KONYA - Metin Bolat
"Bir tanesini karnımda ama yüzlercesini yüreğimde büyüttüm. Çocuklara karşı 'aşk' diye tabir edilecek büyük bir sevgim var." Bu sözler 54 yaşındaki ev hanımı Ferda Okur'a ait. Bir çocuk annesi Okur, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sevgi Evleri'nde kalan, kendi tabiriyle kuzucuklarına 22 yıldır gönüllü annelik yapıyor.
Okur, her şeyiyle ilgilendiği yüzlerce çocuğun zamanla annesi, arkadaşı, ablası ve kardeşi olmuş. Henüz 2 yaşındayken anne ve babası ayrıldığı için 5 kız kardeşiyle Sevgi Evleri'ne verilen Beyza Acun da Ferda annenin ilgilendiği, hayallerini gerçekleştirdiği çocuklardan birisi.
Ferda Okur, beş yıl önce "Sarı gelin" adı verilen bisikleti "evladım" dediği Beyza'ya hediye etti. Beyza bisikleti aldıktan sonra adeta özgürlüğe pedal çevirdi. Hayata pozitif bakmaya başlayan, dersleri düzelen, etrafına neşe saçan 20 yaşındaki Beyza'nın en büyük hayali, Ferda anne gibi olabilmek. O da yetiştirme yurdundaki çocukların hayallerini gerçekleştirmeyi arzuluyor.
"Sarı gelin Beyza için özgürlüğün adı oldu"
Çocuklarla ilgilenen bir derneğin yönetim kurulunda yer alan Ferda Okur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok çocuk dünyaya getirmek istemesine rağmen oğlu prematüre dünyaya geldikten sonra bu düşüncesinin değiştiğini söyledi.
Sevgi Evleri'nde çocuklarla ilk tanışmasını, "Yuvayla ilk maceram ayağımda çocuk sallayarak başladı. Çocukları bu kadar seviyorken onlardan ayrı kalamazdım. Bir odada çocuk sallayarak, görevlilerin yükünü almaya çalıştım. Sonra başka gönüllü anneler buldum. Çocukları ayağımızda sallayarak uyutmaya başladık." cümleleriyle anlatan Okur, çocukların kendisini gördüğünde "Ferda anne gelmiş" diyerek sarılınca yaşadığı mutluluğu hayatta hiçbir şeye değişmeyeceğini vurguladı.
Evlatlarından "imkansız" diye bir şey olmadığını öğrendiğini aktaran Okur, şöyle devam etti:
"Bir anne yavrusunu ha karnında ha yüreğinde büyütmüş. Söküklerini dikiyor, özel günlerinde onları yalnız bırakmıyoruz. Beyza kızımı da hiç yalnız bırakmadık. Beyza çok çetin ceviz çıktı. Beş kardeşin en küçüğü, ele avuca sığmıyordu. Ne istediğini biliyor, kafasına göre olmayan şeyleri hemen şikayet ediyordu. Dersleri çok kötüydü. Bir gün 'Bisiklet istiyorum' dedi. Anlaştığımız gibi derslerini düzeltince bisikleti aldık. Beyza yol arkadaşı olarak seçtiği 'sarı gelin'den hiç ayrılmadı. Bisiklet onun için bir milattı. Bambaşka bir çocuk oldu. Sarı gelin Beyza için aslında özgürlüğün adı oldu. Yıllar sonra gördüğü annesine bile sarı gelinle koştu. Onun için bir tutkuya dönüşen ulaşım aracıyla dağ bayır dolaştı. Özgür ruhunu ortaya çıkardı. Bu bisiklet mücadeleci yanı oldu."
Sarı gelinle yıllarca görmediği annesine koştu ama...
Beyza Acun da Ferda Okur'un hayattaki en kıymetlileri arasında yer aldığını vurguladı.
Küçüklüğünden bu yana hep yanında olan Okur'u anne olarak gördüğünü anlatan Acun, sıkıntılı günlerinde Ferda annesinin hediye ettiği sarı gelinin imdadına yetiştiğini dile getirdi.
Bisikletle bambaşka bir insan olduğunu ifade eden Acun, "Bisikleti aldığımda heyecandan uyuyamadım. Çevrem genişledi, yeni insanlarla tanıştım. Başarılı olduğumu gördüm. Notlarım 90'a kadar çıktı. Belediyenin düzenlediği bisiklet yarışmasında birinci oldum. Bir bisiklet grubunun yöneticisi konumundayım. Bisiklet mağazasında çalışıyorum. Para kazanmaya başladım." diye konuştu.
Acun, küçük bir hediyenin bile insanın hayatında neleri değiştirebileceğini gördüğünü söyleyerek, şunları anlattı:
"Sarışın olduğum için bisikletime 'Sarı gelin' adını verdim. Sarı gelinle engelleri aşıp, değiştim. Beni başarıya ulaştırdı. İnsanlar, 'Çok ağır, sat. Yenisini verelim' diyorlar. 'Sarı gelinime nasıl kıyarım?' karşılığını veriyorum. Yetiştirme yurdundaki çocukların hayallerini gerçekleştirmek için pedalları daha hızlı çeviriyorum. Annemi yıllarca görmedim. Birkaç fotoğraf ve anlatılanların dışında tanımıyordum. Henüz dokuz aylıkken annemden ayrılmışım. Sosyal medyadan tesadüfen fotoğrafını gördüğüm annemin adresine ulaşarak sarı gelinle yanına gittim. Amacım 16 yıl sonra gördüğüm anneme bisikletimi göstermek, ona sarılmaktı. Uzun süre görmediği için yanımdan geçti, beni tanıyamadı. O anda 'Hatırlar, inşallah bana sarılır' diye içimden geçirdim ama olmadı. Nasıl hayallerime azimle pedal çeviriyorsam, annesi babası olmayan çocuklar da çevirsin istiyorum. Bisiklet antrenörü olacağım. Bir spor kulübünün çatısı altında, ülkemize sığınmış çocuklar da dahil anne ve babası olmayanlarla adımızı dünyaya duyurmayı arzuluyorum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com