ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında darbeciler tarafından kaçırılan eski Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) emekli Orgeneral Kamil Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından Başoğlu, müşteki sıfatıyla dinlendi.
Darbe gecesi evinde televizyonda askeri hareketlilik yaşandığına dair haberleri izlediğini, muhtemel bir terör saldırısına karşı önlem amacıyla böyle bir gelişmenin yaşandığını düşündüğünü dile getiren Başoğlu, ilerleyen saatlerde kapısının sert şekilde çalındığını, kapıyı açtığında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri Kurmay Albay Uğur Karaca ile Kurmay Binbaşı Yavuz Sezer'i gördüğünü söyledi.
İki subayı da önceden tanıdığını, Kars'ta kolordu komutanlığı yaptığı sırada binbaşı Sezer'e görevindeki başarılarından dolayı takdirname bile verdiğini söyleyen Başoğlu, alıkonulma anını şöyle anlattı:
"Uğur Albay, 'Genelkurmay Başkanı konutunda sizi bekliyor' dedi. Üstümün müsait olmadığını, bu şekilde karşısına çıkmanın doğru olmayacağını, üzerimi değiştirmek için beklemelerini istedim. Bunun üzerine ses tonu sertleşti. 'Komutanım emir böyle, işimizi zorlaştırmayın' dedi. İkisi koluma girdi ve beni aşağı indirdiler. Bu yaşadıklarımızın darbenin bir parçası olduğunu o esnada anlayamadım. Aşağı geldiğimizde büyük bir ambulans vardı, arka kısmına beni oturttuklarında elimi uzatmamı istediler. Arkadan elimi bağladılar, gözlüğümü aldılar. Başıma da haki renkli bir bez parçası bağladılar."
"Mendi'yi sesinden tanıdım"
Yaklaşık 45 dakika süren yolculuk sonunda Akıncı Üssü'ne getirildiğini, burada karanlık bir mahzene indirildiğini, sandalyeye elleri ve ayaklarının kelepçelendiğini anlatan Başoğlu, bir zaman sonra tutulduğu yerde yalnız olmadığını anladığını söyledi.
Başoğlu, "Biri sürekli ofluyordu. Kim olduğunu anlamak için 'Gözlüğümü getirdiniz mi?' diye seslendim. Sesimi duyan kişi 'Kamil sen misin?' dedi. Sesinden bu kişinin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi olduğunu anladım. Gazi Orduevi'nden, buraya nasıl getirildiğini anlattı. Ben de yaşadıklarımı anlattım." dedi.
Galip Mendi ile sabah saatlerine kadar mahzenden tutulduklarını söyleyen Başoğlu, günün ilk ışıklarında Cumali isimli bir astsubayın kendilerine "Başarılı olmadık, hakkınızı bize helal edin. Sizi buradan çıkaracağım" dediğini aktardı.
Başoğlu, dışarı çıktıklarında Mendi'nin makam aracı ile koruma astsubayının kendilerini karşıladığını, 143. Filo nizamiyesine geldiklerinde çelik başlık ve hücum yeleklerinin etrafa saçıldığını gördüğünü bildiren Başoğlu, çıkışta kendilerini durduran polislere yaşadıklarını anlattıklarını ve Kazan Emniyet Müdürlüğüne geçtiklerini kaydetti.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, darbe girişiminden ne zaman haberdar olduğunu sorması üzerine Başoğlu, Akıncılar Üssü'ndeki mahzende tutulduğu sırada Mendi ile bu konuyu görüştüklerini, yaptıkları değerlendirme sonucundan darbe girişiminde bulunanların FETÖ'cü olduklarına karar verdiklerini ifade etti.
"Liste temmuzdan önce gelmişti"
Ordu içinde FETÖ'cülerin olduğuna dair kendilerine bilgiler geldiğini, ancak bu grubun bir darbe girişiminde bulunabileceğini düşünemediklerini belirten Başoğlu, şöyle devam etti:
"YAŞ hazırlıkları kapsamında albaylıktan generalliğe yükseltilecekler ile generallikten bir üst rütbe verilecek askerlerle ilgili temmuzdan önce bizlere listeler verilmişti. Bu listelerde çok sayıda kişi vardı. Orgenerallere verilen anketlerde, terfi sıralamasına o isimleri koymamıştık. Bunların FETÖ'cü olduğunu biliyorduk ama darbe yapabileceklerini düşünmemiştik. Generallerin ve albaylar hakkında bana bilgi gelmişti. Biz de bunlara anketlerde yer vermeyerek eleyecektik. Darbe girişimi olmasaydı ağustostaki YAŞ'ta bunlar ihraç edilecekti."
Kendisini alıkoyan sanıklardan şikayetçi olduğunu belirten Başoğlu, mahkemeden davaya katılma talebinde bulundu.
Başoğlu'nun talebini kabul eden mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
Muhabir:Tanju Özkaya
dikGAZETE.com