PDY liderinin NRT isimli Irak televizyonuna ses ve görüntülü verdiği röportajda Doğu ve Güneydoğu'da canlarını veren şehitleri, 'Onlar, orayı kan gölü haline getirdiler, ben televizyona bakmaya cesaret edemiyorum... Bir hiçe, bir yokluğa doğru itilen ve sonra şehit oldu diye böyle teselli olan insanlar' şeklinde yorumlaması, PKK mensuplarını da 'mazlum mağdur duruma düşen insanlar' olarak tanımlaması, aidiyeti ve hissiyatı açısından dikkatli değerlendirilmesi gereken sözlerdir."
"FETÖ'cü subaylar PKK'ya yardım etti"
Bölücü terör örgütüyle yapılan mücadelede, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ortaya çıkan bilgiler doğrultusunda, FETÖ mensubu subayların PKK'ya bilgi sızdırarak yardım ettiği belirtilen iddianamede, "Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sızan FETÖ/PDY mensubu subayların PKK'ya yapılacak hava harekatlarını önceden haber vermek suretiyle yardım etmeleri, istihbarat birimlerindeki FETÖ/PDY mensuplarının ise PKK içine sızmış istihbarat elemanlarının gizli kalması gereken isimlerini ifşa ederek deşifre olmalarını ve infaz edilmelerini sağlamaları, her iki örgütün farklı tabanlara yayılarak meşruiyet zemini arayan, ancak tepe kadroları yıllar önce yabancı istihbarat örgütleri tarafından etnik ve dini farklılıklar suistimal edilerek oluşturulmuş proje ürünü örgütler olduğunu ortaya koymaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Operasyon
FETÖ/PDY'ye finansal destek sağlanmasına yönelik soruşturma kapsamında, İzmir Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince 18 Şubat'ta düzenlenen operasyonda, ABD'den dönen iş adamı Emir Ağbaş ve Mehmet Çelikaslan, İzmir Adnan Menderes Havalimanında gözaltına alınmış, İzmir ve İstanbul'da Ağbaş'a ait 8 adreste arama başlatılmıştı. Ağbaş ve Çelikaslan tutuklanmış, şirket çalışanlarından S.B. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zafer Dur, 2'si tutuklu 3 sanık hakkında hazırladığı iddianamenin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle sanıklar hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlamalarıyla 5 ile 10 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
