Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “ABD Merkez Bankasının dünya istenen seviyeye gelmediği sürece faiz artırımına gitmesi sağlıklı, sürdürülebilir değildir. Doların daha fazla değer kazanması ABD ekonomisi, üretimi, ihracatı ve büyümesi için son derece tehlikelidir” dedi.
Ekonomi Bakanı Zeybekci, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Kabulde Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyelerine seslenen Bakan Zeybekci, 2008-2009 krizinin henüz geçmediğini belirterek şunları söyledi:
“Global anlamda ekonominin tam toparlanması, ABD’nin elde ettiği o sonuçları dünyanın da benzer şekilde elde etmesi gerçekleşmeden ABD’nin ekonomik anlamda ‘bu iş oldu artık ben rahatladım’ demesi mümkün değildir. Parasal genişlemeyi durdurduk ve daraltacağız, ondan sonra da faiz artırımına gidebiliriz, doların bu kadar bol ve ucuz olmasına müsaade etmeyeceğiz söylemini dediği anda biz bu sürdürülebilir değil dedik. Yüzde 22 civarında doların diğer para birimlerinde değer kazanması, ABD ürünlerinin rekabet şansını düşürür. ABD Merkez Bankası, her ne zaman faiz arttırmayla ilgili söz söylese yapamaz. Çünkü dünya buna müsaade etmez.”
“FAİZ İLE İLGİLİ TÜRKİYE’DE POZİTİF GELİŞMELER DEVAM EDECEKTİR”
ABD ekonomisinin yolda giderken arkadakileri beklemeden yola devam etmesinin mümkün olmadığını kaydeden Zeybekci, “Arkadaki diğer ekonomilerin de aynı seviyeye gelerek birlikte iyileşmeye doğru o hareketlenmeyi sağlamaları gerekiyordu. Onun için biz bu anlamda Türkiye için ABD Merkez Bankası’nın alacağı kararlardan dolayı ülkemizde ekonomimizin etkileneceği ve Türkiye’nin o sebepten kaynaklı olarak yüksek faiz ödemesinin gereklilik olduğuna katılmıyoruz. Çünkü ihracatın yüzde 45’ini AB’ye yapan, doğrudan yabancı sermaye girişinin yüzde 70’ini AB’den alan, dünyada Gümrük Birliği gibi bir anlaşmayla AB’ye bağlı tek ülke Türkiye’nin FED’in kararlarından daha çok AB Merkez Bankası kararlarından etkileneceği, bu parasal bollaşma ve parasal genişlemeden pozitif anlamda yararlanacağı yönünde fikirlerimizi beyan ettik. Onun için yüksek faizi Türkiye’de büyümenin önündeki, yatırımların önündeki, istihdamın artışının önündeki önemli engellerden birisi olarak gördük. Para çevrelerinin, finans çevrelerinin çok yoğun bir şekilde Türkiye’yi ’ABD Merkez Bankası ne yapacak?’ söylemiyle meşgul etmelerini Türkiye’ye yapılan bir haksızlık olarak görüyorum. Dün yapamadıklarını bundan sonraki ayda da yapamazlar. ABD Merkez Bankası, dünya istenen seviyeye gelmediği sürece faiz artırımına gitmesi sağlıklı değildir, sürdürülebilir değildir. Doların daha fazla değer kazanması ABD ekonomisi, üretimi, ihracatı ve büyümesi için son derece tehlikelidir. Faiz ile ilgili Türkiye’de pozitif gelişmeler devam edecektir. Devam etmesi için sebepler çoktur. Bu yönde biz de gerekli olan tüm tedbirleri hükümet olarak alacağız” diye konuştu.
Dün Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısına değinen Zeybekci, “Dün akşam saat 00.00’da Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlığında Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı yapıldı. Saat 04.00’e kadar süren bir toplantıydı. Önümüzdeki dönemde Sayın Başbakanımızın ve hükümetimizin birinci önceliği daha çok üretimdir. Türkiye, yüzde 6 arka arkaya büyürse tasarruf oranlarının düşüklüğünden dolayı bu büyümeyi ancak cari açık vererek gerçekleştirebilir. Bu gerçekçi bir tespit değildir. Türkiye’nin başka alternatifleri de vardır. O da ihracata dayalı büyümedir. EKK, genel itibariyle bir başbakan yardımcısı başkanlığında toplanırdı. Bu dönemde Sayın Başbakanımız, EKK toplantısına başkanlık yapacak. Bu böyle devam edecektir. Bu birkaç hafta içerisinde hükümet programımızda ortaya koyduğumuz, hedeflediğimiz hedeflere ulaşana kadar bu çalışmalarımız devam edecektir” açıklamasını yaptı.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde devam eden terörle mücadele operasyonlarıyla ilgili Zeybekci şunları söyledi:
“Çözüm süreci, barış süreci geçti artık. Bunların derdi benim Kürt kardeşimin derdi değildir. Bunların derdi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki gelişmişliğin Ege’den daha düşük olması, oradaki insanların refah ve diğer imkanlarının İstanbul’dan daha düşük olması değildir. Bunların tek bir hedefi vardır. Bu ülkeyi bölmek ve parçalamak. Bu ülkeyi bölüp parçalayarak, onların ağa babalarının dizayn ettiği o coğrafyada farklı yapıların ortaya çıkmasıdır. Bu ihanete asla müsaade etmeyeceğiz.”
“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN AB’NİN STANDARTLARINI TUTTURMAKTIR”
Bakan Zeybekci ayrıca, çek kanunu ve iflas erteleme konularının Temmuz ayının sonunda hayata geçirileceği müjdesini verdi. AB yolculuğunun stratejik bir yolculuk olduğunu da belirten Zeybekci, “AB’ye tam üyelik hedefi stratejik bir hedeftir. 53 yıldan beri dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülke bir kuruluşa katılmak için bizim kadar tutarlılık göstermemiştir. Tam üye olarak orada olmak bizim için o kadar önemli değildir. Bizim için önemli olan AB’nin standartlarını tutturmaktır. Vize muafiyeti meselesi bizim için sadece siyasi bir hedeftir. Türkiye’nin AB ile bir vize problemi yoktur, AB’nin Türkiye ile vize problemi vardır. Onların menfaati, bizim onların menfaatimizden daha üst noktaya gelmeden böyle bir iyileşmeyi beklemek biraz tutarlı olmaz. Vize muafiyeti olmuş olmamış onların problemidir. Ortak dediği, birçok alanda beraber olduğu bir ülkeyi hala vize vererek insanların seyahatini düzenlemiş olmak onlar için yüz karasıdır” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Ekonomi Bakanı Zeybekci, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Kabulde Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyelerine seslenen Bakan Zeybekci, 2008-2009 krizinin henüz geçmediğini belirterek şunları söyledi:
“Global anlamda ekonominin tam toparlanması, ABD’nin elde ettiği o sonuçları dünyanın da benzer şekilde elde etmesi gerçekleşmeden ABD’nin ekonomik anlamda ‘bu iş oldu artık ben rahatladım’ demesi mümkün değildir. Parasal genişlemeyi durdurduk ve daraltacağız, ondan sonra da faiz artırımına gidebiliriz, doların bu kadar bol ve ucuz olmasına müsaade etmeyeceğiz söylemini dediği anda biz bu sürdürülebilir değil dedik. Yüzde 22 civarında doların diğer para birimlerinde değer kazanması, ABD ürünlerinin rekabet şansını düşürür. ABD Merkez Bankası, her ne zaman faiz arttırmayla ilgili söz söylese yapamaz. Çünkü dünya buna müsaade etmez.”
“FAİZ İLE İLGİLİ TÜRKİYE’DE POZİTİF GELİŞMELER DEVAM EDECEKTİR”
ABD ekonomisinin yolda giderken arkadakileri beklemeden yola devam etmesinin mümkün olmadığını kaydeden Zeybekci, “Arkadaki diğer ekonomilerin de aynı seviyeye gelerek birlikte iyileşmeye doğru o hareketlenmeyi sağlamaları gerekiyordu. Onun için biz bu anlamda Türkiye için ABD Merkez Bankası’nın alacağı kararlardan dolayı ülkemizde ekonomimizin etkileneceği ve Türkiye’nin o sebepten kaynaklı olarak yüksek faiz ödemesinin gereklilik olduğuna katılmıyoruz. Çünkü ihracatın yüzde 45’ini AB’ye yapan, doğrudan yabancı sermaye girişinin yüzde 70’ini AB’den alan, dünyada Gümrük Birliği gibi bir anlaşmayla AB’ye bağlı tek ülke Türkiye’nin FED’in kararlarından daha çok AB Merkez Bankası kararlarından etkileneceği, bu parasal bollaşma ve parasal genişlemeden pozitif anlamda yararlanacağı yönünde fikirlerimizi beyan ettik. Onun için yüksek faizi Türkiye’de büyümenin önündeki, yatırımların önündeki, istihdamın artışının önündeki önemli engellerden birisi olarak gördük. Para çevrelerinin, finans çevrelerinin çok yoğun bir şekilde Türkiye’yi ’ABD Merkez Bankası ne yapacak?’ söylemiyle meşgul etmelerini Türkiye’ye yapılan bir haksızlık olarak görüyorum. Dün yapamadıklarını bundan sonraki ayda da yapamazlar. ABD Merkez Bankası, dünya istenen seviyeye gelmediği sürece faiz artırımına gitmesi sağlıklı değildir, sürdürülebilir değildir. Doların daha fazla değer kazanması ABD ekonomisi, üretimi, ihracatı ve büyümesi için son derece tehlikelidir. Faiz ile ilgili Türkiye’de pozitif gelişmeler devam edecektir. Devam etmesi için sebepler çoktur. Bu yönde biz de gerekli olan tüm tedbirleri hükümet olarak alacağız” diye konuştu.
Dün Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısına değinen Zeybekci, “Dün akşam saat 00.00’da Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlığında Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı yapıldı. Saat 04.00’e kadar süren bir toplantıydı. Önümüzdeki dönemde Sayın Başbakanımızın ve hükümetimizin birinci önceliği daha çok üretimdir. Türkiye, yüzde 6 arka arkaya büyürse tasarruf oranlarının düşüklüğünden dolayı bu büyümeyi ancak cari açık vererek gerçekleştirebilir. Bu gerçekçi bir tespit değildir. Türkiye’nin başka alternatifleri de vardır. O da ihracata dayalı büyümedir. EKK, genel itibariyle bir başbakan yardımcısı başkanlığında toplanırdı. Bu dönemde Sayın Başbakanımız, EKK toplantısına başkanlık yapacak. Bu böyle devam edecektir. Bu birkaç hafta içerisinde hükümet programımızda ortaya koyduğumuz, hedeflediğimiz hedeflere ulaşana kadar bu çalışmalarımız devam edecektir” açıklamasını yaptı.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde devam eden terörle mücadele operasyonlarıyla ilgili Zeybekci şunları söyledi:
“Çözüm süreci, barış süreci geçti artık. Bunların derdi benim Kürt kardeşimin derdi değildir. Bunların derdi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki gelişmişliğin Ege’den daha düşük olması, oradaki insanların refah ve diğer imkanlarının İstanbul’dan daha düşük olması değildir. Bunların tek bir hedefi vardır. Bu ülkeyi bölmek ve parçalamak. Bu ülkeyi bölüp parçalayarak, onların ağa babalarının dizayn ettiği o coğrafyada farklı yapıların ortaya çıkmasıdır. Bu ihanete asla müsaade etmeyeceğiz.”
“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN AB’NİN STANDARTLARINI TUTTURMAKTIR”
Bakan Zeybekci ayrıca, çek kanunu ve iflas erteleme konularının Temmuz ayının sonunda hayata geçirileceği müjdesini verdi. AB yolculuğunun stratejik bir yolculuk olduğunu da belirten Zeybekci, “AB’ye tam üyelik hedefi stratejik bir hedeftir. 53 yıldan beri dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülke bir kuruluşa katılmak için bizim kadar tutarlılık göstermemiştir. Tam üye olarak orada olmak bizim için o kadar önemli değildir. Bizim için önemli olan AB’nin standartlarını tutturmaktır. Vize muafiyeti meselesi bizim için sadece siyasi bir hedeftir. Türkiye’nin AB ile bir vize problemi yoktur, AB’nin Türkiye ile vize problemi vardır. Onların menfaati, bizim onların menfaatimizden daha üst noktaya gelmeden böyle bir iyileşmeyi beklemek biraz tutarlı olmaz. Vize muafiyeti olmuş olmamış onların problemidir. Ortak dediği, birçok alanda beraber olduğu bir ülkeyi hala vize vererek insanların seyahatini düzenlemiş olmak onlar için yüz karasıdır” ifadelerini kullandı.
(İHA)