DÜZCE
Hayatının yaklaşık yarım asrını 5 engelli evladına adayan Fatime Yikit, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için çocuklarına bildiklerini öğretmeye çalışıyor.
Eşini yaklaşık 11 yıl önce kaybeden fedakar anne Yikit, 7 çocuğundan sağlıklı olan iki kızının da desteğiyle ikisi erkek beş engelli evladına tüm zorluklara rağmen hem babalık hem de annelik yapıyor.
Fatime Teyze'nin tek korkusu ise kendisi öldükten sonra çocuklarının hayatlarını nasıl devam ettireceği...
Doğuştan kas hastalığı nedeniyle engelli olan Havva (47), Adem (38), Nimet (37) Menşure (35) ve Selim Yikit'e (32) günlük yaşamlarında destek olan fedakar anne, elinden geldiğince çocuklarına iğne oyası ve yemek yapmayı, okuyup yazmayı ve Kur'an-ı Kerim okumayı öğretmeye çalışıyor.
Kah tebessümle kah gözleri dolu olarak hayat hikayesini anlatan Fatime Yikit, en büyük hayalinin kiradan kurtularak evlatlarıyla başlarını sokabilecekleri kendilerine ait bir ev olduğunu belirterek, çocuklarıyla kutsal topraklara gitmeyi istediğini söyledi.
Hayatını 5 engelli çocuğuna vakfettiğini vurgulayan Yikit, "Benim 7 çocuğum var, 5'i engelli. Çocuklarım güler yüzlü. Hiçbir şekilde ağlayıp sızlayan, şikayet eden çocuklar değiller. Kim gelirse gülerler, insan canlısıdırlar. İnsanları gördüklerinde seviniyorlar." dedi.
"Onlar bana hiç yük değil..."
Bedensel engelin kendisine zaman zaman zorluk yaşattığını ama engelli olmayan kızlarının yardımıyla bunun altından kalktığını anlatan Yikit, şöyle devam etti:
"Şimdilik destek alarak da olsa yürütüyorum ama ben ölürüm daha sonra onlara ne olur şimdiden düşünüyorum.
En büyük korkum bu. İnşallah ablaları onları mağdur bırakmaz. Onlar bana hiç yük değil. Onlar bir yere gittiklerinde hemen arıyorum.
Bir akrabama gidip bir iki akşam kalsalar hemen arıyorum ve gelsinler istiyorum.
O bir iki gün bana yıl gibi geliyor. Hemen gidip alıp geliyorum. Onları ben sağlıklı bir evlat gibi görüyorum. Az da olsa kendi ihtiyaçlarını da görebiliyorlar. Hiç bir sıkıntımız olmuyor. "
İki çocuğunun bakım parası, üç çocuğunun ise 3 ayda bir aldıkları engelli maaşı olduğunu dile getiren Yikit, onlarla geçindiklerini, 700 lira kira verdiklerini söyledi.
Kutsal topraklara gitmek istediğinin altını çizen Yikit, şunları kaydetti:
"Çocuklar televizyondan izleyerek orayı çok merak etti. Benden daha çok onlar istiyor. Bir sebep olan olsa da gitmek istiyorum. Çocuklarımı da toplayıp getiririm. Onları bırakıp gitmem. Onlar zihinsel engelli değil. Bedensel engelli ve hareketleri dengeleyemiyorlar.
Bir yere giderken aniden düşüyorlar. Düşmekten şikayetçiyiz. Şimdilerde o kadar bilim adamı var ama ben gidip de tedavi ettiremedim.
Buna gücüm yetmedi. İkisinin engeli çok ilerledi ama diğer 3'ü sadece aniden düşüyor.
Doktorlarımızdan yardım istiyorum, bize bir baksınlar Allah rızası için. Buna bir çare varsa beni burada bulsunlar. Ben arayacağım bulacağım dersem, bulamam. Ben mutluyum ve mutlu olmazsam yaşayamam."
"Hayırseverlerden tedavi desteği istiyorum..."
Engelli kardeşlerin en küçüğü olan Selim Yikit ise ailesine daha iyi bir hayat yaşatmak istediğini söyleyerek, şunları dile getirdi:
"Kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum. Şimdiye kadar annem, ablalarım bana destek oldu. Şimdiden sonra da ben ayaklarımın üstünde durup onlara destek olmak istiyorum. Daha güzel bir şeyler yapabilirim.
Yapacağıma da inanıyorum. Hayırseverlerden tedavi desteği istiyorum. Ben kendimi daha iyi hissedeceğim. Tedavimi iyice görüp sonra iş arayacağım. Oturduğum yerde iyi bir iş yapabilirim."
Yikit, durumu kendisinden daha kötü olanların bulunduğunu düşünerek haline şükrettiğini anlatarak, "Bu halde gezebiliyorum. Umreye gitmek istiyorum. Ben annemden ayrı duramam." dedi.
Kaynak: AA - Ömer Ürer
.
dikGAZETE.com